English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hastalar

Hastalar traducir francés

6,287 traducción paralela
Burada hastalarımızın çoğu kadındır, ama erkekler de var. Şuradaki William.
On a surtout des résidentes mais il y a aussi des hommes.
Ama ben bu noktada bile durumu istikrar kazanan hastalar gördüm.
Mais parfois les patients se stabilisent, même à ce stade.
Hastalar canımı sıktı.
Des patients énervants.
Hani tüm hastalarına söylediğin bir şey var ya?
Qu'est-ce que tu dis tout le temps à tes patients?
- Üsteki tüm hastalar için yapmak istiyorum.
Je veux le faire à chaque personne infecté de cette base.
Bu hastaları aşağı indirmeden önce stabil hâle getirmemiz lazım.
Nous devons d'abord stabiliser les patients avant de les envoyer en bas.
Sonuçta prefrontal korteks planlama ve beklentiden sorumludur ve beyin lezyonu olan hastalar da...
Le cortex préfrontal est responsable de la planification et de l'anticipation, et les patients avec des lésions cérébrales sur leur...
Hastaları öldürmemek de bir yere kadarmış, değil mi Doktor?
C'est ça, ne pas tuer les infectés?
Hastalar var diyecektim.
- J'allais dire "patients".
Çaresiz hastalar.
Des patients très malades.
Bazı hastaların kayıtları kaybolmuş bazı dosyalar yok.
Il y a quelques histoires de patients manquantes,
Hastaların geçmişleri.
Ok? Les histoires de patients
Bütün hastalarıma soruyorum.
[GLOUSSE] Je demande à tous mes patients.
Hastalarınızdan birine karşı bir tehdit var.
Il y a une menace contre l'un de vos patients.
Babam her zaman George amcan sadece hastalarına değer verir derdi.
Papa dit toujours que seuls ses patients intéressent Oncle George.
- Hey, hastalarıma sürekli söylüyorum, çocuklarınızı başarılı olduklarında mutlaka övün.
- Hé, je dis tout le temps à mes patients, priez pour vos enfants lorsqu'ils excellent.
Şehirdeki en iyi onkologsun, ve biliyorum hastalarını bazen hastahanenin dışındada görüyorsun.
Tu es le meilleur oncologiste de la ville, et je sais que tu vois tes patients ailleurs qu'à l'hôpital parfois.
Hastalarının bebekleri için en iyisini o biliyor olabilir ama bu evde, o iş benim alanıma giriyor.
Il sait peut-être s'occuper au mieux des bébés de ses patientes, mais dans cette maison, c'est mon domaine.
Gerçekten yardıma ihtiyacı olan, hasta olan veya gerçek bir yardımı dört gözle bekleyen hastalarım olabileceği aklına geliyor mu?
Il vous arrive de penser que j'ai des patientes qui ont vraiment besoin d'aide, des personnes malades, des personnes qui attendent un véritable aide?
Ancak hastalarınız uyuşturulmuş olacak.
Mais vos patients seront anesthésiés.
O zamana kadar, hastalarınızı yönlendirirseniz yapabileceğim ne varsa, yaparım tabi ki.
Jusque-là, si vous avez besoin de m'adresser des patients Je ferai ce que je pourrai.
Hastalarıma, beklediklerinden daha az ilgi gösterir miyim acaba?
Si je ne pouvais pas offrir à mes patientes tout le soin qu'elles attendent que je leur donne?
Sert sert baktı. Buraya yerleştiğimizden beri hastalarımızın bize baktığı gibi.
Il avait l'air renfrogné comme pas mal de nos patientes depuis qu'on est ici.
Çalışmada yer alacak hastaları bulmak için fazla çaba sarf edeceğiz bence.
Je pense que ça va demander des efforts supplémentaires de dépêcher de nouveaux volontaires pour l'étude.
Çünkü ben kanser hastalarından kaçan biriyim.
Parce que je suis le genre de personne qui oublie un patient qui a le cancer?
Hastalarımın kızlarına beni önermesi benim için bir iltifat.
Je le prends comme un compliment quand des patientes m'envoient leurs filles.
Dünkü kavgadan sonra, eğer dikiş attırmayacaksanız hastalarımızı ayrı tutmanın ikimiz için de en iyisi olacağını düşündüm, Doktor.
Après la bagarre d'hier, j'ai pensé qu'il sera mieux de séparer nos patients, à moins que vous ne vouliez des points de suture, Docteur.
Görünüşe göre hastalarımın uyum sağlayacakları konusunda yanılmışım. Yeni hastaneye.
Je crains avoir mal jugé la réaction de mes patients à ce changement d'hôpital.
