English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Tell him to come

Tell him to come traduction Turc

765 traduction parallèle
Why is he so curious about that again after 15 years has passed? Tell him to come and explain his reasons to me.
Gidip 15 yılın ardından niye aniden bununla ilgilenmeye başladığını bana açıklamasını söyle.
Tell him to come right down with habeas corpus.
Hemen bir "habus corpis." ile gelmesini söyle. Anlarsın ya?
Tell him to come right in.
İçeri gelmesini söyle.
Go see if it is, and tell him to come here at once.
Git bak bakalım O muymuş, sonra da hemen buraya gelmesini söyle.
Tell him to come up.
Yukarı gelsin.
- Tell him to come in.
- Söyle girsin.
Tell him to come here.
Buraya gelmesini söyle.
You find the Captain and tell him to come down here.
Git kaptanı bul ve aşağı inmesini söyle.
He's still standing on the bottom waiting for someone to tell him to come up.
Hala suyun dibinde duruyormuş. Biri ona yukarı gelmesini söylesin diye bekliyormuş.
- Tell him to come back.
- Geri dönmesini söyle.
Tell him to come in.
İçeri gelmesini söyle.
Tell him to come up here with his wrestlers.
İri kıyım adamlarıyla gelsin.
Tell him to come at once.
Bir an önce gelmesini söyleyin.
Why don't you tell him to come down and surrender peaceably?
Neden ona aşağı inip, sakince teslim olmasını söylemiyorsun?
No, tell him to come up.
Hayır, gelmesini söyle.
Tell him to come right away.
Ona derhal buraya gelmesini söyle.
- Tell him to come in.
- Buraya gelmesini söyle.
Get that private detective McCarthy, and tell him to come right over.
Özel Detektif McCarthy hemen buraya gelsin.
Tell him to come to my office at once.
Derhal odama gelmesini söyleyin.
Only, if you know where to find the boy, find him, tell him to come back before it's too late, while he still has time to pay his punishment and still has most of his life to live like an ordinary human.
Yerini biliyorsanız bulun onu. Çok geç olmadan teslim olmasını söyleyin. Hala cezasını çekmeye vakti varken ve hayatının geri kalanında sıradan bir insan gibi yaşamasına fırsat varken.
Tell him to come here to my house at once... as fast as he can.
Ona, gelebildiğince hızlı bir şekilde hemen evime gelmesini söyleyin.
- Tell him to come in here right away.
- Ona hemen buraya gelmesini söyle.
Tell him to come to my place when he gets home.
Ona, eve geldiğinde bana uğramasını söyle.
If your captain wants to see Ben Gunn, tell him to come tonight, alone, to the top of Spy Glass Hill.
Eğer kaptanın, Ben Gunn'ı görmek isterse bu gece tek başına Spyglass Tepesi'nin tepesine gelmesine söyle.
If you see him tell him to come to my house.
Onu görürsen evime uğramasını söyle.
Tell him to come quickly.
Sir Gawain'in havele geçirdini ve hemen gelmesi gerektiğini söyle.
Tell him to come in.
Söyle, içeri gelsin.
Please return to your husband. Tell him to come straight out of the chapel and let the police take over.
Eşinize dışarı çıkmasını ve işi polise bırakmasını söyleyin.
In the meantime, tell him to come in.
Bu arada, ona içeri girmesini söyle.
One of you run down to the station and ask the inspector to come along. Tell him it's serious.
Biriniz merkeze gidip müfettişten acele etmesini isteyin.
When does he come in, tell him Miss Hart wants him to come at once.
O geldiğinde, Bayan Hart'ın hemen gelmek istediğini söyleyin.
Well, ask him to come in, and fellowes, you can tell the jackmans that they can go back to that cottage.
Ona gelmesini söyle. Sen Jackmanlara gidip kulübeye dönebileceklerini söyle.
Well then, tell him not to come back too late, because we're going out.
Fazla geç kalmamasını söyle, akşam dışarı çıkacağız.
Tell him he'll have to come.
Gelmek zorunda olduğunu söyleyin.
He'll be here in a few moments, and I've come to tell you that when you meet him... you're to say, "How do you do, gracious sir?"
Birkaç dakika içinde burada olacak, ve ben de onunla tanıştığın zaman "Nasılsınız, saygıdeğer efendim?" demeni söylemeye geldim.
When he was out of work, my mother used to give him two at a kick... and tell him to go out and to not come home... until he'd drunk himself cheerful and loving like.
İşe gittiği zamanlar, annem ona bir iki vurur... ve neşeli ve sevecen biri olana kadar... içmeden gelmemesini söylerdi.
Just yell up to him and tell him to put his gun away and come down.
Hadi ona seslen ve silahını atıp, teslim olmasını söyle.
If he should happen to ask about your family... the way people are interested in where other people come from... you might tell him who they were.
Eğer ailen hakkında soru soracak olursa ki insanlar her zaman başkalarının soyunu sopunu merak ederler ona kim olduğunuzu söyleyebilirsin.
She will tell her father that she wants him to come home... that I miss him very much and that I want him to come home.
Babasına eve dönmesini onu çok özlediğimi ve eve dönmesini istediğimi söyler.
Tell him that's all you could get today, that he'll have to come back sometime tomorrow evening for the rest.
Ona bugün ancak bu kadarını bulabildiğini ve gerisini yarın akşam alabileceğini söyle.
Tell him we've come to talk.
Konuşmaya geldiğimizi söyle.
Tell him to leave his patient and come right out.
Hastalarının gittiğini ve doğruca buraya gelmesini söyleyin.
TELL THEM WHAT HE'S TRIED TO DO, AND TELL THEM TO COME AND GET HIM! NO.
- Gelip onu buradan götürmelerini iste.
Tell your friend to come to me, I'll talk to him.
Arkadaşına bana uğramasını söyle, onunla konuşurum.
Tell him we'll come to the city tomorrow, and that you want to talk to him for a couple of minutes.
Yarın şehre geleceğimizi ve onunla birkaç dakika konuşmak istediğini söyle. Konuşmamayı tercih ederim, Carl.
Tell him if anything happens to Jed Ringer, I'm going to come back and kill him.
Ona söyle, Jed Ringer'ın başına bir şey, gelirse onu kendi ellerimle öldürürüm.
You can come with us, but if you want to wait, then tell him, that I'll never work with him anymore.
Bizimle gelebilirsin. Onu beklemek istiyorsan,... Onunla asla çalışmayacağımı söyle ona.
Just tell him not to come.
Ona gelmemesini söyle yeter.
Return, good Catesby, to the gracious duke. Tell him, myself, the mayor and citizens... in deep designs in matter of great moment... no less importing than our general good... are come to have some conference with His Grace.
Aziz Catesby, lütfen Dük Hazretlerine gidiniz ve benimle birlikte, Belediye Başkanı ile yurttaşların da burada olduğunu, kendisiyle tüm ülkenin menfaatine ilişkin son derece acil ve önemli konularda görüşmek istediğimizi bildiriniz.
Tell him you want to come over to the embassy right away, tonight,'cause we're going to leave London tomorrow.
Ona bu gece elçiliğe gelmek istediğini söyle çünkü yarın Londra'ya gidiyoruz.
Tell him he'll probably get the loan, but his wife has to come in.
Olasılıkla ödünç alabileceğini fakat karısının gelmesi gerektiğini söyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]