First place traduction Turc
8,692 traduction parallèle
I told him sending you after him was my idea in the first place.
Seni oraya gitmenin benim fikrim olduğunu söyledim.
That's covering for you, because that should have been your idea in the first place, instead of welcoming every competitor we have into our offices behind my back.
Kendini korumaktır çünkü bütün rakiplerimizi benden habersiz ofise davet etmektense ilk önce bunu düşünmek gerekiyordu.
But why would you think that in the first place?
Peki neden ilk olarak bunu düşündünüz ki?
It was his fucking fault in the first place.
Ya da büyükbabandan isteriz.
I once found him in a bathtub full of ice water trying to escape from a straitjacket, and to this day he won't tell me how he got in the damn thing in the first place.
Bir kere onu buz dolu küvetin içinde deli gömleğinden kurtulmaya çalışırken bulmuştum. Ve bana hâlâ o duruma nasıl geldiğini anlatmadı.
This is the first place I've ever been safe, and you want me to throw it away?
Burası güvende olduğum ilk yer ve bunu bir kenara atmamı mı istiyorsun?
I'm going to get out of here, and find whoever put me here in the first place, and whatever they're trying to do, I'm going to... stop it!
Buradan kurtulup beni buraya kim koyduysa gidip onu bulacağım ve ne yapmaya çalışıyorlarsa, onları durduracağım!
Ash is the one who wanted to summon the demon in the first place, right?
Şeytan çağıralım diyen Ash'ti, değil mi? Evet.
It's to prevent them from happening in the first place.
Amacımız bu olaylar olmadan engellemek.
I didn't even want to be here in the first place, and now that I'm here, I'm not allowed to do my best.
En baştan burada olmayı istemedim, buradayım ama en iyimi yapmama izin yok.
That's why I became an FBI agent in the first place.
Bu yüzden ilk fırsatta FBI ajanı oldum.
Well, she was stupid enough to get involved in the first place, stupid enough to think she could outsmart us.
İlk seferinde bu işe karışacak kadar aptalmış. Bizden daha akıllı olduğunu sanacak kadar aptalmış.
He goes in there, he's liable to blow the whole place up, just like he wanted to in the first place.
Eğer içeri girerse tüm tesisi patlatması muhtemel. En başından beri istediği gibi.
I'm the one who made you check this Gustavo guy out in the first place.
En başta Gustavo'yu kontrol edelim diyen bendim.
We won first place.
Birinci olduk.
Excuse me... I'm the reason why you're here in the first place, okay?
Öncelikle burada olmanın birinci sebebi benim, tamam mı?
- But how do you now that? We didn't think he'd be arrested in the first place.
En başta tutuklanacağını da düşünmemiştik.
Don't, and you can go ask Daniel Hardman for a job, because we both know that's how you got the idea for Fletcher Engines in the first place.
Kullanmazsan gidip Daniel Hardman'dan iş istemek zorunda kalırsın çünkü Fletcher Motor fikrini en başta ondan aldığını ikimiz de çok iyi biliyoruz.
Unless you want to talk about why I started using in the first place.
Eğer en başta kullanmaya neden başladığımla ilgili konuşmak istemiyorsan.
And what about getting involved with the president in the first place?
Peki ya en başta başkanla olan ilişkiniz?
Why do you think I let you steal that suit in the first place? What?
- Sence daha en başında o kostümü çalmana niye izin verdim?
I don't know why I came to you in the first place.
İlk etapta sana niye geldim hiç bilmiyorum.
Well, in the first place, Mr. Willis, it isn't your car.
Bir kere, Bay Willis, o sizin arabanız değil.
You let the damn thing out in the first place.
Atı da sen serbest bıraktın.
You could have not talked to her in the first place.
Görebilseydin en başında onunla hiç konuşmazdın.
Oh, and while we're at it, let's see if we can find out who this house belongs to and how those diamonds were stolen in the first place.
Bir yandan da bu evin kime ait olduğunu ve elmasların en başta nasıl çalındığını bulmaya çalışalım.
But I'll tell you what I do remember, even if you don't. I am the one who called the police in the first place about Cory's body.
