English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / We had a

We had a traduction Turc

22,752 traduction parallèle
I wish we had a pizza oven.
Keşke bir pizza fırınımız olsaydı.
We had a falling out.
Aramız bozuk.
That's because we had a deal.
Çünkü bir anlaşmamız vardı.
We had a plan, a good plan, and it worked.
İyi planımız vardı. İşe yaradı da.
We had a new plan for Lambeth.
Lambeth için yeni bir planımız vardı.
- We had a photographer there.
- Orada bir fotoğrafçımız vardı.
No, I remember because we had a burglary later that night.
Eminim, çünkü o gece buraya hırsız girdi.
We had a deal, Steven. - Oh, no.
Anlaşmamız vardı Steven.
We had a deal, Steven.
- Bir anlaşmamız vardı.
We had a glass of wine.
Şarap içtik.
It's just the first poll, and we have a long way to go, but we had a good day today.
Bu ilk anket ve önümüzde daha çok yol var. Ama bugün güzel bir gün.
- We had a great time.
- Çok iyi vakit geçirdik.
We had a deal.
- Anlaşmamız vardı.
No, we had a fight.
Hayır, kavga ettik.
We had a fight last night...
Dün gece kavga ettik.
Actually, we had a nice time when she came to visit my office.
Aslında ofisime geldiğinde gayet de iyi vakit geçirmiştik.
We had some ideas, but they were a little bit... raunchy?
Birkaç fikir bulduk, ama sanki biraz şey oldular... - Müstehcen.
Because I've had him sent to a real safe house until we track down Horatio.
Çünkü onu gerçekten güvenli bir eve gönderdim Horatio'nun izini bulana kadar.
- with a lot of land? - We only had one like that, but it was just rented out for the next few months.
- Öyle bir yerimiz vardı ama önümüzdeki birkaç ay için yeni kiralandı.
We used to go when I was a kid, and we always had a blast.
Ben çocukken her zaman giderdik ve her seferinde çok keyif alırdık.
We've had problems with mail theft, bikes gone missing, a car vandalized.
Mail hırsızlığı, bisikletlerin kaybolması ve arabalara zarar verilmesi gibi sorunlar yaşadık.
Best state's attorney we've had in 20 years and a hell of a governor.
Son 20 yılda gördüğümüz en iyi savcı ve iyi de bir vali.
We caught a bear, it had'orns, we couldn't bring it back so we left it there, me and my dad had a really good time.
Bi'ayı yakaladım, buynuzları vardı, buraya getiremediğimiz için orada bıraktık, çok iyi zaman geçirdik babamla.
Theoretically, we could relocate if we found a building suitable that actually had people driving by it.
İnsanların geçtiği uygun bir bina bulabilirsek teknik olarak taşınabiliriz.
We've had a lot of practice.
Bu konuda çok fazla pratiğimiz var.
Well, I-I had gotten a job offer in San Francisco but we were having such a good time that I decided to wait to tell you I was moving until after our drink.
San Francisco'dan iş teklifi almıştım ama o kadar eğleniyorduk ki taşınacağımı içkilerimiz bitene kadar söylememeye karar verdim.
We just let the townspeople think their loved ones had run off for a... big, bright life.
Kasabalının sevdiklerinin daha güzel ve büyük bir hayata gittiklerini bilmeleri daha iyiydi.
Hey, so... so listen, we're not supposed to be talking shop today, but I had a few ideas on how to move your chat idea forward.
Bak, bugün iş konuşmamız uygun olmaz ama senin sohbet fikirlerini daha iyi yapmak için benim de fikirlerim var.
Gordon, we've already met with them a gazillion times, okay? We've had lunch.
Gordon, biz onlarla zilyon kez görüştük tamam mı?
God, if I had it my way, they'd just send us the disks and we could call it a day.
Eğer benim dediğim gibi olsaydı bize disklerini yollarlardı..... biz de bir günde bu işi bitirmiş olurduk.
We had the son of a bitch locked and you had to...
Tam o orospu çocugunu halletmiştik ki sen...
You are the best candidate we've had in a long time.
Sen uzun zamandır sahip olduğumuz en iyi adaysın.
I... had a really hard time opening up to someone and then I met Jess and... and I thought we were... We were great together.
Birine açılmakta epey zorlandım ve sonra Jess ile tanıştım... ve birlikte harika olduğumuzu düşündüm.
Uh, we had... a thing and I haven't heard back from him.
Bir durum var ve ondan hiç haber alamadım.
How did we not know that Zane had a stepbrother?
Nasıl oluyor da Zane'in üvey kardeşi olduğunu bilmiyoruz?
We're going to need a better army than the one your brother had.
Kardeşinin ordusundan daha iyi bir orduya ihtiyacımız var. Bir ordu kuruyorum. Yakında göreceksin.
- We had a deal.
- Bir anlaşmamız vardı.
Inside the darkened soundstage, Atticus Fink had a panic attack and ran off just before we were attacked by the Headless Horseman.
Platodaki karanlıkta Atticus Fink panik atak geçirdi ve kaçtı.
We argue that Jared had a mental break, which made him legally incompetent to testify as a witness.
Akli sorunu olduğunu iddia ederiz. Böylece tanık olarak verdiği ifade geçersiz olur.
Honey, we just had a little mother-daughter row.
Tatlım, sadece ufak bir anne-kız sürtüşmesi yaşadık.
She said she had 24 hours, but if we don't find a way to fix this soon...
24 saati olduğunu söylüyordu, ama çabucak bunu düzeltmenin yolunu bulamazsak...
" We see you had a recent call with Carol, our customer service representative.
" Müşteri hizmetleri temsilcimiz Carol ile görüşmüşsünüz.
Look, if we had one other case like yours, I could conduct a real study.
Senin gibi bir hasta daha bulursak hastalığınla ilgili çalışma başlatabilirim.
We didn't know you had a contract with Bill.
Bill ile sözleşmeniz olduğunu bilmiyorduk.
We think that when Phoebe Elliot realized she had a picture that could exonerate him, she told someone.
Bize göre Phoebe Elliot, onu aklayabilecek bir görüntü olduğunu farkedince bunu birisine söyledi.
I didn't love him any less. But we had to take out a second mortgage.
Ona olan sevgimi azaltmadı ama ikinci bir ipotekli borç senedi almamız gerekti.
And, uh, it's a dream we've... we've had for years.
Bu yıllardır hayalimizdi.
We had five days to solve a 10-year-old case.
10 yıllık davayı çözmek için beş günümüz vardı.
They offered us a drink and we had one.
Bize içki teklif ettiler ve biz de bir tane içtik.
We've never had a place of our own so it'll be nice to know you're keeping an eye out.
Kendimize ait bir yere hiç sahip olmamıştık bu yüzden göz kulak olduğunuzu bilmek iyi olacak.
Yeah, I've had a bad day, and maybe we can just... pick it up again tomorrow, all right?
Yani, kötü bir gün geçirdim, ve belki yarın tekrar deneriz... ne dersin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]