Everything's in order traduction Turc
204 traduction parallèle
"Everything is in perfect order, Your Imperial Highness There is no need for you to tire yourself with an inspection."
Her şey mükemmel bir şekilde ayarlanmış durumda ekselansları. Teftiş ile kendinizi yormanıza lüzum yoktur.
Desperately Kuzmina tries to fend off the cold... and gives everything she's got... in order to prevent from being buried under the mass of snow.
Kuzmina umutsuz, soğukla mücadele eder, ve var olan herşeyini verir. Kar kütlesi altına gömülmemek için bütün gücüyle mücadele eder.
Everything's in order, I hope you will enjoy your trip to Russia.
Her şey yolunda, umarım Rusya seyahatiniz güzel geçer.
Everything's in order here.
Burada her şey yolunda.
Everything's in order, thank you.
Her şey yolunda, teşekkür ederim.
We sometimes outgrow feelings and ideas, just like a little girl outgrows her dresses, but somehow, it turns out that there's a right time for everything... in the right order.
Bazen içimize sığmayan duygularımız ve düşüncelerimiz vardır, tıpkı küçük bir kız gibi. Küçük kızlar büyürler ve anlarlar ki her şey için doğru bir düzende doğru bir zaman vardır.
- Everything's in order this time.
- Bu kez her şey düzenli.
Everything's OK, don Nicola, everything's in order.
Her şey yolunda Bay Nicola, her şey hazır.
I know this sounds crazy, but if I should do an autopsy... I think I'd find every organ in perfect condition... as perfect as the body is externally... everything in working order.
Bunun kulağa çılgınca geldiğini biliyorum, ama eğer otopsi yaparsam bütün organları yerli yerinde ve mükemmel şekilde çalışır halde bulacağımı düşünüyorum.
Everything's in order.
- Her şey yolunda.
Everything's in order
Her şey sıralı.
Everything's in order, sir.
Her şey yolunda efendim.
That's fine. Everything is in order.
Tamamdır, her şey hal oldu.
I suppose you ought to write to the banks and tell them everything is quite in order.
Sanırım bankaya mektup yazıp, her şeyi sırasıyla anlatsan iyi olur.
To the smallest detail ; the Prince said everything was in order.
En ince ayrıntısına kadar ; Prens'in söylediği herşey düzenli.
Stachel, everything's in order now.
Stachel, herşey hazır.
Everything's in order.
Her şey olması gerektiği gibi.
Everything's in order.
Hitler'e selâm!
Everything's in order.
Her şey planladığımız gibi yürüyor.
- Does that mean, that everything's back in order?
- Bu herşeyin sırayla geri alınması anlamına mı geliyor?
Everything's in order.
Kız hazır mı?
Everything's in order.
Herşey yolunda.
I generally keep everything in order so I can put my hands right on things, but I can't seem to...
Eskileri her zaman saklamaya çalışırım lazım olur diye, ancak hiçbir şekilde...
Now, you shouldn't believe, that everything is in order.
Artık herşeyin yolunda olduğuna inanmalısın.
Everything has to be done in good order
Her şey sırasıyla, düzgün biçimde yapılmalı.
Everything's in order with the apartment.
Dairenizde herşey düzenli durumda.
You see, I've listed everything in order of priority.
Bak, her şeyi öncelik sırasına göre listeledim.
No, everything's in order.
Hayır her şey nizami olacak.
Everything has to be in order.
Sabır, küçük bayan. Herşeyin sırası var.
When we get the car wash... everything's gonna be in order, right?
Oto yıkama işimiz olunca her şey düzenli olacak.
Everything's in order, sir.
Her şey hazır efendim.
I make sure everything's in order for when they arrive.
Onlar geldikleri zaman her şeyin düzenli olduğundan emin oluyorum.
Obviously we need Volkmann to go on thinking everything's in order here.
Açıkcası, Volkmann'ın burada işlerin yolunda gittiğini düşünmesi gerekiyor.
Everything's in order.
Her şey tamam.
You will have Miss Crawford as soon as I'm sure everything's in order. Understood?
Her şeyin yolunda olduğunu anlar anlamaz, Bayan Crawford'u tam burada bulacaksınız.
Everything in the right order.
Her şey sırayla.
Jacques, I hope everything's in order?
Jacques, umarım herşey yolundadır.
Mr Goodman's parents and your parents have been notified of your injuries,..... and everything's in order.
Bay Goodman'ın ve sizin aileniz yaralanmalardan haberdar edildi ve her şey yolunda.
Everything's in order up to there.
O konuda her şey yolunda.
It's like people who know they're dying and have to put everything in order first
Öleceğini bilen insanlar gibi ve öncelikle her şeyi düzene sokmalılar.
well, everything seems to be in order here the strong rebel grows weaker... soon he will be just another slave but it is for the good of the Horde it must be done... yet... why do I feel so unsure?
Burada her şey sıradan görünüyor. Güçlü asi zayıflıyor, yakında diğer köleler gibi olacak. Ama bu Horde için iyi.
Madam, I've been told of your situation. And we'll do everything possible, of course... but there's no procedure whereby we can arbitrarily displace... passengers already holding tickets on our San Francisco flight 119 in order to -
Bayan, durumunuz hakkında bana bilgi verildi ve elbette mümkün olan her şeyi yapmaya çalışacağız ama şu anda San Francisco'ya gidecek uçağımızdaki biletli yolcularımızı yerinden edip size yer açmamız maalesef hiç mümkün değil.
I called the house agents, you know, oh yes, yes, and they said... they said that Mr. Garcia's rent was paid up all right and that everything was in order in Wisteria Lodge.
Emlakçıları aradım, evet evet. Ve onlar, onlar dediler ki Bay Garcia'nın kirası ödenmiş ve Morsalkımlı Pansiyon'da her şey usulüne uygunmuş.
It's an old navy phrase, meaning everything in perfect order.
Eski bir donanma terimidir, her şey mükemmel, anlamına gelir.
But you know your son : things like that spur him on and he does everything he can to fulfill every assignment in order to prove he is the better one.
Oğlunuzu biliyorsunuz ; bu, onu teşvik ediyor ve kendini ve tüm gücünü vererek işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor.
The last time. Everything's back in order.
Bu son sefer, artık gayet iyisiniz.
Everything's in order, and we'll never ever meet again.
Herşey halloldu ve bir daha hiç görüşmeyeceğiz, asla.
Car registration and everything's in order.
Arabasının ruhsatı ve her şey düzgün.
Everything's in order.
Her şey düzgün.
I think everything's in order now.
Bence artık her şey yolunda.
You'll find everything's in order.
Her şeyin usulüne uygun olduğunu göreceksiniz.
everything's in place 25
in order 59
in order to do that 38
in order to survive 22
in order to obtain anything 22
order 688
orders 163
ordered 48
orderly 54
order in the court 34
in order 59
in order to do that 38
in order to survive 22
in order to obtain anything 22
order 688
orders 163
ordered 48
orderly 54
order in the court 34
orders are orders 26
order up 62
order bride 19
order arms 19
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
order up 62
order bride 19
order arms 19
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
everyday 85
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
every day 1374
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
every day 1374
everything okay 1482
everything is perfect 26