Ama hatırladığım bir şey var ki, siz unutmuş olsanız bile en başta Cory'nin cesedi için polisi arayan bendim.
You should've thought of that before you picked someone who would do something like this in the first place.
Bunu, ilk etapta böyle bir şeyi yapabilecek birini seçmeden önce düşünecektin.
Why are you doing any of my laundry in the first place, Crane?
Neden benim eşyalarımla ilgileniyorsun Crane?
What were you doing way out here in the first place?
Neden buraya geldin ki sen?
I am a little surprised you took this job in the first place.
Bu işi kabul etmene çok şaşırdım.
I missed how we get them down there in the first place.
Yeraltına nasıl çekeceğiz peki?
Starting with why Nevins was looking for your sister in the first place.
Öncelikle, Nevins kardeşini neden arıyordu.
Oh yeah, you will, it was your idea to leave him alone in his pen in the first place.
Evet elbette, ne de olsa onu ağılda tek başına bırakmak senin fikrindi.
If you're just gonna fire me anyway, why give me the chance in the first place?
Madem her halükarda olsun beni kovacaktın neden bir şans daha verdin ki?
Jessica forced him to drop them, and the only reason Jack would have done that in the first place is if you were fired by McKernon.
Jessica da onu bırakması için zorlamış ve Jack'in en başta bu işe kalkışmasının sebebi McKernon'ın sizi kovmasıymış.
Which is why I wanted to go to Harvey in the first place!
Zaten o yüzden en başta Harvey'ye gittim.
I never should have tried to settle with him in the first place.
En başta onunla anlaşmaya çalışmamam gerekirdi.
Nothing's going to happen. Because you're going to put your mind to finding a good reason with as much enthusiasm as you did bullshitting your way into this job in the first place.
En başta bu işe girerken nasıl büyük bir şevkle her şeyi kılıfına uydurduysan bu sefer de aynısını yapıp iyi bir neden bulacaksın.
Then, why did you leave in the first place?
O zaman ayrılmaya karar verdin ki?
Makes you regret turning any vampires in the first place.
Eminim birileri vampire dönüştürdüğün için seni pişman ediyordur.
Is that the first place your mind goes?
Aklının gittiği ilk şey bu mu?
I-I'm sick of pretending that we're together because of the kids in the first place.
Çocuklarımız için birlikteymişiz gibi davranmaktan bıktım artık.
You're not the first pilgrim this place has spat out.
Buraya uğrayan ilk yolcu sen değilsin.
I let you come with me back to the cabin, there's one place I have to stop first. Pablo, when we get there, please remind me to gas up the chainsaw.
Şimdi eğer, yani eğer benimle kulübeye gelmenize izin verirsem öncesinde uğrayacağımız bir yer var.
Back when we first threw in with them, it was as good as a place as any.
Onlarla ilk bir araya geldiğimizde orası da herhangi bir yer kadar iyiydi.
First, I'll announce the third place winner.
Öncelikle üçüncüyü anons edeceğim.
Who would've thought you'd win third place in your very first competition?
Daha ilk yarışmanda üçüncü olacağın kimin aklına gelirdi ki?
Yeah, when the first curse ended, this Peter guy opened this place.
Evet, ilk lanet sona erdiğinde burayı Peter adında biri açmıştı.
When I first got to your place, I thought you had a wild party and I was like, "Why didn't she invite me?"
İlk girdiğimde parti var sandım ve "Beni neden davet etmedi ki?" diye düşündüm.
- That's the first place I'd go.
- Benim ilk gideceğim yer de orası olur.
place 132
places 252
placed 18
place your bets 158
place of birth 22
first 4785
first date 34
first name 87
first day of school 24
first squad 18
places 252
placed 18
place your bets 158
place of birth 22
first 4785
first date 34
first name 87
first day of school 24
first squad 18
first class 132
first things first 322
first and foremost 114
first time for everything 43
first love 34
first of all 2811
first up 130
first time here 16
first one 47
first day 73
first things first 322
first and foremost 114
first time for everything 43
first love 34
first of all 2811
first up 130
first time here 16
first one 47
first day 73