English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / She could die

She could die traduction Turc

183 traduction parallèle
She could die any time.
O her an ölebilir.
She could die if she doesn't get treated.
Tedavi edilmezse ölebilir.
She could die!
O ölüyor olabilir!
Because of me she could die.
Benim yüzümden ölebilir.
- I mean it. She could die.
- Demek istediğim ölebilir.
She could die.
Ölebilir.
If I close her up now, she could die of toxic-shock in the middle of the night.
Eğer şimdi kapatırsam gecenin bir yarısı toksit şoktan ölebilir.
If we don't release the pressure, she could die.
Ama basıncı boşaltmazsak ölebilir.
Are you saying she could die?
Yani ölebilir mi?
Mrs. Lane told me that if she could hold a beautiful wedding for her favorite daughter, she could die happy.
Bayan Lane bana eğer en sevdiği kızına güzel bir düğün yapabilirse, mutlu öleceğini söyledi.
Hey, she could die here.
Hey, ölebilir.
She could die from this?
Bu yüzden ölebilir mi?
She's uncooperative, she speaks in rhyme and doesn't care that she could die without treatment.
İşbirliği yapmıyor, kafiyeli konuşuyor ve tedavi edilmezse öleceği umrunda değil.
She's old, she could die. Now, move it!
O yaşlı biri, her an ölebilir.Şimdi kaldır kıçını!
My daughter is in pretty bad shape now, but if she were in her 20s, she could die!
Kızım şu an oldukça kötü, ama yirmili yaşlarda olsaymış ölebilirmiş.
The Williams'kid! If she doesn't get that heart valve operation, she could die!
Eğer o kalp kapakçığı ameliyatını olmazsa ölebilir.
If she doesn't get that heart valve operation, she could die.
Eğer o kalp kapakçığı ameliyatını olmazsa ölebilir.
I won't lie to you - she could die.
Sana yalan söylemeyeceğim - ölebilir de.
* I couldn't see the obvious... * that she's in love with me * that she could die for me
Ben, bana olan aşkını... benim için ölebileceğini... göremiyorum.
She could die if we have to make more.
Daha fazla yapmazsak ölebilir.
- If you don't let me go, she could die.
- Beni bırakmazsan, ölebilir.
No. lf it spreads to her heart or lungs, she could die.
Değil. Kalbine veya akciğerlerine sıçrarsa ölebilir.
This woman is ill and needs to be given iv antibiotics immediately... or she could die.
Bu kadın hasta ve acilen damardan antibiyotik alması gerekiyor yoksa ölebilir.
HEY, SHE COULD DIE HERE. GET TO A HOSPITAL!
Hey, ölebilir.
If the nerve system is damaged she could die.
Sinir sistemi zarar görebilir ve hayatını kaybedebilir.
She could die from dehydration!
Kurumazsa ölecek gibi.
- She could die on the table. - I know it's somewhere near the heart.
- Kalbine yakın bir yerde biliyorum.
Could she die?
Ölecek mi?
She wrote a cold letter, and he begged her to be serious... for he could die at any time, and he was right.
Kız mektuplarından birine biraz soğuk bir cevap yazdığında kendini kaybetmiş... Ona naz yapmaması için yalvarmış, her an ölebileceğini söylemiş. Söylediği yalan değildi.
She could live or die or end up paralyzed.
Yaşabilir de, ölebilir de. Ya da felçli kalabilir.
She could not die!
O da ölemez!
The kids could die for all she cares.
O olmasa çocuklar ölecek.
My best girlfriend is here and she'd die to go to this... so could we get an extra ticket for her?
En iyi kız arkadaşım geldi. Bu konsere gitmek için ölebilir... onun için bir bilet bulabilir miyiz?
She could tell me I'll die in 10 minutes, so long as she told me topless.
Üstsüz olduğu müddetçe bana 10 dakika içinde öleceğimi söyleyebilir.
I know. Five chickens had to die just so she could look stupid.
Bu kadar salak görünebilmek için beş tane tavuğu yolmuş olmalı.
I could never understand why she had chosen to die.
Ölmeyi neden tercih ettiğini bir türlü anlayamadım.
She could have left me there to die, Giles, but she didn't.
Beni orada ölüme terk edebilirdi, Giles. Ama etmedi.
The doctors tell me it could last several days or several years, or she could just die.
Doktorlar bir kaç gün ya da bir kaç yıl sürebileceğini ya da ölebileceğini söylediler.
You really think the Elders brought you and Paige together so she could watch you die?
Yüzden ölmek izlemek Gerçekten Elders sen ve Paige araya getirdi düşünüyorum
- She could still die! - I know, Dad!
Hâlâ ölüm riski var.
- She could still die!
- Baba.
I wonder how many cancer patients had to die so she could get these views.
Bu manzara için kim bilir kaç kanser hastası öldü?
She said Gene was waiting for me to die so he could get my money.
Gene'in paramı almak için ölümümü beklediğini söyledi.
You could say that she shot herself in the living room and then crawled out back to die.
Kendinisi oturma odasında vurduğunu, sonra dışarıya sürünerek çıktığını ve orada öldüğünü söyleyebilirz.
She could have let me die with her, but she didn't.
Onunla beraber ölmeme neden olabilirdi, ama öyle yapmadı.
She could've saved her child and let them die.
Çocuğunu kurtarıp, ikisini de ölüme terk edebilirdi.
The clot breaks off, she could stroke and die.
Doğru. Pıhtıysa felç geçirip ölebilir.
If Chrissy could see me now, she'd die.
Chrissy beni görebilse, ölürdü herhalde.
I have a hard time believing that someone who let a cow die so she could wear butch boots cares about a parrot.
Birisinin bir ineği ölümüne izin verip deri bot giymesine ve bir papağanı önemsemesine inanamıyorum.
How he / she could not love to somebody willing to die for me?
Benim için ölmeyi göze alan birini nasıl sevemem ki?
Look, she might have started out to make a documentary about the homeless, but she wound up using Harold so that she could loot the treasure. Doesn't mean she deserves to die.
Bak, belki evsizler için bir belgesel yapmaya hazırlanmıştı ama Haroldu kullanmaya başlayınca hazineyi yagmalama imkanına kavuştu Onun ölmeyi hakettigini göstermez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]