English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ Н ] / Но это я

Но это я traduction Turc

41,327 traduction parallèle
Но это я помню отчетливо.
Ama bunu hatırlıyorum.
Но я прокручиваю это в голове.
Ancak kafamda bir kaç kez üstünden geçtim.
Да, я знаю это, но что такое ДС?
Tamam, onu anladık da, bu "CG" olayı nedir?
Но я думала это поднимет настроение нашим мрачным гостям.
Suratları hep asık, belki iyi gelir, dedim.
Но иногда, и каждый актёр делает это, я спрашиваю себя : "Стоит ли оно того?"
Ama bazen, tıpkı her aktör gibi, kendime soruyorum, " Buna değiyor mu?
Но я должен знать, что это в прошлом – твоя вендетта против Флинта...
Ama bunun bittiğini bilmek zorundayım... Flint karşı senin vendetta,
Но я предала тебя, и это меня съедает.
Sana ihanet ettim ve kendimden iğreniyorum.
Я-то думал, что это новенькое тело – мега секс, но это? !
Bu trans bedeninle seksi bir kadına dönüşmen zaten havalıydı ama bu?
Не хочу жаловаться, ведь Баг наш герой... но я схожу с ума на этой лодке.
Şikayet etmek istemiyorum, çünkü Bug tam bir kahraman ama sanırım bu botta aklımı kaybetmeye başladım.
Но я не понял, что это всё означает.
Ama ne demek olduğunu anlayamadım.
Я не говорил, что могу сделать это, но я могу достать того парня, который может.
Yapabilirim demedim, ama biraz önce bunu yapabilecek bir adama ulaştım.
Но теперь я женщина. А это значит, я должна понимать, что сердце – сложная штука.
Ama artık bir kadınım, kadın olmanın bir parçası da kalplerin karmaşık şeyler olduğunu anlamak.
Но я сделал это.
Ama itiraf ettim.
И я ценю это, но... дело в Лиле, и в том, как она говорит о тебе.
Ve bu huyuna saygı duyuyorum. Ama konu Lila'yla ve senden bahsediş şekliyle ilgili.
Ты думаешь, что это мужчина должен сделать предложение женщине, но... с первой встречи я чувствовала, что мы с тобой связаны.
Bir yanın, kadına teklif etmesi gerekenin erkek olduğunu düşünüyor ama göz göze geldiğimiz ilk andan beri, kaderlerimizin bağIı olduğunu hissettim.
Знаю, ты хочешь обсудить со мной важные вещи, но я прошу тебя подождать, понимая, что будущее нашей семьи не ясно, но это малая плата по сравнению с твоей безопасностью.
Benimle önemli konular konuşmak istiyordun biliyorum, ama senden beklemeni istiyorum, evliliğimizin geleceği sallantıda, onu da anlıyorum, ama güvenliğinle kıyaslandığında bu küçük bir şey.
Но перед тем, как сесть на самолёт и отправиться в путь... перед тем, как я пойму, каково это... быть с тобой в одной комнате... до того, как почувствую, каково это... прижаться к этим губам... не просто в мыслях... не просто в мечтах... Мне нужно знать кое-что.
Ama uçağa binip bir yere gitmeden önce seninle gerçekten aynı odada olmanın nasıl bir şey öğrenmeden önce o dudakların dudaklarıma değmesini sadece kafamda, hayal ürünü olarak değil de gerçekten hissetmeden önce bir şeyi bilmeliyim.
Я должен пообещать тебе это, чтобы как можно скорее нацепить поводок на всю твою группу. Но мы оба знаем, что это будет ложью.
Sana bir takım sözler vermeliyim ki kümenin geri kalanını en kısa sürede ele geçirebileyim, ama ikimiz de bunların yalan olacağını biliyoruz.
Для меня исправить что-то не означает запустить ракетой, а я хочу заметить, что большинство твоих проблем начались из-за того, что ты предпочитаешь жестокость, хотя это не мне решать, хорошее это решение, или нет, но...
Çünkü, benim için bir şeyi düzeltmek birini roket atarla vurmak anlamına gelmiyor ki ayrıca başının belada olmasının büyük oranda bu tarz şiddet yanlısı tercihlerde bulunmuş olmanla alakalı olduğunu da belirtmek isterim. Tabii şiddetin herhangi bir konuda işe yarayıp yaramadığı konusunda henüz ortak karara varılmış değil...
Но... Я видел твою речь, и я почувствовал : "Может, может быть это мой Джорди".
Ama konuşmanı izledim ve "Belki, bu benim Jordi'm" dedim.
Но сейчас, я это знаю.
Ama şu an anlıyorum.
Я понимаю, Лара, но мы не можем решать это с горяча.
Seni anlıyorum Lara, ama bunu aceleye getiremeyiz.
Я человек, который может очень сильно усложнить тебе жизнь, но я не буду. До тех пор пока ты будешь это помнить.
Senin için işleri hayli zorlaştırabilirim ama bunu anladığın sürece bunu yapmayacağım.
– Я знал, что ты меня не примешь, но это не значит, что ты не хочешь меня видеть.
Beni görmeyeceğini biliyordum ama bu görmek istemediğin anlamına gelmiyor.
