First order of business traduction Turc
244 traduction parallèle
Your first order of business should be finding oxygen.
İlk işiniz oksijen bulmak olmalı.
The first order of business will be electing a new chairman of the board.
İlk olarak kurula yeni bir başkan seçmemiz gerekecek.
The first order of business is department heads. - Uh, Sparks?
İlk işimiz bölüm başlarını seçmek.
Now, in case you didn't hear, I run the Double S Ranch now and my first order of business is for you to get that fence down.
Duymamışsınızdır diye söylüyorum, Double S Çiftliğini artık ben işletiyorum ve işimle ilgili olarak ilk yapmam gereken de senin çiti yıkmanı sağlamak.
Yeah, and when the new Negroes have their convention, their first order of business is going to be to elect Beneatha as the Chairman of Unending Agitation.
Yeni Zenciler kongrelerini yaptıklarında ilk işleri, Beneatha'yı sürekli Ajitasyon Müdürü seçmek olacak.
Now that we're comfortable, the first order of business... is to find out exactly who everybody is and what they're doing here.
Artık rahatladığımıza göre, yapılacak ilk iş... kimin kim olduğunu ve burada ne aradığını öğrenmek.
I think that's our first order of business, to get you the cure.
Sanırım bizim ilk işimiz sizi tedavi etmek.
I wonder what his first order of business will be.
Buradaki işler için vereceği ilk emri merak ediyorum.
First order of business-survival.
- İlk kural : Hayatta kal!
I think the first order of business of this committee should be the confirmation of Jacob Edwards to the Committee for Defense Finance.
Sanırım bu komitenin yapacağı ilk iş... Jacob Edwards'ın Savunma Bakanlığı'na kabulünü onaylamak olmalı.
Guys and gals, the first order of business is :
Erkekler, kızlar. İlk iş emrim :
Tell me the first order of business.
ilk yapman gerekeni söyle bana.
Now, first order of business.
İlk sıradaki meselemiz.
It'll be the first order of business tomorrow. At ten.
Yarın ki ilk emir bu olacak, saat onda.
For my first order of business, I wish to appoint a new sheriff of Rottingham.
İlk iş olarak, yeni bir Rottingham Şerifi atamak istiyorum.
I pledge to you now that if I'm elected mayor, as my first order of business I'll appoint a special task force to investigate this matter.
Size söz veriyorum eğer seçilirsem, ilk iş olarak bu konuyu sorgulaması için özel bir birim oluşturacağım.
And as my first order of business, I'm passing on your show.
İlk işim olarak da, senin gösterini iptal ediyorum.
Now, first order of business :
Şimdi, işimizin ilk olayı :
Well, now, the first order of business is to get clearance to cross the Klingon border.
İşimizin ilk kuralı Klingon sınırını geçmek için izin alabilmek.
It was hoped that the Allied Nation forces would restore order here, but after today's tragedy, nothing is certain... except that Bison's mad threats will continue, and that the new A.N. commander's first order of business... is to bury Col. Guile.
MD kuvvetlerinin tekrar düzeni sağlaması bekleniyordu. Ama bugünkü trajediden sonra hiçbir şey kesin değil. Bison'un çılgın tehditleri ve yeni MD komutanının ilk işinin Albay'ı gömmek olması hariç.
Her first order of business is to put my coffee table book into the bookstores as soon as possible.
Yapacağı ilk iş, sehpalarla ilgili kitabımı piyasaya bir an önce sürmekmiş.
Her first order of business is to put my coffee table book into the bookstores as soon as possible.
Yapacagi ilk is, sehpalarla ilgili kitabimi piyasaya bir an önce sürmekmis.
His first order of business : an intimate dinner with Sydney Wade at a romantic Georgetown bistro.
İlk işi ise, romantik Georgetown restoranında Bayan Wade ile yemeğe çıkmak oldu.
First order of business, new consigliere.
İlk önce, yeni bir danışman gerekiyor.
Ethan, I wanna assure you that my first order of business after you come in is to have these ridiculous charges against your family dropped and eliminated completely from their files.
Ethan, seni temin ederim ki, teslim olduğun zaman vereceğim ilk emir, ailene karşı açılan bu gülünç davaların düşürülüp sicillerinden tamamen silinmesini istemek olacak.
