English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Tell him to stop

Tell him to stop traduction Turc

341 traduction parallèle
Otherwise, can you tell him to stop with the songs and the texts and the skywriting?
Aksi halde, şarkıları, mesajları ve uçaklarla havaya yazı yazmayı durdurmasını söyleyebilir misin?
This time, Agatha, you've got to just tell him to stop.
Agatha, artık bırakmasını söylemelisin.
- Tell him to stop calling me names.
- Söyle bana küfür etmeyi kessin.
Tell him to stop bleeding for me.
Söyle, benim için üzülmeyi bıraksın.
Tell him to stop that understudy hovering there like a vulture.
O yedek oyuncunun akbaba gibi dolaşmasını durdursun.
Tell him to stop it!
Ona durmasını söyle!
Tell him to stop it...
Durmasını söyle...
Should I tell him to stop by tonight?
Bu gece uğramasını söyleyeyim mi?
Tell him to stop jabbering and go shopping.
Ona, gevezeliği kesip alış verişe gitmesini söyle.
Tell him to stop
Ona durmasını söyleyin.
- Tell him to stop that.
- Söyle onu bıraksın.
I'll tell him to stop it.
Ona sana ilişmemesini söyleyeceğim.
If he's interested in the people, tell him to stop making pictures.
İnsanlarla bu kadar ilgileniyorsa, film yapmayı bırakmasını söyle.
Will you tell him to stop staring at me?
Bana dik dik bakmamasını söyleyecekmisin?
You tell him to stop missing school or I'll have you.
- Ya ona okulu asmayı bırakmasını söylersin ya da karışmam.
Tell him to stop mucking about, Louis XVII's out here.
Louis XVIII'le dalga geçmemesini söyle ona.
- Tell him to stop!
- Şuna susmasını söyle!
Andrea, tell him to stop! Why?
Andrea, ona durmasını söyle!
You better call Duncan, tell him to stop those people in the Tower Room... from using that express elevator, or somebody's gonna get killed.
- En iyisi Duncan'ı ara. Ona insanların ekspres asansörü kullanmalarını engellemesini söyle,... aksi halde birisi ölebilir.
Then tell him to stop the train when he gets there.
Oraya geldiklerinde treni Durdurmasını söyle.
Tell him to stop that transmission.
O sinyali durdurmasını söyleyin.
- Tell him to stop.
- Ona durmasını söyle.
Tell him to stop!
Söyle, dursun!
Well, tell him to stop leaving his butt prints in my van.
Kamyonuma kıçının izini bırakmaktan vazgeçmesini söyle.
"TELL HIM TO STOP."
Ona artık buna son vermesini söyler misiniz? "
I didn't tell him to stop.
Ona durmasını söylemedim!
I didn't tell him to stop.
Ona durmasını söylemedim.
What did you tell him to stop him from killing you?
Sizi öldürmemesi için ona ne söylediniz?
Tell him to stop it.
Durmasını söyle.
Please tell him to stop.
Lütfen durmasını sağla.
Then why don't you go tell him to stop, Bernie?
O halde neden gidip durmasını söylemiyorsun, Bernie?
Did you tell him to stop cutting?
- Ona durmasını sen mi söyledin?
Tell him to stop!
Durmasını söyle!
Well, tell him to stop selling, jerk-off!
İyi, satmamasını söyle, salak herif.
- Tell him to stop messin'Dil around!
- Ona söyle, Dil'le uğraşmayı kessin.
Tell him to stop! Shit.
Durdurun şunu.
Stop the baron going to Box A. Tell him to join us in Box B. Hurry.
Baron'un Loca A'ya gitmesine engel ol. Söyle ona, Loca B'de bize katılsın. Çabuk.
Either you stop analyzing Alfred, or I go straight to Mr. Macy and tell him what a fraud you are.
Derhal bu ofisi terkedin. Bak, ya sen Alfred'i analiz etmeyi bırakırsın... ya da ben dosdoğru Bay Macy'e gider... ne kadar adi bir düzenbaz olduğunu anlatırım.
Make all the shipping deals you want with him, John, but tell your rich, old Mr. Bliss to stop incorporating my honeymoon.
İstediğin bütün seyahat anlaşmalarını onunla yap, John, fakat senin zengin, yaşlı Bliss'ine benim balayımı işe karıştırmamasını söyle.
Listen, tell him I had to stop by the printing house and to call me in the morning before he leaves.
Ona gazeteye gittiğimi söyle, yarın dönmeden beni arasın. Gel tatlım.
And next time I will tell him not to stop.
Ve bir dahaki sefere durmamasını, bu ikisini de
Tell him to please stop the car and let us out.
Ona söyle, lütfen arabayı durdurup bizi indirsin.
And tell him that I'm going to San Diego this evening with his father, but in the morning, on the way back, I'll stop by.
Ve ona de ki, bu akşam babasıyla San Diego'ya gidiyorum, fakat sabahleyin, geri dönerken, uğrayacağım.
Please tell us. We have to stop him
Lütfen söyleyin, onu durdurmak zorundayız.
He is my son too! Don't try to tell me that you care about him all that much, He didn't stop you from breaking us up.
Ona fazla bağlı değilsin olsaydın bizi bu hale getirmezdin.
I'LL TELL HIM TO STOP KILLING HIS MOTHER'S RADISHES.
Oraya gideceğim ve ona artık annesinin turplarını mahvetmemesini söyleyeceğim.
Mac gives his life to get you that stuff so you could nail the bastard... and you tell me he's gonna get away with it, that we can't stop him?
Mac, senin için o pisliği haklayacak delilleri toplarken hayatını kaybetti. Ve şimdi sen bu adama engel olamayacağımızı ve yoluna devam edeceğini mi söylüyorsun?
Tell me, when you were making love to him did you ever scream, "Don't stop, woody"?
Söylesene, onunla sevişirken hiç şöyle bağırdın mı, "Sakın durma tahta!"
Tell me when you want him to stop.
Nerede durması gerektiğini söyleyin bana.
Well, obviously he was afraid that I would tell you, and that you would put him on Cromwell's, or stop his switch to Frank's form, or some other Hitlerian torture.
Belli ki sana söylememden ve onu Cromwell'e göndermenden ya da Frank'in sınıfına geçişini engellemenden ya da başka bir Hitler cezasından korktu.
Could you tell him to stop?
Ona durmasını...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]