English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / We have to go

We have to go traduction Turc

10,843 traduction parallèle
We have to go somewhere where they wouldn't attack us.
Bize saldıramayacakları bir yere gitmeliyiz.
If we have to go camping with the locals, could you please don't piss them off.
Yerlilerle kamp yapacaksak onları sinirlendirmesen iyi olur.
- We have to go.
- Gitmemiz gerek, hadi.
Come on, we have to go.
Gitmeliyiz.
We have to go.
- Gitmemiz.
We have to go.
Gitmeliyiz.
We... We have to go now.
Hemen gitmeliyiz.
- We have to go find her.
- Onu bulmamız gerek.
- We have to go back.
- Geri gitmeliyiz.
We have to go.
Gitmemiz gerek.
- I guess we have to go.
- Sanırım gitmeliyiz.
Ma'am, we have to go.
Gitmeliyiz efendim.
We have to go!
Gitmeliyiz!
We have to go. - Thank you.
Gitmemiz gerekiyor.
We have to go back.
Geriye dönmemiz gerek.
Well, we have to go after them.
Peşlerinden gitmemiz gerek.
We have to go.
- Gitmeliyiz.
We have to go to Jordan.
Ürdün'e gitmeliyiz.
Even if we have to go so far as Nobska Point. So be it!
Nobska burnuna kadar gitmek gerekse bile önemi yok.
We have to go.
Gitmek zorundayız.
We have to go back up tomorrow.
Yarın tekrar oraya gitmek zorundayız.
We have to go to the police.
Polise gitmeliyiz!
We have to go. - Dory. No.
Gitmemiz gerek.
Well, unfortunately we can't stay long, we have to go because we...
Ne yazık ki uzun süre kalamayız. Gitmek zorundayız çünkü...
- We have to go.
- Gitmeliyiz.
We have to go to the shelter! Come on!
Sığınağa gitmeliyiz!
Marta, we have to go.
- Marta, gitmeliyiz.
- We have to go to the pit.
- Çukura gitmeliyiz.
Dad, we have to go.
Baba, bizim gitmemiz gerek.
We have to go for a ride.
Bir gezintiye çıkmalıyız.
We have to go down.
İnmek zorundayız.
There are a million things that can go wrong and we still have to do the health checks and just everything.
Ters gidebilecek bir ton şey var ve daha sağlık kontrollerini yaptırmamız gerek.
But we don't have to go past "but." It's not necessary.
Fakat bizim "ama" nın ötesine geçmemiz gerekmez. Bu gerekli değil.
Each week on Say Uncle, we find out if you have what it takes to take the pain and win cash and prizes, or will you say uncle and go home empty-handed, disappointing your family and crushing your dreams?
Her hafta Amca Desene'de, neler olduğunu göreceğiz... Acıyı çekip para ve ödüller mi kazanacaksın yoksa amca mı diyeceksin ve eve elin boş dönerek, aileni hayal kırıklığına uğratıp.. ... hayallerini mi ezeceksin?
We really have to go, David.
Kapatmalıyız David.
Now, before I take you to the President we're going to have to go over the protocol.
Şimdi, sizi Başkan'a götürmeden önce protokolü incelememiz gerekecek.
This is it. We have a bunch of beautiful contestants right now, ready to go.
İşte bu, bir sürü güzel yarışmacımız var.
Why don't you keep punning your way into bankruptcy and we are going to have to go and live, you know, with your grandma in Newark.
Pekâlâ... Tanrım!
So we won't have to die any sooner than is absolutely necessary. Let's go.
Mecbur kalmadıkça erkenden ölmek zorunda kalmayalım diye.Gidelim.
Well I guess we are gonna have to go and break in the old fashion way.
Sanırım o zaman oraya gidip işi eski yoldan çözmemiz gerekecek.
You have 10 minutes and then we go back to the bus.
10 dakikanız var, sonra da otobüse dönüyoruz.
- Mademoiselle, we really have to go.
- Matmazel, gerçekten gitmemiz gerekiyor.
We have to get her to go to that audition, Ellie.
Onu seçmelere götürmeliyiz Ellie.
Hey, we don't have much time left to go down here, come on.
Hey. Aşağı inmek için fazla vaktimiz kalmadı. Hadi.
If we go, if we do this, you have to promise me that we are just there to observe.
Gidip bunu yapacak olursak sadece gözlem yapacağımıza söz ver.
If we wanted the house to be maintained... We have to determine who of you two stays, I believe... Or we go.
Evde huzur sağlamak istiyorsak ikinizden birinin gitmesine karar verelim ya da biz gidelim.
Walter is right. We have nowhere to go.
- Walter haklı, gidecek yerimiz yok.
We'll have to go through that, that pass over there and then make it wider.
Bunu başaracağız, ama daha geniş.. olarak yapmalıyız.
And we're gonna have to go with the revised figures I gave you.
Ve sana verdiğim değiştirilmiş rakamlarla gitmeliyiz.
Let's go do what we have to do.
Yapmamız gerekenleri yapalım hadi.
You go and you do what you have to do and we will be right here when you get back, okay?
Sen git ve yapman gerekeni yap döndüğünde biz yine burada olacağız. Tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]