First things first traduction Turc
2,118 traduction parallèle
First things first.
Aşama aşama gidelim.
All right, then, first things first.
Tamam o zaman, önce büyükler.
But first things first.
Ama her şeyin sırası var.
First things first.
Şimdi başlayalım.
Now, first things first.
Şimdi ilk olarak.
Okay, so first things first.
- Aynen. Pekâlâ, öncelikle hokey sopasını tut.
First things first.
her şey sırayla.
First things first, Gibbs :
Önce şunu söyleyeyim ;
But first things first... Alicia and I were just discussing our "ask."
Önce şunu halledelim, Alicia ile az önce "meblağ" konusunu tartışıyorduk.
Anyway, first things first.
Herneyse, herşey sırayla.
" First things first.
" Herşeyden önce.
First things first.
Her şey sırasıyla.
Well, first things first.
Her şeyden önce.
We know the oxygen is the problem, but first things first.
Sorunumuz oksijen olduğunu biliyorum ama yapılması gereken yapılmalı.
First things first.
Önce işimize bakalım.
Well, first things first.
Önce bir göz atalım...
First things first, right?
Her şeyin bir sırası vardır, haksız mıyım?
First things first.
Her şey sırayla.
All right, well, first things first.
Tamam, her şey sırayla.
If you take a picture of the Milky Way, then one of the first things you notice are these dark lines, these dark clouds running through it, an absence of stars and, in fact, those dark areas are called molecular clouds.
Kehkeşan'ın resmini çektiğinizde ilk fark edeceğiniz şey şu koyu çizgiler ve bulutlar olacaktır. Bunlar etrafında bir yıldız olmadığı için uzayda süzülmektedir. Ki gerçekte bu koyu alanlar moleküler bulutlardır.
Same with the Dirac equation, you find an equation there you can keep finding things that were not obvious on first reading.
Burda, Dirac'ın denklemiyle aynı bir başka denklem bulursunuz, ilk okuyuşta sarih gelmemiş şeyleri bulmaya devam edebilirsiniz.
Sorrel was the first responder, tried to calm things down.
Sorrel olay yerine ilk giden kişiymiş, olayları yatıştırmaya çalışmış.
At first things may have been easier.
Başlangıçta işler daha kolaydı.
Look, I'm the first one to say... that things haven't turned out exactly how I would have liked them to this year. But Christmas is all about being grateful for the things that did.
Bakın, bu sene olaylar istediğim gibi gelişmedi diyecek ilk kişi benim ama Noel istediğin gibi giden şeylere minnettar olmak demektir.
Rare printings, signed first editions, things like that.
Nadir basımlar, imzalı ilk baskılar gibi şeyler...
Granted, we later learned some positive things about recycling, but a better solution is to use our electronics as long as possible instead of throwing them out in the first place.
Geri dönüşüm hakkında önemli şeyler öğrendik. Ama daha önemlisi, elektronik eşyalarımızı hemen çöpe atmaktansa mümkün olduğunca kullanmamız gerekiyor.
He's hopeful that Jamie's first entree will get things rolling in the right direction.
O Jamie'nin ilk antresinin doğru yönde bir gidişi olacağından umutluydu..
First of all, I wanna thank you for your service. And I probably need to explain a few things.
Öncelikle hizmetiniz için teşekkür etmek ve birkaç şeyi açıklamak istiyorum.
Okay, you're going to come back to life, But we've got to go over a few things first To make sure that you don't kill yourself again.
Tekrar hayata geri döneceksin ama kendini tekrar öldürmeyeceğinden emin olmak için birkaç şeyin üzerinden geçmemiz lazım.
Kuronuma, I just remembered I have things to do, so I'll leave first.
Kuronuma,... yapmam gereken bir şey olduğunu hatırladım, o yüzden gidiyorum.
All right, first things first.
Neyi?
The first generation works their fingers to the bone making things.
Doğum günün kutlu olsun! Bir saniye.
Okay, now, my first instinct... when you say things about meeting people under bridges... is to berate you for hanging out with people under a bridge... and to say to you, " Why do you hang out with these people?
İlk düşüncelerim : Köprünün altındaki adamlarla görüşme meselesini anlattığında bunun için size kızıp " Neden bu insanlarla takılıyorsunuz?
We should keep things light at first.
Öncelikle konuşmaları hafif tutmalıyız.
They were very simple things at first.
Onlar ilk başta çok basit şeyler vardı.
You've been putting the wrong things first for a long time now.
Yanlış şeyi ilk sıraya koymuşsun hem de çok uzun zaman önce.
For the birthdays, the weddings, the funerals... Simple things like just taking your nephew to school on his first day, or even taking the dog for a walk. You know, just not...
Doğum günleri için, düğünler için cenazeler için yeğeninizi ilk gün okula götürmek gibi ufak şeyler için veya hatta köpeği yürüyüşe çıkarmak için bile sadece orada olamamak.
But first... you are going to make things right.
Ama önce işleri yoluna sokacaksın.
We barely survived our first encounter with those things.
O şeylerle en son karşılaşmamızdan zor kurtulduk.
First things first.
Her şeyin sırası var.
For the first time, such diverse things as heating coals, warming water, production of steam, even the spinning of windmills could all be united by a single concept - that of energy.
İlk kez kömür yakmak, su ısıtmak buhar üretmek hatta yel değirmenlerini döndürmek gibi farklı gözüken şeyler tek bir kavram altında, enerji kavramında bir araya geliyordu.
To solve the mystery of our genesis, we have to rewind evolution, go back to the time and the place where the first living things came to be Our solar system more than 4 billion years ago.
Genlerimizin gizemini çözmek için, evrimi geriye doğru sarmalıyız, zamanda ve mekanda geriye yaşayan ilk canlıların geldiği yere Güneş Sistemimiz 4 milyar yıldan daha öncesi.
And, really, at the end of the experiment, if all things go well, it looks much the same as when we first started.
Ve, gerçekten, deneyin sonunda her şeyin iyi gitmesi durumunda, aynen ilk başladığımız duruma çok benzeyecek.
But it's also possible the first living things on Earth are still here, lurking in the shadow biosphere.
Fakat yeryüzündeki ilk canlıların gölge biyosferde gizlenip hala burada olması da mümkün.
No matter how bad things are, the first step is always the same - - assess the threat and figure out how bad things really are.
"Durum, ne kadar kötü olursa olsun, atılacak ilk adım, tehdidi değerlendirmek ve işlerin ne kadar çığırından çıkabileceğini göz önüne almaktır."
You have to try things the right way first.
İlk önce doğru yolu denersin.
He was probably trying to order the way things went down, to make sure Annie brought Sophie first to protect her.
Muhtemelen işleri yoluna koymaya çalışıyordu, Annie'nin Sophie'yi korumak için buraya getireceğinden emin olmak istedi.
No, we were supposed to fix things first.
Hayır, önce sorunlarımızı çözmemiz gerekiyor.
Well he also said this isn't the first museum where weird things have happened.
Evet ayrıca bu tür garip şeylerin diğer müzelerde de olduğunu söylemişti.
You only have to go the first time to sign things.
Yapman gereken tek şey bazı şeyleri imzalaman.
( Hannah ) It makes bad things happen, which seem like good things at first.
En başta iyi gibi görünen çok kötü şeyler yapıyor.
first 4785
first name 87
first date 34
first day of school 24
first squad 18
first class 132
first and foremost 114
first time for everything 43
first love 34
first time here 16
first name 87
first date 34
first day of school 24
first squad 18
first class 132
first and foremost 114
first time for everything 43
first love 34
first time here 16