Tor traduction Turc

( AC TOR ) Joe's nothing but a dreamer.

Joe sadece bir hayalperest.

( AC TOR ) That's fair enough.

Bu yeterince iyi.

You've had five noise complaints against him last year.

Geçen yıl 5 kez aşırı gürültü yapıtor diye onu şikayet etmişsiniz.

Tor-na-do.

Tor-na-do.

Everything here at High Tor is yours.

High Tor'daki her şey senin.

I have the greatest admiration tor you.

Seni çok takdir ediyorum.

Tor is late.

Tor geç kaldı.

I suppose Tor knows what he's doing.

Sanıyorum Tor ne yaptığını biliyor.

Tor, you're late.

Tor, geç kaldın.

Tor, I don't understand.

Tor, anlamıyorum.

Tor?

Tor?

Tor, will everybody be going to the barracks.

Tor, herkes kışlalara mı gidiyor olaca? .

I've got to find her Tor... and my other friends.

Onu bulmam gerekiyor Tor... ve diğer arkadaşlarımı da.

Look Tor, I've got to find them and tell them what's going on.

Dinle Tor, Onları bulmalı ve onlara neler olduğunu anlatmalıyım.

Tor is leading an attack on the Morok barracks.

Tor Morok kışlalarına saldırı düzenliyor.

When the revolution succeeds, Tor and the Xerons are going to destroy this museum and all the exhibits.

Devrim başarılı olduğunda, Tor ve Xerons müzeyi ve içindeki her şeyi yok edecek.

Dako and myself are going to try and see if we can find Tor.

Dako ve ben gidip Tor'u bulabilir miyiz bakacağız.

- Tor.

- Tor.

It's Tor!

Ben Tor!

Tor, the barracks... did you... destroy it?

Tor, Kışlaları... yok ettin mi?

Tor!

Tor!

But, Tor, surely it doesn't all have to be destroyed.

Ama, Tor, kesinlikle hepsinin yokedilmesi gerekmiyorsur.

This young man here, Tor, very kindly gave it to me as a souvenir.

Şu kibar genç adam, Tor, kibarca bunu bana bir hatıra olarak verdi.

Goodbye Tor.

Hoşçakal Tor.

TOR :

TOR :

Tor and Sita have taken Vicki to our headquarters.

Tor ve Sita, Vicki'yi karargahtan aldı.

And it still does Tor.

Hala öyle Tor.

That's trai-tor.

Ona'vatan haini'denir.

We may yet again have access to our fair mistress... and be happy rivals tor Bianca's love... if we labor to effect one thing especially.

Yolunu bulup bu güzel kıza yeniden ulaşır, Bianca'yı kazanmak için iki mutlu rakip oluruz, yapmamız gereken tek şey var.

T o a vi si tor.

Yabancılar için.

Ard still. paper by the tor keeps flowirg out of the wirdows high. high above us.

Pencerelerden tonlarca konfeti hala başımıza yağıyor.

I ask for fal-tor-pan, the refusion.

Faltorpan talep ediyorum. Yeniden birleşme.

Come on, you bag of...

Hadi, seni bok tor...

Is that tor you to eat?

Bunları sen yedin, değil mi?

We're leaving the station now driving to Cristoforo Colombo, Via Tor Marancia, to fetch admiral Aulenti.

İstasyondan... Cristoforo Colombo, Via Tor Marancia'ya Amiral Aulenti'yi almak için ayrılıyoruz.

Doc... tor...

Dok... tor...

You go to Tor Ackman.

Tor Ackman'a gitmelisin.

Tor.

Tor.

Like Raymond says, the Indo-Chinese aren't built tor it.

Raymond'un dediği gibi, Hindiçinliler bunun için yaratıImamış.

There's nothing tor us here.

Burada bize göre bir şey yok.

It's tor a family.

Aile için.

You stole a sheep from farmer Ho Tor Niu's home.

Çiftçi Ho Tor-niu'nin evinden 1 kuzu çalmışsın!

Do you plead guilty to injuring Ho Tor Niu?

Kuzuyu çaldığını itiraf ediyor musun sen?

The "Super Swedish Angel," Tor Johnson!

"Süper İsveç Meleği," Tor Johnson!

Tor...

Tor...

- Tor, you in place?

- Tor, yerinde misin?

- [Tor] Yeah.

- [Tor] Yeah.

And... action, Tor.

Ve... motor, Tor.

Loretta, Tor, I wanna explain this scene ;

Loretta, Tor, bu sahneyi açıklamak istiyorum ;

Now, Tor, you're supposed to tie her down, but you have an angora fetish... and when you rub that swatch of angora, it makes you refuse.

Şimdi, Tor, onu bağlaman lazım ama angora fetişin var... ve bu angoraya dokununca reddetmene neden oluyor.

I'm a film producer and I'm currently in production on a science fiction piece... with Bela Lugosi and Swedish wrestler Tor Johnson.

Bir film yapımcısıyım ve bir bilim kurgu filmi üzerinde çalışıyorum... Bela Lugosi ve İsveçli güreşçi Tor Johnson'ın oynadığı.