Da ne oldu traducir francés
1,400 traducción paralela
O kadar yıl boyunca Cinayet'te kendimi yıprattım da ne oldu?
Toutes ces années à en chier à la crim, et pour quoi?
Tabi ki bütün bu samimi olma detaylarını atlarsak o hafta sonu Cabo'da ne oldu?
Hors détails intimes, bien sûr, mais que s'est-il passé à Cabo?
- Sen buldun da ne oldu sanki?
C'est ça? Ton père est très bien, jeune fille.
1860 nasıl olur? - 1860'da ne oldu?
- Que s'est-il passé en 1860?
1860'da ne oldu?
- Que s'est-il passé en 1860?
Adrian, çatıda ne oldu?
Qu'est-il arrivé sur ce toit?
Nasıl oldu da ben burayı hiç duymadım.
- Je ne connais pas cet endroit!
- Nasıl oldu da bizi sevmiyor?
- Pourquoi il ne nous aime pas? - Quoi?
Ne oluyor? Hani 10'da buluşacaktık? Saat 12 oldu.
On devait se retrouver à 10 h, il est midi.
- Tamam da benim parama ne oldu?
D'accord. Mais où est passé mon argent?
Ne oldu? Hamsterdam'da neyin nesi?
- C'est quoi Hamsterdam, bordel?
İki tane kaldı büyükbaba, onlar da biraz şekilsiz oldu.
Il ne m'en reste que quelques-unes, et elles sont plutôt moches.
Bunu hiç söylemeyecek ama o nasıl oldu da hayal kırıklığına uğramadı?
Elle ne l'admettra jamais, mais comment aurait-elle pu... ne pas être déçue?
Everett'le nasıl oldu da tanışmadın?
Alors, vous ne connaissiez pas Everett?
Ne güzel oldu da sizlere rastladık. Yoksa o kamyonetin başında çürüyecektik.
Heureusement que toi et Lureen nous avez secourus, sinon on serait encore pris au bord de la route dans ce foutu camion.
Ne oldu sanki bunu yaptınız da!
- Hé que t'as changé.
Hepimiz merak ediyoruz da, yüzüne ne oldu?
Dis, on se demande tous ce qui est arrivé à ton visage?
Nasıl oldu da olmadı?
Comment cela a-t-il pu ne pas se passer?
Sonra da tek yaptıkları yapabildikleri kadar maliyeti aşağı çekmek ve en az parayla film çekmek oldu.
On ne pose pas cette question aux otages en Iran. "Qu'est-ce qui vous a amené à vous trouver dans cette ambassade?"
Nasıl oldu da onların bunu görmelerini sağlayamadın?
comment as-tu fait pour qu'ils ne le voient pas?
Bu da ne? Ne oldu?
Qu'est-ce qui s'est passé?
Yoksa soğukkanlı bir katil olacaksın ki bu durumda... - Hayır. Ya da o evde, bunu yapmana neden olan bir şey oldu.
Soit vous avez tué de sang-froid, ce que je ne crois pas, soit il est arrivé quelque chose qui vous a poussée à faire ça.
Bunlar ne oldu da feribotla gitmedi?
Comment ça se fait qu'ils n'ont pas pris le ferry?
- Oldun da ne oldu?
- Et alors?
Nasıl oldu da testlerde eşimin kalbi uydu? Ama şimdi uyumsuzluk göstermekte?
Laissez-moi vous demander, étiez-vous certain qu'elle ne pourrait pas le faire?
Nasıl oldu da ben onu bir kere bile görmedim?
Comment se fait-il que je ne l'aie jamais vu une seule fois?
O da tek kulakta. Ne oldu?
C'est seulement sur une oreille.
- Ne oldu Brezilya'da?
Qu'est-ce qui s'est passé au Brésil?
Özellikle konuşmamanı söyledikten sonra, ne oldu da gösteri yapıp öyle konuşacak kadar kendini kaybettin?
Après que je t'ai demandé de ne pas parler... qu'est-ce qui t'a poussé à monter un spectacle pareil?
Ki bu da demektir ki burda her ne olduysa hafta sonu oldu.
Donc, tout s'est passé pendant le week-end.
Sonra ne oldu, Rus Acenta bir başka karı için başvurunuzu red mi etti, ya da, beyaz tenlilerden sıkıldınız mı?
Que s'est-il passé? L'agence russe a rejeté votre demande pour une autre femme ou vous avez perdu votre appétit pour la viande blanche? - Trop directe?
Dün elmas sutyenin çekimlerinde ben modeldim, ama sutyeni giydikten önce ya da sonra neler oldu bilmiyorum.
Les photos avec le soutien-gorge en diamant c'était hier, et ce qui se passe avant et après que je le porte, je ne sais pas.