Gerçek şu ki hastalarımız randevularına gelmekten çekiniyor.
En fait, nos patients hésitent à prendre rendez-vous.
Irkçılık konusunda insanların fikrini değiştirebilecek olsaydım beyaz, genç ve gösterişsiz bir stajyer alırdım. Hastaların yavaşça ona alışmalarını sağlar sonra bir tane daha alırdım, sonra bir tane daha.
Si j'avais le temps de changer les mentalités sur la ségrégation, j'aurais pris un jeune résident blanc, modeste, j'aurais laissé les patients s'y habituer, puis j'en aurais embauché un autre, puis un autre.
Dünkü kavgadan sonra hastalarımızı ayrı tutmanın ikimiz için de en iyisi olacağını düşündüm, Doktor. - Tanrım.
Après le différend d'hier, je pensais qu'il serait mieux que nous séparions nos patients.
Dr. Franklin'in hastaları bekleme odasının şu tarafında oturuyor.
Les patients du Dr. Franklin s'assoient de ce côté-ci de la salle d'attente.
İnanıp inanmamak size kalmış ama hastalarımızı ayrı tutmak konusunda ısrarcı olan zenci doktordu.
Croyez le ou non, mais c'est le médecin nègre qui a insisté pour que nous séparions nos patients.
Sonunda doğurganlık hastalarımızın sayısı arttı. Ayrıca ücretlerimizi arttırdım.
Parce que le nombre de patients lié à la fertilité a enfin grimpé, et j'ai augmenté nos honoraires.
Doğurganlık hastaları ve ücretlerdeki artış yüzünden mi?
Dûe à une augmentation des patientes et des honoraires?
Duymuş olabileceklerinize rağmen, Bayan Packer hastalarımla ilişkilerim son derece profesyoneldir.
En dépit de ce que vous avez pu entendre, Mademoiselle Packer, mes relations avec mes patientes sont strictement professionnelles.
Yeni doğurganlık hastaları.
Des nouveaux patients pour la fertilité.
Hastalar muayene masama uzanır ben de onların sorunlarına teşhis koyarım.
Les patients pouvaient s'allonger sur ma table d'examen et je pouvais diagnostiquer leurs problèmes.
Hastalarımız var. Tabi ki, git sen.
Bien sûr, allez-y.
Duymuş olabileceklerinize rağmen hastalarımla ilişkilerim son derece profesyoneldir.
Contrairement à ce que vous avez pu entendre ma relation avec mes patients est strictement professionnelle.
Hastalarıma ikinci sınıf işletmelerle aynı lobiyi kullandırtmayacağım.
Je n'obligerai pas mes patients à partager un espace avec une entreprise de seconde zone.
İleride sizi arayabilecek durumda olmayı çok isterim. Bu işi hayranlık verici buluyorum. Kendi hastalarıma ilişkin sorularım olursa diye?
J'adorerais pouvoir vous appeler dans le futur - je trouve ce travail fascinant - si j'ai la moindre question à propos de mes patients?
Yakın biz zamanda çalışmanın yeni bir aşamasına geçtik cinsel bozukluğu olan hastaların tedavisine.
Nous avons récemment commencé une nouvelle phase de l'étude en traitant les patients atteints de dysfonctions sexuelles.
Hastaların muayene odasına geldikleri bir çekim var mı hiç?
Est-ce que vous avez des vidéos de patients entrants dans la salle d'examen?
Bazı hastalar onunla beraberken benimle olduğundan daha rahat hissedebiliyor.
Certains patients peuvent être plus à l'aise
Hastalarımla mutabakatımız, çekimlerin tümünün gizli tutulması suretiyle sadece araştırmalara hizmet etmesi yönündedir, kartvizit hizmeti sağlamıyoruz aslında.
L'accord que j'ai avec mes patients fait que cette séquence est totalement confidentielle seulement pour la recherche, pas comme une carte de visite pour des services que nous ne proposons même pas.
Bu durumda çalıştığınız hastaları filme aldığınızdan özel hayatlarını ihlal etmiş olmuyorsunuz.
Et c'est le cas quand vous travaillez avec ce couple dont vous ne violez pas la vie privée, parce qu'ils ont signé pour être filmé.
Eğer kendi hastaların katılmazsa o zaman...
Si vos propres patients ne veulent pas participer, alors...
Fakat onlara söyledikten sonra, diğer hastalarımı nasıl çıkarım için kullanırım?
Mais ils vont croire que j'exploite d'autres patients pour à des fins personnelles?
Gençler, yaşlılar ve hastalar En korunmasız olanlar.
Les très jeunes et les très âgés sont plus vulnérables, et les malades.
Hastalarım var.
J'ai des patients.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]