Three people traduction Turc
2,487 traduction parallèle
But then you told her that the car wasn't big enough for three people, right?
Ama sen ona arabanın sadece üç kişilik olduğunu söyledin değil mi?
He killed three people.
Üç kişiyi öldürdü.
It would take at least three people to rob the vault in 15 minutes, but one woman could do it alone if she had all night.
Kasayı 15 dakikada soymak üç adam gerektirirdi ama bir kadın tüm gece boyunca oradaysa yalnız başına soyabilirdi.
This is what happened to the last three people who were scheduled to testify against the cartel.
Kartel aleyhine tanıklık etmesi planlanan son üç kişinin başına gelen bu.
Senior inspector Hanumant Singh has shot three people until now.
Kıdemli müfettiş Hanumant Singh Şimdiye kadar üç kişi çekti.
He's already shot three people today trying to keep this appointment.
Kendini affettirmek için zaten üç kişiyi öldürmüş durumda.
So we're five minutes and two to three people short.
Geriye beş dakika kalıyor ama, gücümüz ancak iki kişiye yetecek.
She's lucky the three people inside didn't die.
İçerdeki üç adam ölmediği için şanslı.
- Benny, what you got for me? - Random attack. Three people stabbed.
- Rastgele saldırı, üç kişi bıçaklanmış.
Oh, my. When he was ten, he was questioned during an investigation about a fire that killed three people.
10 yaşındayken 3 kişinin öldüğü bir yangınla ilgili olarak sorgulanmış.
It turns out two months before, his mom had a local minister perform an exorcism on him, and the three people who were killed in the fire
Yangından 2 ay önce annesi yerel bir rahibe şeytan çıkarma ayini yaptırmış. Yangında ölen 3 kişi de ayine yardım edenlermiş.
Look, Derek killed three people, okay?
Olmaz. Bak Derek üç insanı öldürdü tamam mı?
He's killed three people.
Üç insanı öldürdü.
Everything I do is for those three people downstairs.
Her şeyi aşağıdaki o üç kişi için yaptım.
There have been three people in this marriage.
Sen ve Will. Bu evlilikte, üç kişi vardı.
I already tried to kill three people at this table.
Şimdiden bu masadaki üç kişiyi öldürmeye çalıştım bile.
These three people have agreed to be brought here, handcuffed to these beds, and become the prototype of our first truly interfaced device.
Bu insanlar, yataklara kelepçe ile bağlanıp buraya getirilmeye ve gerçek anlamda arabirimi olan ilk cihazımıza prototip olmaya razı oldular.
Three people are dead.
- Üç kişi öldü.
There are three people.
Üç kişiler.
Did you tell them about the three people who were shot next door and how you caught a glimpse of a young man running away? Did you tell them that part?
Peki ya onlara diğer kapının orada üç adamın vurulduğunu ve kaçarken saldırganı suçüstü yakaladığını da anlattın mı?
She left her land to three people.
Arazisini üç kişiye bırakmış.
You are three people.
Üç kişisiniz.
- I don't want to go into the details of - of what happened, but fact is that three people were killed.
Nasıl söyleyeceğimi de bilmiyorum. Ama gerçek şu ki üç insan öldürüldü.
Three people died for this car, a car that was in their possession for less than 72 hours, I believe.
Bu araba için 3 kişi öldü. Arabayı sadece 72 saat kullanabildiler.
I'm saying that Jason did not kill one, two, or three people.
Jason'ın 1, 2 ya da 3 kişiyi öldürmediğini söylüyorum.
I don't believe he killed three people.
3 kişiyi öldürdüğüne inanmıyorum.
Over three years, the Human Planet team has filmed people around the world.
Human Planet takımı 3 yılı aşkın süre içinde dünyanın heryerinde insanları filme aldı.
There's three times as many people killed by moose as bears.
Geyikler, ayılardan üç kat daha fazla insan öldürmüş.
I mean... this guy aims a gun at three different people before he finally finds his victim.
Yani ; bu adam sonunda kurbanını bulmadan önce üç farklı kişiye nişan almış.
