Straight away traduction Turc
726 traduction parallèle
It's always better to get the worst things over straight away, don't you agree?
Elbette daha büyük ve daha cesur bir stratejinin parçasıydı. Ama...
I'll send round straight away. What number did you say?
Hemen birilerini yolluyorum.
I'll put them out straight away.
Hemen çıkarıyorum.
- Come home straight away
- Hemen eve gel.
I came here straight away to see you on the stage
Seni sahnede görebilmek için hemen buraya geldim.
Can you send it to me straight away?
Hemen gönderebilir misiniz?
Why didn't you tell me straight away?
Neden doğrudan söylemedin ki?
Straight away.
Hemen.
If we... legalised this situation of ours straight away...
Eğer biz... durumumuzu hemen yasallaştırsaydık...
I noticed it straight away.
Hemen farkettim.
So that she'll see it straight away.
Böyle tut da doğruca görsün.
You came straight away, didn't you?
Doğrudan buraya geldiniz, değil mi?
- I recognized you straight away.
- Oysa ben hemen tanıdım seni.
We could start straight away, without the captain.
Kaptan yokken de, hemen başlayabiliriz.
You've got to come straight away.
Dinle, hemen gelmelisin.
The problem is, I need the money straight away lt doesn't matter
Sorun şu, bu para bana acilen lazım. Önemli değil.
I would have realized straight away that the child was going to do that
Çocuğun böyle yapacağını ilk bakışta anlamıştım.
I'll give you the first instalment straight away
İlk taksiti hemen takdim edeyim.
I have to go straight away.
Gitmek zorundayım.
Stratton, you're coming straight away with me to see mister -
Stratton, hemen Bay Birnley'i görmeye- -
If I agree straight away, they'll think we are starving
Eğer hemen kabul edersem, bizim açlıktan öldüğümüzü düşünecekler.
Empty the cart straight away.
Hemen arabayı boşaltın.
I'm going straight away.
- Hayır. Ben gidiyorum.
I think it's coming straight away.
Sanırım hemen geliyor.
Rather I'll have it fixed straight away.
İyisi mi hemen tamir etsem iyi olacak.
We'd have gained a lot of time if dad had decided that straight away!
Bunu hemen söyleseydin bu kadar vakit kaybetmezdik baba!
We have to raise anchor straight away.
Hemen yola çıkmalıyız.
I must leave straight away?
Hemen mi gideyim?
- Oh come on, I recognized you straight away!
- Yapma, ilk görüşte tanıdım seni!
- Straight away, after swimming.
Ne zaman gidiyoruz? - Hemen gidiyoruz.
I shall put my plan into operation straight away.
Planımı hemen hayata geçireceğim.
- Straight away.
- Döner dönmez.
- Did he fall in love with you straight away?
- Sana hemen aşık oldu mu? - Hayır.
I can't answer that, like this, straight away.
Buna böyle hemen cevap veremem ki.
I know, I would have told you straight away, but I didn't have the courage.
Bunu sana hemen söylemem gerektiğini biliyorum ama cesaret edemedim.
And when Luciani came back, he knew straight away that something had happened.
Luciani geri döndüğünde bir şeylerin olduğunu anladı.
- Have him brought in straight away.
- Hemen kendisini buraya gönderin.
The office has been on the phone and think it's best... if we push on to Wolverhampton straight away.
Ofisten aradılar bu gece Wolverhampton'da çıkıyorsunuz.
Ellen, take Jane and Michael upstairs straight away.
Ellen, hemen Jane ve Michael'ı yukarı götür.
I mean, I put her to work straight away.
Onu hemen işe koşturdum.
I'll go straight away.
Hemen gidiyorum.
Now, straight away?
Hemen şimdi mi?
Straight away, sir.
Derhal, efendim.
We should say straight away that this is no ordinary book.
Aslında, bunun sıradan bir kitap olmadığını söylememiz gerekiyor.
Oh, and, um... get on the telephone straight away to my lawyer, mr.
Ayrıca hemen avukatımı ara.
She'll rescue us straight-away.
Bizi hemen kurtaracaktır.
I'll go straight to my lawyer... and have him make out the deeds right away.
Avukatımın işe koyulmasını sağlarım. Teşekkürler.
Is he coming straight home? Right away.
- Doğrudan eve mi geliyor?
Take her straight over to a hotel under a phoney name, right? You wanna keep away from the reporters as much as possible.
Onu gazetecilerden de uzak tutmaya çalış.
Why is there a trail of sand leading away from it and straight to the neighbor's house?
Neden bu evden başlayıp uzaklaşarak komşu eve uzanan kum izi var burda?
Then, Luciani started crying over me straight away.
Sonra Luciani arkamdan gözyaşı dökmeye başladı.
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away present 49
away from you 37
away party 43
straight 417
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away present 49
away from you 37
away party 43
straight 417