Looking back traduction Turc
2,124 traduction parallèle
You know, looking back, it all makes sense.
You know, looking back, it all makes sense.
Looking back on it, it just seems so stupid and I don't know why...
Geriye bakınca, çok aptalca göründü ve neden bilmiyorum...
Yeah, looking back, I'm not sure why he did it.
Şimdi düşünüyorum da, niye yaptı anlayamıyorum.
Looking back over five decades of science programmes, I want to ask if, in our modern scientific world, there is any room left for God.
50 yıllık bilim programlarına doğru geçmişe baktığımda sormak istiyorum... bu modern bilim çağında Tanrı'ya bir yer kaldımı.
Looking back on LANDS's history, that song is a very special song for you.
LANDS'ın geçmişine bakarsak, bu şarkı sizin için çok özel olmalı.
I'll probably regret while looking back
... geri dönüp bakmaya çekiniyorum.
Looking back.
Geriye bakıyorsun.
Looking back now, you know, it was pre-fame.
Çünkü Şöhret olmadan önceki dönemdi. Yani öyle her yere gidemeyen sıradan bir gençtiniz.
I keep looking back at it, thinking it's gonna be less gross.
Belki bu sefer daha az iğrenç gelir diye tekrar tekrar bakıyorum.
And all the time, he's looking back at me with her eyes.
Bunlar yaparken hep bana onun gözleriyle bakıyor.
Looking back, those were the good years.
Dönüp baktığımda, o yıllar güzel yıllardı.
You know, looking back, I realize, like, we all got together in that room at that time, and you know, I was still thinking about stuff with, like, my dad and loss and all that,
Geçmişe dönüp baktığımda farkına varıyorum ki o odada bir araya geldiğimiz zaman ben hala farklı şeyler düşünüyordum kaybım, babam gibi.
Looking back, it's just a matter of opening your heart. And don't let anyone tell you otherwise.
Unutmayın, her şey kalbinizi açmakla başlar ve asla başka birinin aksini söylemesine izin vermeyin.
"They were as nice as can be." "He invited us to lunch, just the week before." " Looking back...
Onlar çok kibar biri.. bizi yemeğe davet ettiler
You're the one looking to go back to law school, so you tell me- - how does a guy who rapes a teenage girl get only ten years in prison?
Hukuk fakültesine dönmek isteyen sensin. Söyler misin bana küçük bir kıza tecavüz eden biri nasıl olurda sadece 10 yıl hapiste kalabilir?
She went there looking for him. And then she Kathleen Turnered on the body heat and got him back to her place.
Onu aramaya gitti ve Body Heat'teki Kathleen Turner gibi adamı evine götürdü.
Kept looking out the back window.
Arka camdan bakıp duruyormuş.
How smart is it to go back to your hometown when everyone's looking for you?
Herkes seni ararken memleketine gitmen zekice mi?
If you do, I'll miss looking at his beautiful back.
Eğer çevirirseniz onun enfes arka tarafını göremeyeceğim.
They're looking for a big-payout job So that they can get back on their feet.
Ayaklarının üzerinde durmaları için getirisi yüksek olan bir iş arıyorlar.
Looking back over your life, Larry,
Sen de yükselip, o sayede kazandın.
It's been there as long as we've been looking, as far back as the 1650s.
Ancak ona baktığımız ilk andan beri orada bulunuyor, Neredeyse 1650'lerden beri.
If you're looking for a pat on the back, don't become a cop. Aw.
Ah ya.
I think, what if the gas guy walked back there to check the meter or some kid looked over the fence, looking for his ball.
Ben olsam, ya doğal gazcı adam sayaca bakmak için geri dönerse diye ya da çocuğun biri topunu ararken çitin üzerinden bakarsa diye endişelenirdim.
I don't think that weird-looking one at the back heard you.
Arkadaki garip görünümlünün seni duyduğunu sanmıyorum.
I am not some single mom looking to get her groove back.
