I'm pretty traduction Turc
15,300 traduction parallèle
Oh, I'm pretty sure you will.
Tanışacağınızdan eminim.
I can't swear to it, but I'm pretty sure she has a spare key in that planter on the porch down there.
Emin değilim ama... Aslında eminim. Verandanın altındaki çiçeklikte yedek bir anahtar olacaktı.
I'm actually pretty glad she showed up when she did.
Gelip yaptığı şey çok iyi oldu.
I guess it was pretty obvious.
Gayet açıktı sanırım.
But still so pretty, women cry when I pass by.
Ama hâlâ o kadar yakışıklıyım ki ben geçerken kadınlar çığlık atıyor.
I'm pretty sure I can't help you here.
Sana yardım edemeyeceğime eminim.
A sergeant who took a walk when he saw I didn't have any stripes, a narco I'm pretty sure was hopped up, a bunch of rookies, and a traffic cop.
Çizgilerim olmadığını gördüğünde yürüyüp giden bir çavuş, kafasının güzel olduğuna emin olduğum bir narkotikçi bir kaç çömez ve bir trafik polisi.
I'm pretty sure Illinois is first.
Önce Illinois olduğuna çok eminim.
You know, your dad, who I'm pretty sure is one of the smartest people to live on either of our Earths, told me the only person smarter than him was you.
Biliyor musun, baban, ki eminim ikimizin dünyasında da yaşamış en zeki adamlardan bir tanesidir. Bana dedi ki, ondan zeki tek kişi senmişsin.
You know, I'm pretty sure she gave me a contusion.
Eminim bir yara bile verdi.
Well, I'm not gonna lie, Barry, it was pretty rough there at first, but you know Felicity, she's tough.
Sana yalan söylemeyeceğim, Barry başta biraz zordu ama Felicity'yi tanırsın, çetin cevizdir.
I should be able to tie this door off pretty quick.
Kapıyı hızlıca kilitleyebiliyor olmam lazım.
I'm not saying it's not a pretty name.
Güzel isim değil demiyorum.
Well, I'm pretty sure she'd find a way to kick my ass if I didn't keep my promise to get you out.
Emimin seni buradan sağ salim çıkarmazsam, kıçımı tekmelemenin bir yolunu bulur.
- I'm pretty sure I slept with him...
- Onunla yattığıma eminim.
Right, and the light had just turned red, which I'm pretty sure means everybody frickin'stops, yeah?
Tamam mı? Işık daha yeni kırmızı olmuştu ve bu herkesin duracağı anlamına geliyor değil mi?
I'm gonna pretty much do everything that I can not to think about Brian, except for when I'm cyber-stalking him.
Muhtemelen Brian'ı düşünmemek için yapabileceğim her şeyi yapıcam..... onu internette röntgenlemek dışında tabi.
I've got to tell you, I'm pretty excited.
Baya heyecanlıyım ama.
And, uh, you know, I'm doin'pretty well, you know, considering.
Bu durumu düşününce aslında gayet iyiyim.
Not model pretty, but I used to get compliments.
Modeli güzel değil, övgü alırdım.
I'm sure you're still very pretty.
Eminim sen hala çok tatlısın.
I can still smell you, but like, fox you, and I'm pretty sure you can still smell me.
Hâlâ kokunu alabiliyorum tilki halinin ve eminim sen de benim kokumu alabiliyorsun.
Even though your suspect was using a burner phone, I was able to get a pretty general picture of his activity.
Şüpheli kullan at telefon kullanmış olsa da genel kullanımıyla ilgili bayağı bilgi aldım.
Considering the only thing I've done is paint, sow, and exterminate mole hills, pretty bad.
Yaptığım tek şeyin, boyama, tohum ekme ve köstebek yuvalarının kökünü kazıma olduğunu düşünürsek, oldukça kötü.
I'm pretty sure we won.
- Kazandığımıza eminim.
But I think what this boils down to is Jennifer is just pretty pissed at her father and me.
Fakat sanırım bu işe Jennifer'ın babasıyla bizim aramızın bozulması da sebep olmuş olabilir.
This time around, I'm pretty sure we were hit by Tetra-Bit.
Bu defa Tetra-Bit'in olduğuna oldukça eminim.
I'm actually pretty tired.
Aslında çok yorgunum.
I'm pretty sure you don't want me answering that question in front of all these people.