I'm at home, three cell phones in front of me, fielding desperate calls from people who want to buy one of the 50 restaurant reservations
Evdeyim, önümde üç cep telefonu var. Altı ay önceden yaptırdığım 50 restoran rezervasyonunu almak isteyenlerle konuşuyorum.
Three more people are dead, and I may never see my sister.
Üç kişi daha öldü. Bense bir daha asla kardeşimi göremeyebilirim.
Which means we're looking for four people- - three shooters and a cleaner.
Yani dört kişi arıyoruz : Üç tetikçi ve bir temizleyici.
We've just been using our big spotlight as a beacon, because three of the women and six of the camels didn't make it into camp tonight and here in the desert, there's a very good chance of people getting lost.
Çünkü kadınlardan üçü ve develerden altısı... bunu kamplarında yapamazdı ve bu çölde, insanların kaybolmaması büyük bir şans.
My plan requires three people.
Benim plânımda 3 kişi gerekiyor.
Three people who have faces!
Suratı olan 3 kişi!
Three minutes times five people we have left...
Üç dakika diyorsun ama, beş kişi daha kaldı...
I shot three innocent people in the head.
Üç masum insanın kafasına sıktım.
Now, there's three kinds of people who become cops : There's legacies, ex-military, and guys like me...
Şimdi, üç tür polis var kalıtsal, eski asker ve benim gibi adamlar.
In a haystack of, what, eight million people, and you were able to find out where he was in only three months?
Sekiz milyon kişinin arasında bir kişi ve onun sadece yerini bulmak için üç ay mı harcadın?
Crossing the three realms and five planes you harmed the people and spread chaos and evil!
Menfur iblisler! Üç alem ve beş boyutu geçerek insanlara zarar verip, karmaşa ve kötülük yaydınız!
I was doing a three-year stretch when I realized I wasn't gonna be able to help myself until I learned to help the people around me.
3 yıl boyunca yattım sonra farkettim ki etrafımdaki insanlara yardım etmeden kendime yardım edemem.
They made three people kill themselves.
Üç kişinin kendini öldürmesine sebep oldular.
Serial killing involves the murder of several people in three or more separate events.
Seri katillik, birkaç kişinin üç ya da daha fazla ayrı olayda öldürülmesiyle olur.
Three cups of tea for two people?
İki kişiye üç bardak çay mı?
These people have all been to clubs over the weekend and vanished within three days, including this morning's victims.
Bu adamlar hafta sonu boyu kulüp gezip 3 günde ortadan kaybolmuş, bu sabahki kurbanlarla birlikte.
Now there are three innocent people on that list and only one bad guy.
Şimdi listede üç masum insan var ve yalnızca biri kötü adam.
Two people died. Three homes were destroyed. And Casey Whiteside spent four months in the hospital.
Üç ev yok oldu ve Casey Whiteside 4 ayını hastanede geçirdi.
She was only here for three weeks, people.
Kadın geleli sadece üç hafta oldu be.
One, two, three, four people ahead of me waiting to be interviewed.
Onlar da mülakata girecek.
She's... she's been held in Val Verde Prison, and I have three other people on the ground with me.
Val Verde hapishanesinde tutuluyor ve benimle birlikte üç adamım daha içerideler.
After all, even if these days almost all of us survive long enough to have children, some people have none, some people have three or four.
Neticede, bugünlerde neredeyse hepimiz üç-dört tane çocuk yapacak kadar uzun süre hayatta kalıyoruz bazen de hiç yapmıyoruz.
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like you 105
people like me 81
people screaming 74
people change 205
people talk 81
people can change 59
people are talking 31
people don't change 46
people of earth 28
people like you 105
people like me 81
people screaming 74
people change 205
people talk 81
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people are scared 36
people are dying 81
people get hurt 32
people do 54
people lie 29
people will die 36
people are watching 31
people were killed 27
people died 98
people are scared 36
people are dying 81
people get hurt 32
people do 54
people lie 29
people will die 36
people are watching 31
people were killed 27
people died 98