English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ç ] / Çok kalabalık

Çok kalabalık traducir francés

671 traducción paralela
100 mil etrafımda 3-4 aile olmaya başladı mı çok kalabalık hissetmeye başlıyorum.
Si j'ai plus de trois ou quatre familles en deçà de 100 kilomètres de moi... je commence à me sentir à l'étroit.
Burası çok kalabalık. Onu evime götüreceğim.
écoutez, il y a trop de monde ici, il faut le porter chez moi là-bas!
Havayı temizlemiş olur. Burası çok kalabalık.
Oui, mais ça raréfie l'atmosphère, il y a trop de monde, Allons.
Bu akşam çok kalabalık.
Il y a foule ce soir, Mme Tetrallini.
Burası çok kalabalık.
Il y a trop de monde.
Gemi çok kalabalıktı, kamara bulamadık, biz de güvertede uyuduk.
Le bateau était plein, on n'a pas pu avoir de cabine, mais on a dormi sur le pont.
Gemiler çok kalabalık olacak.
Les bateaux seront pleins.
Buraya çalışmaya geldik. Beş sent ödeyeceğiz dediler, ama çok kalabalıktık. Sonra adam iki buçuk sent dedi.
On vient bosser, et on nous dit que c'est 5 cents, mais on est nombreux et le type annonce 2 cents et demi.
Çok kalabalık olacağımız için yalnız kalmak için ikinci bir araba isteyeceğim.
Il y aura la foule, je demanderai une seconde voiture. Et nous serons seuls
Etraf çok kalabalık olacak ve müşterilerle ilgilenemeyeceğiz.
Ca va etre la bousculade!
Onu şimdi göremezsin. Oda çok kalabalık.
Non, vous ne pouvez pas le voir.
Bayan Porter size eşlik edebilir miyim? Çok kalabalık.
Puis-je vous conduire à votre place, Mlle Porter?
Posta arabası çok kalabalık ve sarsıntılıydı bende üstü açık bir araba satın aldım ve bir önceki duraktan sonra buraya kadar kendim sürdüm.
La diligence était bondée. J'ai acheté un buggy pour la dernière étape. - C'est beaucoup plus confortable.
Burası çok kalabalık.
II y a trop de monde ici.
- Washington çok kalabalık.
- Washington est bondée.
Bir polis vardı ve çok kalabalıktı, o çok kızgındı.
La police est venue.
Etraf çok kalabalık, sonraya sakla.
II y a beaucoup de monde...
Önemli değil. Bu akşam çok kalabalık. Lütfen oturun Bay Beragon.
Asseyez-vous, M. Beragon, c'est tellement bondé.
Oteller çok kalabalık.
Ils étaient tous complets.
- Bu konuyu tartışmak için çok kalabalık.
- N'en parlons pas en public.
Çok kalabalık!
C'est trop plein!
Ev çok kalabalık olduğu için seni oraya götüremiyor.
Il y a trop de monde chez vous.
Ayrıca orası çok kalabalık değil ve daha uzun sohbetler yapma imkanımız olur.
C'est moins encombré, nous pourrons bavarder. Oui, docteur.
Birçoğu oradaydı ve, Çok kalabalık bir grup Big Horn'da kamp kurmuştu.
Ils sont sacrément nombreux. Ils ont monté le camp le long de la rivière Big Horn.
Çok kalabalık.
C'est bondé.
Posterlerin sayesinde çok kalabalık.
Trop. Grâce à votre affiche.
Benim ailem çok kalabalık.
Ce soldat a une grande famille.
- Çok kalabalık. - Evet.
Il y a un monde fou.
Tren çok kalabalık olduğu için olmuş olmalı.
C'est sans doute à cause de ce train bondé.
- Burası çok kalabalık.
- Bonsoir, monsieur Michele.
Cadde o esnada çok kalabalık olmuyor.
La rue est calme à ce moment-là.
Burası çok kalabalık.
Pourquoi? Simple curiosité.
Çok kalabalık.Ona nasıl göz kulak olacağım?
Avec tout ce monde, comment l'avoir à l'oeil?
- Bugün çok kalabalık
- Vous avez beaucoup de monde.
Burası çok kalabalık.
C'est trop de public.
Çok kalabalık orası.
Il y a trop de monde!
Çok kalabalık, her zaman olduğu gibi çok fazla arkadaş var.
Les amis, comme d'habitude.
Sessiz olun lütfen. Burası çok kalabalık.
Du calme, il y a trop de monde...
Ailemiz çok kalabalık!
Sainte Vierge!
Senin son bölüm çok kalabalık mıydı?
Et au fond, c'est plein?
Üzgünüm, bugün çok kalabalık.
Il y a tant de monde.
Sadece burası çok kalabalık.
Il y a trop de gens ici.
Deauville çok kalabalık.
Il y a trop de monde.
Çok kalabalık, patron.
Y a un paquet de monde.
Öyle ama çok sevimli bir kalabalık. Hem de çok sevimli.
Ils sont tous adorables, tous!
" Kalabalık çok gergin.
La foule est tendue.
Sahne çok mu kalabalık geldi?
Y a-t-il trop de monde à l'intérieur?
- Çok kalabalık mıydı?
- Vous étiez nombreuses?
Çok kötü. Kalabalık bir ailedir, sosyaldirler.
Il y en avait beaucoup et ils se sont dispersés.
Bay Wendice, evin önü çok kalabalık.
Il y a foule dehors.
Her zaman çok kalabalık olmuyor.
Tout le monde est toujours autour de tout le monde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]