Bu soruya cevap vermemi beklemiyorsundur eminim... bu kadar insanın önünde.
If my GPS were working out here, I'm pretty sure it'll tell you we made it across the border.
gps burada çalışıyor olsaydı eminim sınırı geçtiğimizi söylerdi.
- I'm pretty sure i saw a bottle of Merlot around here somewhere.
- Bir şişe Merlot gördüğüme eminim Burada bir yerde.
Oh, no, no, I'm pretty sure she still hates me.
Oh, hayır, hayır, gayet eminim ki o hala benden nefret ediyor.
Oh. That's pretty generous considering I just stabbed your pregnant girlfriend in the chest.
Hamile kız arkadaşını yeni bıçakladığımı düşünürsek bu oldukça asil bir davranış oldu.
I'm just saying that they've got a pretty good crime lab right there in Paris.
Paris'te de gayet iyi bir suç laboratuvarı var yani.
I'm already pretty damn unpopular.
Zaten çoktan lanet olası popüler olmayan biriyim.
Well, I'd ask for them back, but I'm pretty sure he hates my guts.
Geri almak için sormak isterdim, ama benden nefret ettiğinden eminim.
Check the math, but I'm pretty sure he's outnumbered.
Matematiğim çok iyi değildir ama onun sayıca az olduğundan eminim.
But if your mother was even half as charming as you, I'm pretty sure I'd remember her.
Ama annen, senin kadar güzel olsaydı onu hatırlardım herhalde.
I'm not amazing at magic, and apparently, I'm pretty patchy at this.
Büyüce mükemmel değilim ve görünüşe göre bunda da öyle böyleyim.
I'm sure you feel pretty low, but trust me there's always somebody lower than you.
Eminim moraliniz oldukça bozuktur ama inanın her zaman sizden daha kötüleri var.
Now I don't know what a typical assassin's background is, but I'm pretty sure it doesn't involve a scholarship to study neurochemistry at Johns Hopkins.
Tipik bir suikastçinin geçmişi nasıl olur bilmiyorum ama Johns Hopkins'te nöro-kimya bursu almayı içermediğine eminim.
I'm pretty sure about one thing.
Bir şeyden oldukça eminim.
It's just, I'm pretty sure Mr. Pralines and Cream is one of two guys I found...
Sadece Bay Cevizli Şekerleme ve Kaymaklı'nın bulduğum 2 adamdan biri olduğuna eminim...
Blood I'm pretty sure would test positive for NZT is someone thinks to test it.
Biri onu analize yollarsa eminim kanda NZT pozitif çıkacaktır.
This is a key to a safe deposit box, and I'm pretty damn sure it belongs to CaroBank, that's just a few blocks from here.
Bu bir kasa kutusunun anahtarı ve CaroBank'ta olduğuna eminim... Buradan sadece birkaç sokak ötede.
I was thinking I had a pretty good partner.
Epey iyi bir ortağımın olduğu.
I'm not sure what they are, but I'm pretty sure that they are part of why he is the way that he is now.
Ne olduklarına emin değilim ama bayağı eminim ki şimdiki gibi olmasının nedeni bunlar.
So I took two pills from my bodyguards before I left, and I'm pretty sure they told Rebecca.
Bodyguardlarımdan iki hap aldım gitmeden ve bunu Rebecca'ya söylediklerine eminim.
I'm pretty sure we were both there.
Bunca şeyi birlikte yaptığımıza eminim.
Pretty sure you just called me dumb, but I'm gonna ignore that.
Bana aptal dediğine eminim ama görmezden geleceğim.
Once Brian realized I could do that, I'm pretty sure he told me everything.
Brian bunu yapabildiğimi fark edince bana her şeyi anlattığına eminim.
i'm pretty good 48
i'm pretty sure 173
i'm pretty tired 21
i'm pretty busy 17
pretty 763
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
i'm pretty sure 173
i'm pretty tired 21
i'm pretty busy 17
pretty 763
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
pretty bird 24
pretty boy 183
pretty sure 147
pretty good 760
pretty one 24
pretty lady 91
pretty bad 77
pretty nice 37
pretty awesome 32
pretty amazing 49
pretty boy 183
pretty sure 147
pretty good 760
pretty one 24
pretty lady 91
pretty bad 77
pretty nice 37
pretty awesome 32
pretty amazing 49