Yoksa oluğunu tekrar açmaya çalışan, yalnız bir kadın değilim ben.
Oh, come on. I'm just looking for a way back on top.
Sadece tekrar yukarı tırmanmanın bir yolunu arıyordum.
Alice. Looking good for your first day back.
Dönüşünün ilk gününde iyi görünüyorsun.
I know you were looking forward to having the house back to yourself, but it's just not gonna happen.
Evin tekrar sahibi olmayı beklediğini biliyorum ama bu olmayacak.
I think she's looking to get back at him.
Sanırım ondan öç almaya çalışıyor.
There's no use looking back.
Geçmişe dönemezsin.
I just kept looking for you, and I kept hoping that you would come back.
Hep seni aradım, bir gün döneceğini umdum.
We're looking for them, they're looking for us, let's head back to the road and meet them there.
Biz onları onlar da bizi arıyor. Yol boyunca geri gidersek onlarla karşılaşırız.
We're looking for someone who would have moved in here back in the nineties.
Buraya doksanlarda taşınan birini arıyoruz.
So then she goes to get more comfortable, and she comes back looking...
Böylece daha rahat bir şeyler giymeye gitti, ve geri geldiğinde..
I'm looking at the coffee machine, thinking, "Is it too late to take that back?"
Bu arada kahve makinesini kesiyorum, "Geri almak için çok mu geç acaba" diye.
It wasn't looking good for the Fiero to make it back into production.
Fiero'nun tekrar yapılması zor gibi duruyordu.
- With all due respect Mr. chairman... what we're talking about here is akin to Columbus upon discovering the New World deciding to turn his ships around and never looking back. - Perhaps...
- Belki, gelecekte...
I'm looking after your family Who watches my back?
Ailene ben bakıyorum. Benim arkamı kim kollayacak?
Welcome back, master, what are you looking for?
Hoş geldiniz efendim, neye bakmıştınız?
Truthfully, after the accident, looking at how his memory still hasn't come back... We can't say that he's back to normal yet.
Açıkçası, o kazadan sonra hafızasının hâlâ yerine gelmediğine bakınca henüz normale döndüğünü söyleyemeyiz.
She doesn't like looking at the other person's back when sleeping.
Uyurken birinin sırtına bakmaktan hoşlanmaz.
What the... I want to say how good-looking my face is too, but I'm holding back.
Açıkçası, ben de "yakışıklı" olduğumu söyleyecektim ama kendimi tuttum!
On personal terms, I am looking after my blood brother's son, but it's also a way to strengthen political ties between Joseon and Qing, so I will take him with me on my way back to our homeland.
Yani, kan kardeşimin çocuğuna bakmak istiyorum hem böylece, Çin ve Joseon arasındaki politik bağlar da güçlenecektir. Geri dönerken, onu da yanımda götürmek isterim.
What are you looking at, go back to work!
Ne bakıyorsunuz, çalışmaya dönün.
That's a conversation I'm very much looking forward to getting back to.
O konuya yeniden dönmek için can atıyorum desem yalan olmaz.
No, I was asking because I remember when I was reading your file, back when we were looking for, you know, sperm...
Hayır, şunun için soruyordum çünkü biz şeyi ararken, yani spermi ben dosyanı okurken hatırladım da.
Yes, a workmate died, but looking out the window is not going to bring him back.
- Evet, bir iş arkadaşımız öldü. - Ama pencereden bakmak onu geri getirmez.
Well, the sheikh is so looking forward to meeting you, and he'll be back in the next couple of weeks.
Şeyh sizinle tanışmayı dört gözle bekliyor ve birkaç hafta içinde buraya dönmüş olacak.
It's coming back to me, looking at your fucking face.
Buraya gel ve yüzüme bak!
Do you mean... the right side looking at it from the back?
Yani demek istediğin arkasından bakınca mı sağ tarafından?
back 1915
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
back it up 216
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188