English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Bu savaş

Bu savaş traducir portugués

6,742 traducción paralela
Hell's Kitchen'ın bu savaş alanında birileri bu adamın kimin yanında yer aldığını merak ediyor.
... em Hell's Kitchen leva-nos a perguntar de que lado está este homem?
- Bu savaşı sen başlattın.
- Tu é que começaste esta guerra.
Bu savaş onlarca yıl önce bizim gibi insanlara karşı dünyayı korumak için S.H.I.E.L.D. kurulduğunda başladı.
Esta guerra começou há décadas, quando a SHIELD foi fundada para proteger o mundo de gente como nós.
Çünkü son mermi son Sıçrayana girdiğinde, bu savaş bitmiş demektir!
Quando a última bala atingir o último Saltador esta guerra acaba!
Bu savaş bitene kadar en ilkel, en hırçın benliklerimize bürünmeliyiz.
Temos que ser o mais agressivo possível até isto acabar.
- Bu savaş demektir.
- Isto significa guerra!
Burada zaman geçirdikçe masum insanların hiç parçası olmak istemedikleri bir savaşın zayiatı olduklarını görüyorum ama bu savaşın tam ortasında sıkışmış vaziyetteler.
Quanto mais tempo passo aqui, vejo inocentes que se tornam vítimas de uma guerra de que não queriam fazer parte, mas foram apanhados no meio.
Bu savaş bir çok insanın ticari çıkarlarını koruması üzerinedir.
Esta guerra é para proteger os interesses de muita gente.
Bu savaş işler için kötü.
Alguém vai precisar. Esta guerra tem sido má para os negócios.
Bu savaş artık bitiyor.
Esta guerra acaba aqui.
Bu savaş elimizden hep sevdiğimiz insanları aldı.
Esta guerra levou tantas pessoas que amamos.
Elimizden gelen bu savaşı kazanmak ve hatıralarını, fedakarlığını onurlandırmaktır.
O que temos que fazer é continuar a lutar, a vencer e honrar a memória e o sacrifício deles.
Spearhead'te yıllar boyunca, bu savaş tam bir baş ağrısı olmuştu benim için ve birçok şey...
Durante anos em Spearhead, era uma dor de cabeça para mim, e todos de uma só vez...
Peki bu Savaş Tableti'ni nerede bulabiliriz?
Então onde encontramos esta Tábua da Guerra?
Öyle ya da böyle bu savaş son bulacak.
De uma maneira ou de outra... esta guerra está a caminhar para o fim.
Bu, bir savaş başlatacaktır.
Isso irá começar uma guerra.
Baba, bu bir savaş.
- Pai, isto é uma guerra.
Giver of Life, iblislerle savaşılarak geri alınıp getirildi bu çocuk.
Doadora de Vida, tu lutaste contra os demónios e deste à luz esta criança.
Bu bir savaş değil.
Não é uma luta. É uma causa perdida.
Bu kılıç benimle bir çok savaş gördü.
Isto fez ultrapassar muitas campanhas.
Dünya, Fransa'yı savaş alanlarının uzmanı olarak biliyor ama bu asil toplanmanın kanıtı, yakında, dünyayı işgal eden kumaşcılarımız ve uzman terzilerimiz olacaktır.
O mundo reconhece a mestria de França no campo de batalha, mas uma olhadela à volta deste glorioso lugar dir-vos-á que não tardarão a ser os nossos comerciantes de tecidos e os nossos mestres alfaiates que transformarão o mundo.
Bu son savaş olabilir, senin son rolün değil.
Esta será a última batalha. Não deixarei que seja o vosso último ato.
- Savaşın ilginç tarafı bu.
A guerra tem algo de interessante.
Kendin söylemiştin, bu normal bir savaş bunalımı değil.
Tu própria o disseste, não é cansaço normal de combate.
Savaş onu bu hale sokmuş.
Disse-me que o deixou bastante em baixo.
Küçük bir yemek kıtlığının bu savaşı kazanıp kaybetme arasında fark açmasını istemeyiz. Korunmak için Diken lazım olabilir.
Podem precisar de reforços.
Efendim, bu devletin başlattığı savaş sonucunda yer değiştiren mültecileri doyuruyor ve giydiriyorum.