Then it seems to me our first order of business should be to reduce the number of hostages.
O zaman uğraşmamız gereken ilk işimiz, rehine sayısını düşürmek olacak.
First order of business.
İlk konumuza gelelim.
I think the first order of business should be a call for help, don't you?
Bence ilk iş yardım çağırmak olmalı, sizce?
The first order of business, we threw a party at our apartment.
İşin başlangıcında, dairemizde parti verdik.
- Presenting the first order of business- - -
- İlk iş, düzeni takdim- -
Our first order of business is to call off the troops.
Yapacağımız ilk iş, birlikleri geri çekmek olacak.
My first order of business :
İşle ilgili ilk emrim :
If the worker revolt takes place, my informants tell me that the first order of business is to separate you from your head.
Eğer işçi isyanı çıkarsa, muhbirlerim bana der ki işin ilk kuralının kafanı koparmak olduğunu.
Our first order of business...
İlk gündem maddemiz...
And my first order of business was to strongly suggest... -... she make Bodie her partner.
- Ve işteki ilk talebim ortak olarak Bodie'yi almasını önermek oldu.
The first order of business is lunch.
Yapılması gereken ilk iş, yemek.
If they find it on the bones, their first order of business will be to do to Michael what they did to you in the white room.
Eğer kemiklerin üzerinde bulurlarsa, Yapacakları ilk iş.. O beyaz odada sana yaptıklarının aynısını Michael'a yapmak olacak.
Our first order of business tonight is to have Brother Anderson update us on last week's minutes.
İyi akşamlar kardeşlerim. Bu gece ilk iş olarak kardeşimiz Anderson geçen haftayla ilgili kararlarımızı açıklayacak.
Our first order of business tonight is to have Brother Anderson update us on last week's minutes.
Bu gece ilk iş olarak kardeşimiz Anderson geçen haftayla ilgili kararlarımızı açıklayacak.
Mr. Kelso, now that you've been crowned, what's gonna be your first order of business?
Bay Kelso, şuan seviniyorsunuz ve iş dünyasındaki ilk icraatınız ne olacak?
Then our first order of business is to find food for him.
O zaman ilk işimiz ona yemek bulmak olmalı.
For our first order of business, Cleveland has an announcement.
İlk iş olarak, Cleveland kardeşimizin bir duyurusu var.
Then that's our first order of business.
Bu durumda bizim öncelikli hedefimiz bu.
When you're a manager, your first order of business is to get us- -
Yönetici olduğun zaman, ilk emrin bize- -
- Either way it looks like we have our first order of business.
Aksi taktirde ilk gündemimiz belirlenmiş olacak. Tamam o zaman.
The first order of business, blame everything on the guy before me.
Bu işteki ilk kural, herşey için benden önceki adamı suçlayın.
As our first order of business, it is a privilege to call to the podium our keynote speaker.
Gündemimizin başında, kürsüye açılış konuşmacımızı çağırıyoruz.
First order of business, my Lords... is a report from our esteemed friend Lord Rathbone... who recently returned from a diplomatic mission to China.
İlk sıradaki maddemiz Lord'larım... saygıdeğer arkadaşımız Lord Rathbone'un raporu hakkında... kendisi Çin'deki diplomatik ziyaretinden henüz döndü.
First order of business.
İşin ilk kuralı.
Steg may find it odd that we discuss such things together in a folksy, intimate way out here in Maine, but discussion must always be the first order of business if operation Morning Air is to justify its existence.
Steg bu tarz konuları birlikteyken böyle konuşmayı basitçe ve garip bulabilir ki bu Maine'deki en samimi yoldur, fakt tartışmalar işteki en önemli kısmı oluşturur eğer'ameliyat sabahı havası'varlığını kanıtlamak istiyorsa.
As my first order of business,
- İlk iş olarak, öncelikle... bildirmek istiyorum ki :
first 4785
first name 87
first date 34
first day of school 24
first squad 18
first things first 322
first class 132
first and foremost 114
first time for everything 43
first love 34
first name 87
first date 34
first day of school 24
first squad 18
first things first 322
first class 132
first and foremost 114
first time for everything 43
first love 34