English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / They all die

They all die traduction Turc

527 traduction parallèle
Are yu sure they all die young?
Hepsinin genç öldüklerine emin misin?
Red Cloud says they all die before snow falls... and so will any white man who sets foot in these woods.
KiziI Bulut, hepsinin karlardan önce ölecegini... o yüzden buraya gelen her beyaz adami da öldürecegini söylüyor.
I don't care if they all die.
İsterse hepsi ölsün.
I just want to make sure they all die, son.
Sadece hepsinin öleceğinden emin olmak istiyorum oğlum.
Should they all die because you're a coward?
Sen korkağın tekisin diye onlar ölmek zorunda mı?
Must they all die?
Hepsi ölmeli mi?
Sure, but they all die the same way.
Tabii, ama hepsi aynı şekilde ölecek.
They all die long ago.
Hepsi uzun zaman önce ölmek.
What if they all die?
Ya onlarda ölürse?
Did they all die?
Hepsi ölmüş mü?
All they know how to do is die.
Ama nasıl ölüneceğini hepsi biliyor.
They'd just as soon die as stick a nickel in a jukebox, but that's all right.
Onları öldürmek müzik kutusuna para atmak kadar kolay, endişelenmeyin.
Pidge? They all gotta die.
Hepsinin ölmesi lazım.
They all gotta die!
- Hepsinin ölmesi lazım.
Pidge! They all gotta die!
- Hepsinin ölmesi lazım.
They all gotta die.
Ölmeleri lazım.
Usually all they teach you is how to tell somebody else to go out and die.
Size tek öğrettikleri, başkalarına nasıl git ve öl diyeceğinizdir de.
All of them. They won't wait to die here.
Burada öylece oturup ölmeyi beklemeyecekler!
They will all die.
Hepsi ölecek.
Kaji... you can tell them all later : If they want to die, they can run all they like.
Kaji, adamlara söyle kim kaçmaya teşebbüs ederse, bu şekilde ölecek!
All poets whatever age they may seem to others, die young.
Başkalarına hangi yaşta görünürlerse görünsün, bütün şairler genç ölür.
People everywhere are the same in one thing - they're all afraid to die.
İnsanlar nerde olurlarsa olsunlar ortak bir yönleri vardır : Hepsi ölümden korkar.
All men lose when they die and all men die.
Tüm insanlar ölünce kaybeder ve tüm insanlar ölür.
Alydon says unless we can help them arrange some sort of treaty with the Daleks, they're all going to die.
Alydon onlara daleklerle anlaşmaları için yardım etmezsek, hepsinin öleceğini söylüyor.
They must all die.
Hepsi ölmeli.
All whites are bad and they should all die.
Bütün beyazlar kötüyken hepsi de ölecek.
They all think any decent woman would rather die than live as an Apache squaw.
Hepsinin düşüncesi her edepli kadın Apaçi eşi olarak yaşamaktansa ölmeyi tercih eder.
and they'll all die of jealousy!
Hepsi kıskançlıktan çatlar!
They're all ready to die for the honour of France.
Fransa'nın onuru için ölmeye hazır hepsi.
The Germans had cut them off. They were all about to die.
Almanlar hepsini kesiyordu ve ölmek üzerelerdi.
And they all keep living, no one's going to die.
Yine de Tanrıya şükür, hepsi sapasağlam, hepsi hayatta.
Parmen first, and they'll all get infected. But this time, listen, whatever they say, don't save them. Let them die.
Parmen ilki, sonra hepsi enfeksiyonu alacak ama bu kez onları bırak ölsünler.
If we go, they will all die.
Eğer biz gidersek, onlar ölür.
They will all die soon.
Yakında hepsi ölecek.
That's all they die of, Gus. That's the truth.
İnsanlar sadece bu yüzden ölüyor, Gus.
They should all die.
Hepsi de ölmeliydi.
Get out. They should all die.
Gidin.
♪ Tell them ♪ ♪ All they love will die ♪
# Hepsinin sevgiyle öleceklerini anlat
They'll all die.
Hepsi ölür. Bu kadar yeter!
She starts laboring, they're all gonna cut her up so bad inside she gonna die.
Sancılar başlayınca yavrunun tırnakları anasını doğrayacak.
Don't move or they'll all die!
Kıpırdama yoksa hepsi ölür!
They will all die if you consume that thing.
O şeyi tüketirsen onların hepsi ölecek.
They'll all die, if they're not already dead.
Daha ölmedilerse bile, hepsi ölecekler.
Sometimes Roschmann amused himself by kicking those about to die as they huddled together naked stripped of dignity and of all hope.
Bazen Roschmann, ölmek üzere olanları... insanlık onurundan ve umuttan mahrum, çırılçıplak birbirlerine sokulmuşken... tekmeleyerek eğlenirdi.
They will all watch you die
Onların hepsi ölümünü izleyecek.
They will all die here in Hangzhou
Hangzhou hepsine mezar olacak
They're all gonna die.
Hepsi ölecek.
Goddamn all of them! I hope they all die!
Boyları devrilesiceler.
They'll all die.
Ölürler!
And all hard-working employees of McGowan until they die of dust poisoning in the mines.
Ve hepsi McGowan'ın çalışanlarıdır madenlerde tozdan zehirlenip ölünceye kadar.
Each mission virtually a suicide trip. But they're all ready to die.
Tüm görevler intihar göreviydi ama hepsi zaten ölmeye hazırdı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]