Senhor, eu visto e dou de comer a refugiados de guerra que foram desalojados... - por guerras iniciadas por este governo!
Bundan böyle bu benim savaşım.
Esta luta é minha, bem aqui dentro.
Bu kadar savaşıyorsun ama...
Toda esta luta.
Savaşın başka videolarını da bulduk ve kare kare analiz ediyoruz ki bu da- -
Encontrámos mais vídeos da luta. Estamos a analisar cada fotograma.
- Bu senin savaşın değil.
Esta luta não é vossa.
Kimse savaş çıksın istemiyor Barbara. Bu olmayacak.
- Ninguém quer uma guerra, Barbara.
Bu, İkinci Dünya Savaşı'nda babama aitti.
Isto pertenceu ao meu pai na Segunda Guerra Mundial.
Bu savaş demektir.
Isto... significa guerra!
Bu yeni geldi. Finow Savaşı'nın resmî raporu.
Conseguimos este... relatório oficial da Batalha de Finow.
Daha hızlı ilerleyebilmemiz için bize yardım edecekleri sözünü veren insanlar bunlar çünkü ellerinde bir sürü silah ve savaş malzemesi vardı ve sözde onlar, önceden yaptıklarından ötürü pişman olmuşlardı bu nedenledir ki onlara "Affedilmişler" dedik.
São pessoas que prometeram ajudar-nos a avançar mais depressa, porque tinham muitas armas e material de guerra. Estavam supostamente arrependidos do que tinham feito, por isso chamámos-lhes "Os Perdoados".
Bu güç savaşına kim sebep oldu kimse bilmiyor. Ama genel kanı bunun uzun süredir süregelen Salvatore Maroni ve Carmine Falcone çatışması olduğu yönünde.
Não se sabe o que desencadeou esta guerra de territórios, mas acredita-se ser o resultado... da luta pelo poder de longa data entre Salvatore Maroni... e Carmine Falcone.
Brass bu çete savaşı durulduğu anda beni kovacak.
O Brass demite-me assim que esta guerra acabar.
Bu iş girdiğimde, kolay para gibi gelmişti. - Şimdi aniden 3'üncü Dünya Savaşına döndü.
Quando entrei nisto, parecia ser uma coisa fácil e agora, de repente, parece a III Guerra Mundial.
Hala bu yaratıklarla savaşıyor musunuz?
Mas já lutaram contra aquelas criaturas?
Bu mücadeleyi kazanmış oluruz, savaşı değil.
A batalha, mas não a guerra.
Bu bir savaş, Abigail.
Isto é guerra, Abigail.
Fark ettim de kafamın derinliklerinde düşünüyordum da bu saçma savaş bitince...
Compreendi que lá no fundo da minha cabeça, existe um pensamento que quando... Esta guerra absurda tiver acabado... O quê?
Bu durum, yaşadığım iki dünya savaşından da kötü.
É pior do que as duas Guerras Mundiais que vivi.
Ben geleceği göremem ancak Politbüro baştan aşağı bu korkunç savaşın arkasında.
Não posso prever o futuro. No entanto, todo o Politburo está por detrás dessa guerra terrível.
Bu bir savaş ve düşmanımız silah bırakmıyor.
É uma porra de uma guerra e o nosso inimigo não desiste.
Bak, bu savaşı kazanamazsınız.
Ouve, não conseguirão vencê-los.
Ama şimdi gitme zamanı. Bu sizin kazanamayacağınız bir savaş.
Isto é uma guerra que não podem vencer.
Bu bizim savaşımız. Başkasının, bizim için savaşmasını bekleyemeyiz.
Esta é a nossa batalha... não podemos esperar que ninguém lute por nós.
- Bu sizin savaşınız değil.
- Esta luta não é vossa.
Bu rezil organizasyonun bir üyesiyseniz bu ulusa savaş açmakta ısrarcıysanız Birleşik Devletler vatandaşı olsanız bile sizi arayıp bulacağız ve bu ülkeye açtığınız terör savaşını hızlı ve yerinde müdahaleyle sona erdireceğiz.
Se é um membro desta malfadada organização, se continuar a promover uma guerra contra esta nação, ainda que seja cidadão dos Estados Unidos, nós iremos persegui-lo e colocaremos de forma justa e eficaz um ponto final na sua campanha de terror contra este país.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]