Can you spell traduction Turc
409 traduction parallèle
Can you spell that?
Heceleyebilir misin?
Can you spell "mussel"?
"Mussel" heceleyebilir misiniz?
Can you spell "no"?
"Yo" diyebilir misin?
- Can you spell it for me, please? - Yeah.
Benimkinin yiyebildiği tek tür mama.
- Can you spell me for an hour?
- Beni bir saat idare eder misin?
Can you spell "parakeet"?
"Muhabbet Kuşu" nu heceleyebilir misin?
Can you spell "pheasant"?
"Sülün" Bunu heceleyebilir misin?
Can you spell "gorilla"?
"Goril" heceleyebilir misin?
That is correct. Can you spell "parakeet"?
Bu doğru.Şimdi bunu heceleyebilir misin?
- What can you spell?
- Sen neyi yazabilirsin?
I can hardly hear you Can you spell it?
Sizi zor duyuyorum. Nasıl yazılıyor?
You can't spell "leopard" with a "U."
"Leopar", "u" ile yazılmıyor.
A spell you can't explain
# Bir büyü ki, tarifi olanaksız.
You no can spell it.
Adını heceleyemezsiniz.
Tell'em you can't spell.
Onlara okuma yazma bilmediğini söyle.
- I can't imagine any witch of a woman... casting a spell over you.
Cazibesine kapılacağın bir kadını hayal edemiyorum.
And remember, any time I choose, a mere snap of my fingers can bring you out of the spell like this!
Ve unutma, istediğim zaman, parmaklarımın bir şıkırtısı bu büyüyü sana geri getirebilir!
I bet you can't even spell it.
Bahse girerim isimlerinin bile duymamışsındır.
- For one thing, you can't spell.
- Birincisi, doğru yazamıyorsunuz.
I'd spell it out for you, only I can't spell.
Senin için harflerini söylerdim ama ben doğru yazamıyorum.
You have to know how to spell it before you can look up how to spell it.
Nasıl heceleyeceğini göstermeden önce bunu ben hecelemek zorundayım.
I can't spell Sigismund. I think you have a little sexual block over the spelling of that naughty name.
Sanırım, bu ismi yazmakta bazı seksüel zorluklar yaşıyorsun.
Don't you think he can spell?
Heceleyemiyeceğini mı sanıyorsun?
# # How can you tell I'm under a spell
# # How can you tell I'm under a spell
I cast a spell on you through your handkerchief. I can give this back to you now.
Onu kullanarak sana ölüm büyüsü yapabilirim şimdi al istersen mendili!
I can cast a spell on you with it.
Her türlü şekilde büyü yapabilirim
But you can't conclude he was under a spell.
Ama sebebinin büyü olduğuna dair bir kanıt yok!
The only word you can spell is "sails."
Telaffuz edebileceğin tek sözcük "sails".
I'm gonna tell you something. It's better I talk'cause I can't spell.
Konuşmam daha iyi çünkü yazmaya kalksam, heceleyemem.
How're you supposed to look it up if you can't spell it?
Nasıl yazıldığını bilmezsen sözlüğe baksan neye yarar?
Well, at least you can spell.
En azından heceleyebiliyorsun.
Can you cast a spell to end my piano lessons?
Piyano derslerimin bitmesi için büyü yapabilir misin?
You can't spell it, but it eats pretty good, don't it?
Adını söyleyemiyorum, ama tadı çok lezzetli.
I know all of you work very hard during the day... and I'm sure that you could think... of some more exciting ways to spend your evenings... but remember that the degree that you earn in here... can spell more money for you out there.
Biliyorum bütün gün çok fazla çalışıyorsunuz ve eminim akşamlarınızı daha eğlenceli şeyler yaparak geçirmek istersiniz ama unutmayın burada kazandığınız dereceler dışarıda size daha fazla para kazandırabilir.
Can't you spell?
Heceleyebilir misin?
- Can you spell?
- Heceleyebiliyor musun?
No, you can't even spell "e."
Hayır, sen E'yi heceleyemezsin bile.
T-R-A-N... I know you can spell!
T-R-A-N... heceleyebiliyorsun!
You can't even spell.
Siz daha okuma yazma bilmiyorsunuz.
I can spell out, albeit crudely, what you're choosing between.
Sana seçeneklerini kabaca bir anlatabilirim.
Who cares if you can spell?
İmlanın düzgün olması kimin umurunda?
You made the spell and you can undo it!
Büyüyü sen yaptın ve geri çevirebilirsin!
And I bet you can't spell "hermit."
Eminim "keşiş" sözcüğünü de doğru heceleyemezsin.
Something you can spell backwards and forwards the same way.
Düz ve tersten aynı şekilde okunan kelimeler. - Madam.
Can you spell that?
Heceleyebilir misiniz?
- No way! - You'll cooperate... or I'll bury your ass in charges you can't even spell.
- Ya işbirliği yaparsın ya da öyle suçlamalarla karşına gelirim ki anlayamazsın bile.
Remember, you can't spell Relaxo without relax.
Unutmayın, Relaxo`yu gevşemeden hecelemezsiniz.
That can only spell heartache and loneliness... for a woman like you.
Senin gibi bir kadın için yalnızca..... kalp ağrısı ve yalnızlık denilebilir.
She says, "I can't decide whether you'd rather be... the child caught in the spell, or the magician casting it."
"Siz, sözcüklerle çocuk yakalayan bir avcı mı, yoksa onları büyüleyen bir sihirbaz mısınız, karar veremiyorum."
Can you spell it for me? T - U...
SA-Ll.
- You can spell!
- Hecele, Hecele!
can you speak english 16
can you swim 39
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you swim 39
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you hear me now 64
can you tell me 147
can you walk 167
can you believe that 422
can you see me 160
can you say 98
can you fix it 117
can you believe it 657
can you feel it 118
can you imagine 445
can you tell me 147
can you walk 167
can you believe that 422
can you see me 160
can you say 98
can you fix it 117
can you believe it 657
can you feel it 118
can you imagine 445