Ama asıl anlamadığım nasıl oldu da kimse farkına varmadığı tasarımcının bile.
Ce que je ne comprenais pas, c'est comment personne d'autre ne savait, même pas le dessinateur du soutien-gorge.
- Bu da ne demek oluyor oldu?
- Ça rime à quoi?
Anlat bana Nick. Sen küçükken annene ne oldu da fahişelere bunları yapmaya karar verdin?
Je me demande si c'est ce qui est arrivé à votre mère qui vous a fait croire que les prostituées étaient des produits jetables.
Ben "Ne oldu, baba?" dedim o da şunu yaptı.
Je fais : "qu'est-ce qu'il y a, papa?" Il fait... comme ça.
Anatomik bozuklukları olan başka hastalarım da oldu. Onlara... dokuz aylık süreyi tamamlayamayacaklarını söyledim.
J'ai conseillé à des patientes, à cause de leur anatomie, de ne pas mener à bien leur grossesse.
Nasıl oldu da onu kimse evlat edinmedi?
Pourquoi personne ne les a adopté?
Evet ama daha önce de öyle dedin ve pahalı olandan koydun. Bu da Philadelphia'da atıştırma molası veremememiz demek oldu. - Ne oldu Gil?
T'as déjà dit ça, mais c'était pas vrai et du coup, on n'a pas mangé à Philadelphie.
İkinci bir şansın daha oldu. Onu da kullanmamazlık etme.
Tu as ta deuxième chance, ne la gâche pas.
Hey... Seni nasıl oldu da Belltown'daki minderde göremedim?
Eh... comment ça se fait que je ne vous vois pas lutter à Belltown?
Doğru ya da yanlış hiçbir soruya avukatınız olmadan cevap vermeyin yani ben oraya gelmeden hiçbirşey söylemeyin oldu mu?
Vous avez le droit de refuser de répondre aux questions sans la présence d'un avocat, alors ne dites rien jusqu'à ce que j'arrive, d'accord?
Dışarıda, ne oldu?
Là-bas. Qu'est-ce qui s'est passé?
Ne oldu da gömleğin aniden olgunlaştı?
Donc qu'est-ce qui s'est passé? Cette chemise est devenue soudainement mature?
Ya da sakıncalı bir şey söylediğiniz veya yaptığınız oldu mu? Elbette. Kesinlikle.
Ou fait ou dit quelque chose qui était... je ne sais pas... peu judicieux?
Nasıl oldu da bana güzellik yarışması kazandığını söylemedin.
Pourquoi ne m'as tu jamais dit que tu avais gagné un concours de beauté?
Birlikte büyüdüğüm insanlardan, ölmeyenler ve hapse girmeyenler ya hamburgercide ızgaracı oldu, ya da kamyon şoförü.
Tous mes copains, s'ils ne sont pas morts ou en prison, vendent des hamburgers ou sont routiers.
Evet, biliyorum, anlaşmazlıklarımız oldu ama, senin için her zaman söyleyebileceğim bir şey varsa, o da, nasıl ayakta kalacağını bildiğindir.
On a eu nos différents, mais si il y a une chose que je dirais toujours, c'est que rien ne t'abat.
Tony Yayo'ya ne oldu ; şu an hapiste mi yoksa dışarda mı, ya da?
Il est en prison ou pas?
Peyton bana senin olduğundan daha iyi arkadaş oldu... ve onun dolabına yazıp ona attığın iftiraları da haketmedi!
Peyton a été une meilleure amie pour moi que tu ne l'as jamais été. Elle n'a pas mérité ce graffiti sur son casier.
Evet, Jenny'i annemlere bırakmam gerekti. Sonra da kafeye uğrayıp Karen ile konuştum. Ne oldu?
J'ai dû déposer Jenny chez ma mère, et m'arrêter au café pour parler à Karen.
da ne 23
da ne demek 81
da nerede 17
da ne var 31
da ne işin var 23
da ne yapıyorsun 30
da ne yapıyordun 16
ne oldu 12116
ne oldu sana böyle 73
ne oldu ki 237
da ne demek 81
da nerede 17
da ne var 31
da ne işin var 23
da ne yapıyorsun 30
da ne yapıyordun 16
ne oldu 12116
ne oldu sana böyle 73
ne oldu ki 237
ne oldu sana 334
ne oldu canım 18
ne olduğunu bilmiyorum 211
ne oldu ona 111
ne oldu bana 30
ne oldu acaba 21
ne olduğunu 23
ne oldu dostum 18
ne oldu size 33
ne olduğunu biliyorum 99
ne oldu canım 18
ne olduğunu bilmiyorum 211
ne oldu ona 111
ne oldu bana 30
ne oldu acaba 21
ne olduğunu 23
ne oldu dostum 18
ne oldu size 33
ne olduğunu biliyorum 99