English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hastane

Hastane traducir francés

4,956 traducción paralela
Hastane çalışan veritabanına sizi Dr. Anne Moore olarak kaydettim.
Vous êtes dans la base de données des employés de l'hôpital comme le Dr Anne Moore.
Son yaptığı kredi kartı harcamaları hastane hediye dükkanından.
Ces plus récents frais de carte de crédit sont à la boutique de souvenirs de l'hôpital.
Hastane kabul sisteminde adı yok. Buldum.
Il n'y a pas trace de lui dans le système d'admission de l'hôpital.
- Hastane müdürü olabilirsin.
Vous pourriez être un directeur générale de l'hôpital.
Hastane odasındasın.
Tu es dans une chambre d'hôpital.
Ayrıca Arthur'a Toronto'da bir hastane ayarladım.
J'ai aussi trouvé une chambre pour Arthur à l'hôpital de Toronto.
İki genç insan arasında olanları kontrol edemem ki... Hastane!
Hey, je ne peux pas contrôler ce qui se passe entre ces deux jeunes gens... établissement!
Hastane.
établissement.
Yok. Orası annemin ve ağabeyim Danny'nin öldüğü hastane.
C'est l'hôpital où ma mère est morte et mon grand frère Danny aussi.
Bu süre zarfında hastane ve hekimlerin çabaları iyi bir şekilde karşılanacak.
Durant cette période, l'hôpital et ses praticiens seront récompensés pour leurs efforts.
Hastane sana ne söyledi, Damien?
Qu'est-ce qu'on t'a dit à l'hôpital, Damien?
Moskova hastane kayıtları, sorgu yargıcı raporları kontrol ediliyor.
Je consulte pour Moscou : dossiers hospitaliers, dossiers du coroner.
Nedir bu? - Lewis'in kaldığı hastane.
- Qu'est-ce que c'est?
Bu nedir? - Lewis'in kaldığı hastane.
Alex doit lui rendre visite cet après-midi.
Rahatsızlık ileri boyuttaysa Asheville'deki hastane de bir fikirde bulunabilir.
L'hôpital d'Asheville peut vous donner un deuxième avis, si c'est trop douloureux.
Horry kaza geçirip ben hastane faturalarına boğulduğumda evimizi kaybetmeyelim diye babanız bir yıllık ipoteğini ödedi.
- Sans façon. Je croulais sous les factures d'hôpital pour Horry. Votre père a payé le crédit de notre maison pendant un an.
İkinizin beraber hastane kaburgalarınızın kırık kafataslarınız çatlak halde bulmamız ne kadar sürecek? Ya da daha kötü bir halde.
Combien de temps avant qu'elle ne termine, à l'hôpital, avec trois côtes cassées et une fracture du crâne, ou pire?
Hastane personeli, şerifle birlikteler.
C'est les gens de l'hôpital. Le shérif est avec eux.
Demek hastane danışmanlarının çatlak ekibi aklını çeldi öyle mi?
La fine équipe de psy t'est tombée dessus.
Hastane nerede acaba?
Je cherche l'hôpital.
Gerçek hayatta hastane yöneticisi.
Dans la vraie vie, il est administrateur d'hôpital.
Meclis üyesi olarak, Manny'nin en iyi işi halka bir hastane sözü vermekti.
L'une des promesses du député Manny est de donner aux gens un hôpital.
Hastane ve pizza. Hastane ve pizza.
Hôpital et pizza.
Peki ya hastane?
Et l'hôpital?
Karısı hasta. Hastane faturasının süresi de yaklaşıyor. 34.000 dolar.
Il y a aussi les frais médicaux, 34 000 $.
Kayıtlara geçmese de bazı hastane çalışanları oğlunuzun kurtulmasını beklemediklerini, bunun "mucize" olduğunu söylediler.
Des gens de l'hôpital ont dit, officieusement, qu'il n'y avait pas d'espoir pour lui et ont parlé de "miracle".
Hastane kurallarına göre hesabınızın tahsilata aktarıldığını söylemem gerekiyor.
Le règlement exige que je vous en informe.
Hastane şu perdenin arkasında.
L'hôpital est derrière le rideau.
Hastane olmasa bile, Seni başka bir yere götürebilirim, ama bu arabada kalamazsın çünkü er geç izimi bulup beni kenara çekecekler.
On peut aller où vous voulez, mais ils risquent d'arrêter ma voiture.
Zaten harcamalarımızın çoğunu hastane oluşturuyor.
L'hôpital engloutit déjà le plus gros de notre budget.
Evet. Okuyucularımız, hastane projesinin sizce ne kadar önemli olduğunu bilmek istiyor.
Nos lecteurs veulent savoir si ce projet d'hôpital vous tenait à c œ ur?
Bu hastane yardımları gerçekten de insanı duygusallaştırıyor.
Ça te serre la gorge, ces associations hospitalières.
"Hastane olmaz" deyip duruyordun.
" Pas à l'hôpital.
"Hastane olmaz. Hastane olmaz."
Vous n'arrêtiez pas de dire ça.
- Burası hastane değil ki.
On n'est pas à l'hôpital.
Amy'nin hastane kayıtları geldi mi?
Le dossier médical d'Amy?
Hastane kayıtları yolda.
Son dossier médical devrait bientôt arriver.
Artık hastane kayıtlarına göre hamilesiniz.
Une grossesse est maintenant inscrite sur votre dossier médical.
Hastane yolunda olan bir yaralımız var.
- Mm. On a un blessé en route pour l'hôpital.
bu yakınlarda hi hastane yok biliyorum. adam karısını 5 yıldızlı bir otele götürdü.
il t'a trompé. il ne va pas à l'hôpital Je sais, il a emmené sa femme dans un hôtel 5 étoiles.
Hastane yönetiminde bir iş sadece.
Simplement l'administration d'un hôpital.
- Hastane bul.
- Trouves-en un.
Hastane bul. - Bakıyorum.
Trouve un hôpital.
Hill'de bir hastane buldum.
C'est bon, j'en ai un sur Hill.
Kahrolası hastane kreş çalındı.
Volée à la nursery de l'hôpital.
Hastane kayıtları, yetimhane kayıtları, tıbbi kayıtlar...
À l'hôpital, à l'orphelinat...
Hastane orası!
C'est un hôpital.
Buranın bir hastane olduğunu biliyorum. Söylediklerine göre burada çalışıyormuşum.
Et... je sais que c'est un hopital et soi-disant je travaille ici.
O hastane malı.
Ça appartient à l'hôpital.
- Hangi hastane?
Quel hôpital?
Yeni seçimler için tarih belirlenmezken başkan vekili, okul, hastane ve polis karakolların tekrar açılacağını duyurdu.
Sans aucune date pour les prochaines élections... Le Maire sortant annonce...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]