Give me a second traduction Turc
1,683 traduction parallèle
Okay, just give me a second, all right?
Tamam bana bir dakika ver olur mu?
Give me a second.
Bir saniye.
Ah Rollie, just give me a second here before you secure.
Rollie, kapıları kapamadan önce bana bir kaç saniye ver.
Excuse me, give me a second, give me a second
Pardon bir saniye izin verin, bir saniye.
Just give me a second.
Bekle biraz.
Just give me a second.
Bir saniye izin ver.
Well, give me a second, and I'll put you in the picture.
Bana bir saniye ver de seni bir resmin içine koyayım.
Give me a second chance
Bana ikinci bir şans ver,
Just give me a second.
Bir dakika düşüneyim.
Just give me a second, here.
Bana bir saniye daha ver.
Just give me a second!
Bir saniye!
- Give me a second.
Tamam, izin verin.
Just give me a second.
- Bana bir saniye verin.
- Sure, just give me a second.
- Tabi, bana biraz zaman ver.
Can you give me a second?
Biraz zaman verir misiniz?
Give me a second.
Bana bir saniye ver.
Give me a second.
İzninle.
- Hey, give me a second, Noah.
- Selam, bir saniye Noah.
- Give me a second.
- Bana bir saniye izin verir misin.
Give me a second.
bi saniye.
Just give me a second baby
Bir dakika bekle, tatlım.
Just give me a second, will you, sweetheart?
Bir saniye izin verir misin tatlım?
But, if you give me a second chance I promise that I will be the best friend your daughter has ever had.
Bana ikinci bir şans verirseniz söz veriyorum ki kızınızın sahip olduğu en iyi arkadaş olurum.
I don't expect you to forgive me... but I hope you can give me a second chance.
Beni affetmeni beklemiyorum... ama umarım bana bi ikinci şans verirsin.
Give me a second chance.
Bana ikinci bir şans verin.
Just give me a second.
Sadece bir saniye izin ver.
- Give me a second?
- Bir saniyeliğine gelir misin?
Just give me a second, okay?
Bir saniye bekle, tamam mı?
If David and I... had been kissing and touching and all that... would you give me a second chance?
david ve ben öpüşseydik, oynaşsaydık bana ikinci bir şans verir miydin?
- Paul, just give me a second, okay?
Paul, biraz müsaade et lütfen.
- Just give me a second.
- Bana bir saniye ver.
Give me a second, all right?
Bana bir saniye ver, tamam mı?
Just give me a second I'll be right back.
Sana dönmem için sadece bir dakika ver.
Hold on, just give me a second.
- Bekle bir dakika. - Senin sıran.
Just give me a second.
- Bir saniye Iütfen.
Just give me a second.
Bir saniye.
And I promised God to give me a second chance.
Tanrı'ya bana ikinci bir şans vermesi için and içtim.
If he would give me a second chance, I would live like a Jew. As a penance,
Bana bu şansı verirse Yahudiler gibi yaşayacaktım, kefaretimi ödeyecektim.
Just, please, just give me a second!
Lütfen, bir saniye ver bana.
Give me a second here.
Bana bir dakika verin.
OK, just give me a second.
- Öyle mi?
All right, give me a second.
Pekala, bana bir saniye ver.
Just give me a second.
Bana bir saniye verin.
Just give me a second.
Hadi bunu tekrar görelim!
Just give me a second.
Biraz bekle.
- Give me a second.
- Zoe, arka tarafa gelir misin?
Give me just a second, and then you start screamin'.
Bana biraz zaman ver, sonra bağırmaya başla.
Give me a second to think!
- Düşünmeme izin ver.
- Give me a 60-second lead.
- Götürmek için bana 60 saniye ver.
Second, give me a halfway decent explanation as to why you want to call it off.
İkincisi de ilişkimizi neden bitirmek istediğinle ilgili iyi bir açıklaman yapman.
Give me a second.
Beş dakika sonra orada olurum.
give me strength 86
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give me 926
give me your hand 884
give me a break 856
give me that 1626
give me the money 165
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give me 926
give me your hand 884
give me a break 856
give me that 1626
give me the money 165