Но я это пресеку.
Ama artık bitiriyorum.
Но если мне нужно каждый день слать тебе цветы, как Джо ДиМаджо, чтобы доказать это, я буду.
Kanıtlamak için Joe Dimaggio misali her gün çiçek yollamam gerekecekse bunu yaparım.
Это обычное дерьмо, которым я удерживаю стажеров после практики... разбрасываюсь деньгами, здорово провожу с ними время... но с тобой это не работает.
Stajyerleri yanımda tutmak için yaptığım her bok delice para harcayıp onlara iyi vakit geçirtmek falan hiçbiri sende işe yaramayacak.
Но это не значит, что я буду выполнять твои распоряжения.
Senin isteklerini yerine getirmek değil ve hiçbir zaman olmayacak da.
Это слово мне приятно слышать, но я больше не твой протеже.
Ne de güzel bir kelime, ama polis değilim artık.
Я указал это, сэр, но... Дочери Очень хрупкий на данный момент.
- Belirttim efendim ama kız ilaçla ayakta duruyor, çok hassas.
Но тогда я сделал это Piece, уличная мода, Дети на улице.
Sonra sokak modasıyla, sokak çocuklarıyla ilgili haber yaptım.
Это трудно понять, но я Подумайте, что это был убийство.
Görülmesi zor olsa da öldüren atış buydu.
Знаю, это было неправильно. Но я пытался не дать совершиться второй трагедии.
Biliyorum, yanlış yaptım ama bir trajedinin başka bir trajedi doğurmasını engellemeye çalışıyordum.
Но я все же станцую, и сделаю это по-своему.
" Ben de kendi tarzımda bir dans sergileyeceğim.
Знаю, прозвучит глупо, но за это я и злюсь на тебя, не... не за измену.
Kulağa aptalca gelebilir ama... sana bu yüzden kızgınım aldattığın için değil.
Слушай, я знаю, это рискованно, но... просто дайте мне поговорить с Заком.
706 00 : 29 : 29,968 - - 00 : 29 : 31,935 Bakın bunun ihtimali çok az biliyorum, ama sadece...
Я знаю, это не идеально, но идеал сейчас - история Йемена.
İdeal olmadığını biliyorum, ama idealler şu anda Yemen'de tarih oldu.
Но сейчас я знаю, что... это мое собственное потомство.
Ama şimdi, benim oğlum olduğunu anladım.
те люди охотятся за мной... Я знаю, что в это нелегко поверить, но я секретный агент.
Bu adamların benim peşimde olmasının sebebi buna inanmak zor olacak biliyorum ama ben aslında gizli bir ajanım.
Я наслышан об онлайн-свиданиях, но вот это просто треш.
İnternet'ten sevgili bulanları duymuştum ama buna resmen oha falan oldum.
Это по работе, и я не вру, сейчас не смогу заплатить, но акции моей будущей компании могут стоить миллиарды долларов.
İş için. Şu anda sana ödeme yapamam ama gelecekteki şirketimin hisseleri milyarlarca dolar değerinde olabilir.
И все равно я считаю, это ужасная идея, но раз решили, нужно делать по уму.
Hâlâ bunun berbat bir fikir olduğunu düşünüyorum. Yapacaksak doğru düzgün yapmalıyız ama.
Но за это время я понял, что я не крутой.
Ama bunu yaparken havalı olmadığımı anladım.
Возможно, я не всегда чувствую себя особенным или успешным, но это нормально, ведь пока я остаюсь собой и отношусь к другим так, как хочу, чтоб относились ко мне, найдутся люди, которые захотят быть мне друзьями.
Kendimi özel hissetmeyebilirim. Bir olayım olmayabilir. Sorun değil çünkü ben kendim oldukça ve başkalarına bana davranılmasını istediğim gibi davrandıkça insanların daima benimle arkadaş olmak isteyeceğini biliyorum.
- ( вивиан ) Я пока не встретила зомби, который это сделал, но однажды встречу, и он узнает, что за убийство зомби есть цена.
Bunu yapan zombiyi tanımıyorum ama bir gün tanıyacağım ve zombiler arası suç işlemenin bedelini ödemek zorunda kalacak.
- ( кэтти ) Но вы восприняли это как мужчина, и я это уважаю.
Ama bunu bir erkek gibi karşıladın ve buna saygı duyuyorum.
Я могу это сделать, но мне нужно будет "Пламя".
Ben yapabilirim ama Ateş'e ihtiyacım var.
Слушай. Я не знаю, сможем ли мы это остановить, но если не сможем, через полгода мы все будем мертвы.
Bak, durdurabilir miyiz bilmiyorum ama durduramazsak altı ay içinde öleceğiz.
 Я понимаю это, но...
Kabul ediyorum ama...
Если я завоюю мир, но потеряю тебя, это будет настоящая трагедия.
Dünyayı kazanıp seni kaybetmek gerçek bir trajedi olur.
что мы используем дар для помощи людям. но когда я пыталась сделать это, ты сбежал.
Yeteneğimizi insanlara yardım etmek için kullanma inancımı paylaştın ama sonra bunu denediğimde efendinin iradesine boyun eğdin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]