English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / That wasn't nice

That wasn't nice traduction Turc

253 traduction parallèle
- Wasn't that nice?
- Ne incelik değil mi?
That wasn't a very nice thing to do, George.
Bu yaptığın hiç hoş değildi, George.
That wasn't very nice, letting me go through the whole routine.
Tüm rutinimi baştan aşağı yaptırtmanız çok hoş değildi.
Well, wasn't that nice of him?
Ne kadar nazikmiş.
Now, wasn't it rather rude to send that nice man all alone to Grant's tomb?
Baksana Gloria, o nazik adamı tek başına Başkan Grant'in mezarına göndermek oldukça kaba bir şey değil miydi?
And anyone who wasn't nice wouldn't have married that poor blind man.
Eğer olmasaydı, o zavallı kör adamla evlenmezdi.
Lila, that wasn't nice!
- Lila, bu hiç hoş değildi!
That wasn't very nice, boy.
Hiç hoş bir davranış değil bu, evlat.
- Wasn't that nice of Aunt Monica?
- Monica Teyzen çok düşünceli, değil mi?
That wasn't very nice.
Bu yaptığın hiç hoş değil!
But that wasn't very nice.
- Ama bu hoş değildi.
That wasn't very nice calling my practice stupid.
Antremanıma saçma demeniz hiç de hoş değildi.
He says that Balestrieri wasn't nice.
Balestrieri'nin iyi biri olmadığını söylüyor.
Wasn't that that nice Mr. Hilliard?
Sevgili Bay Hilliard değil miydi, o?
No, that wasn't nice.
Haklısın, hiç de hoş değildi bu.
Wasn't that nice?
Ne hoş değil mi?
That wasn't nice.
Bu hiç hoş değildi.
Well, that was nice of him, wasn't it?
Öyle mi, onun için ne kadar iyi, değil mi?
That wasn't nice.
Bu hoş değildi.
It wasn't very nice of me to go running out like that.
Böyle kaçmam hiç hoş değildi.
Wasn't that nice of him?
- Çok hoş bir davranış değil mi?
Wasn't that nice?
Güzeldi, değil mi?
That wasn't nice.
Bu hiçte iyi olmadı.
Even though that wasn't a nice thing y'all done to Billy.
Billy'ye yaptığınız hiç hoş değildi ama.
That wasn't nice, what you said.
France hakkında söyledikleriniz hiç hoş değil.
That was nice and warm, wasn't it?
Güzel ve ılıktı, değil mi?
Well, wasn't that nice of your father to do that?
Babanın böyle bir şey yapması ne incelik, değil mi?
That wasn't very nice.
Hiç hoş değildi.
Wasn't that a nice thing?
Bu çok güzel değil mi?
- Wasn't that nice?
- Hoşuna gitmedi mi?
That wasn't very nice.
Kibarca değildi.
That wasn`t very nice.
Bu hiç hoş değildi.
That wasn't very nice, you know.
Bu hiç hoş değil biliyor musun?
That wasn't very nice at all.
Hiç hoş değil bu yaptığın.
Charley, that wasn't very nice, not walking Amy to the front door.
Charley, Amy'yi kapıya kadar geçirmemekle kabalık ettin.
- That wasn't nice.
- Bu hiç hoş değildi.
That wasn't very nice.
Bu hiç de nazikçe değildi.
Well that's not very nice is it, so I wasn't any good the other night then
Bu, pek de hoş bir davranış değil. Gerçi ben de geçen gece pek iyi sayılmazdım.
- Wasn't that nice?
- Aman ne güzel.
That wasn't very nice.
Bu gerçekten hoş değildi.
Wasn't that nice?
Kelly'i alışverişe çıkarıyorum.
Jeez, Louise, that wasn't very nice.
Louise, ince davranmadın.
Now, wasn't that nice, Al?
Güzel değil miydi, Al?
And even when the sex was nice, it wasn't that nice.
Ve güzel seks yaparken bile, O kadar güzel değildi.
That wasn't very nice.
- Bu hoş değildi.
Wasn't that a nice surprise?
Sürpriz oldu, değil mi?
- That wasn't nice. - What?
- Bu hiç hoş değil.
Ooh. That wasn't very nice.
Bu hiçte hoş değil.
Wasn't that nice Did you thank him?
Ne hoş, değil mi? Teşekkür ettin mi?
Ah, that was nice, wasn't it?
Ah, çok hoştu, öyle değil mi?
That wasn't very nice.
Hiç hoş değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]