She's so pretty traduction Turc
352 traduction parallèle
But now you want them down just so she won't see them'cause they're not pretty for her to see.
Şimdi ise sırf o kız görmesin diye yıkmak istiyorsun çünkü buralar o kıza göre hiç hoş değil.
Green, yellow, with a rolled beak She's so pretty, only for me
# Yeşil ve sarı tüylü, yuvarlak gagalı. O çok tatlı, tabii benim için. #
When she runs she looks like a ball She's so pretty, just for me...
# Koştuğunda aynı bir topa benzer, çok güzeldir, sadece benim için tabii #
She's so pretty
Ne kadar güzel.
She's so pretty
O çok güzel bir kız.
She's so pretty.
Öyle tatlı ki.
- She's so pretty.
- Çok güzelmiş.
She's so pretty
Çok güzelmiş.
She's so pretty
Çok güzel.
- So she's pretty.
- Hoş biriyse ne olmuş.
So when I came tearing over here to help, he was getting pretty bad so she shot him, as any decent woman would do.
Yardım çağırısı duyup geldiğimde, karının üzerine çok geliyordu o yüzden de her namuslu kadının yapacağı gibi, onu vurdu.
We don't care on account of she's so pretty and we're so rich.
Kadın o kadar güzelki fiyat umrumuzda olmadı. Biz zaten zenginiz.
The way I figure, a guy oughta marry a girl 20 years younger than he is, so that when he's 40 she's still a real pretty doll of 21.
Bence bir erkek kendisinden 20 yaş küçük bir kızla evlenmeli. Böylece 40'ına geldiğinde, kız hâlâ 21 yaşında bir fıstık olur.
If she was only ugly, it wouldn't be so bad, but pretty like she is, it's an out and out waste.
Eğer çirkin olsaydı, farketmezdi. ama güzel kadın doğrusu Bu bir sıkıntı.
Everyone said to go to Miss Molloy's'cause she's so pretty -
Herkes burayı tavsiye etti çünkü Bayan Molloy öyle güzelmiş ki.
So much loneliness. Sophie is sweet. She's pretty and docile.
Sophie hoş güzel ve tatlı.
You can see at one that she's refined, well educated... and she's so pretty.
İyi eğitim görmüş, temiz, narin ve çok güzel bir bayan.
She's so pretty!
Çok güzel oldu.
Pre-op, she's received a 0.0 1 of Demerol and 0.4 of atropine so believe me, she's pretty relaxed.
Ameliyat öncesi, 0.01 Demerol ve 0.4 Atropine aldı yani inan bana, o gayet rahat.
Oh, she's so pretty.
Oh, o çok güzel.
She's so pretty.
Çok güzel.
She's supposed to be quite pretty, or so I've heard. Sure she is. Give me a hand!
Oldukça güzel galiba kulağıma öyle geldi.
She's so pretty.
O çok güzel.
- She'll be gone soon enough, she's so pretty.
- Ama kızımız yakında evlenip bizden ayrılacak, o kadar güzel ki.
She's so pretty.
Hoş bir kız.
She's so young and pretty.
O çok genç ve güzel.
She was so pretty when she was alive and happy.
Pierrette, yaşarken cıvıl cıvıl ve güzel bir kızmış.
And she's so pretty, too.
Ayrıca çok tatlı bir kız.
She " s so pretty.
Çok tatlı.
- She's so pretty.
Ne kadar da tatlı, değil mi?
She's a pretty nice lady so I wouldn't want her to do that.
Oldukça hoş bir hanımdı... ben de atlamasını istemedim.
She's pretty so you said she's like your mom
O güzel biri bu yüzden annem gibi dediniz
She's so little, innocent and pretty.
O çok küçük, masum ve hoş.
Maybe she's not so pretty now?
Belki artık o kadar güzel değildir?
She's so smart, so ambitious, so pretty...
O öyle akıllı, öyle hırslı, öyle tatlı ki...
But she's pretty, so she wears it well.
Ama güzel kız, üzerine de iyi yakıştı.
She's so pretty.
Çok tatlı.
You know she has a pretty good- - lt's so important to your future that you not finish that sentence.
Sen de biliyorsun ki, oldukça... O cümleyi tamamlamamak geleceğin açısından hayırlı olur. Lütfen dışarı!
No, I think you mean she's had a hard life because she's so pretty.
Ben öyle düşünmüyorum. Onun zor bir hayatı var çünkü o hoş bir kız.
She's so cool and pretty.
Çok kafa kız ve de güzel.
So one minute she's pretty and at the plate and the next she's ugly and advancing the runners.
Demek bir an güzel ve kale işareti olan levhada az sonra çirkin ve koşucular ilerliyor.
She's so pretty.
Çok da güzel bir kadın.
Sir, she's so pretty, that- - well, sir, I wanna marry her.
Öyle güzel ki... onunla evlenmek istiyorum.
What are you going to bet? We should let Phoebe decide because she's the only one who's impartial, and she's so pretty.
Kararı Phoebe versin çünkü tek bağımsız olan o, ve o çok güzel.
I found a picture of Jared Leto in her drawer once, so I'm pretty sure she's not harboring same - sex tendencies.
Çekmecesinde Jared Leto'nun resmini bulmuştum. Yani, onun hoşlanacağı tip olmadığına eminim.
Okay, so that's the kind of guys she likes - Like, pretty guys.
Yani daha çok zarif erkeklerden hoşlanıyor diyebiliriz.
She's so pretty.
Çok güzelmiş.
So what if she's got a pretty face?
Suratı güzelse ne olmuş?
She works really hard and she's so pretty but she is a little strange.
Aslında çok çalışıyor ve çok da güzel. Sadece biraz garip.
- Morgan. - She's really pretty and so smart.
Gerçekten çok güzel ve çok akıllı.
I mean, she's so pretty. How come i don't like her?
Nasıl olur da ondan hoşlanmam?
she's so cute 76
she's so nice 22
she's so beautiful 118
she's so hot 39
she's so sweet 39
she's something else 22
she's something 29
she's so 41
she's so young 35
she's sorry 22
she's so nice 22
she's so beautiful 118
she's so hot 39
she's so sweet 39
she's something else 22
she's something 29
she's so 41
she's so young 35
she's sorry 22
she's so broken inside 16
so pretty 138
pretty 763
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
pretty bird 24
pretty boy 183
so pretty 138
pretty 763
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
pretty bird 24
pretty boy 183
pretty sure 147
pretty good 760
pretty one 24
pretty lady 91
pretty bad 77
pretty nice 37
pretty awesome 32
pretty amazing 49
pretty soon 246
pretty impressive 59
pretty good 760
pretty one 24
pretty lady 91
pretty bad 77
pretty nice 37
pretty awesome 32
pretty amazing 49
pretty soon 246
pretty impressive 59