English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Ama önemi yok

Ama önemi yok traduction Anglais

824 traduction parallèle
- Bu doğru değil ama önemi yok.
- No, but it's just as well.
- Anlamıyorsunuz ama önemi yok. Çünkü yarın gidiyorum.
- You wouldn't understand... but it doesn't matter because I'm leaving tomorrow.
Ama önemi yok.
Don't matter, though.
Senden ne istediklerini bilmiyorum. Ama önemi yok, çünkü sen artık burada değilsin.
I don't know what they want with you... but it doesn't matter now... because... you're not here anymore.
Ama önemi yok.
But it doesn't matter.
20 dakikadan beri beni inandırdın ama önemi yok.
For all of 20 seconds, you took me in, but I don't mind.
Ciddi misin yoksa dalga mı geçiyorsun bilemiyorum ama önemi yok.
I don't know if you're just playing, but it doesn't matter.
Ama sen yokken nerede yaşadığımın bir önemi yok Çünkü sensizken yaşamıyorum.
But it doesn't matter where I live........ because I don't really live at all, when I'm not with you.
Çok pahalı, ama hiç önemi yok.
It's very expensive, but that doesn't matter.
Ama bunun bir önemi yok.
But that's of no importance.
Ama bunun önemi yok.
But that's not the point.
Martin, çok tatlısın... ama artık hiçbir şeyin önemi yok.
- Martin, that's sweet of you but nothing matters anymore.
Sizin kendi memurlarınızdan biri. Adının ne olduğunun önemi yok ama adamın biri geliyor, yüzbaşım. Üstelik domuz gibi sarhoş, ve üç şişe şampanya sipariş ediyor.
Well if you're all officers, we won't mention any names, but in comes your fine captain drink as a pig... and orders 3 bottles of champagne... then he lifts up one leg like this and brings it down on my piano and starts to play it with his boot.
Ama bunun önemi yok.
But that don't matter.
- Paranı da alıyorlar gerçi. - Önemi yok, param var ama...
Even so, I still end up hurting everybody :
Ama sanırım, bunun önemi yok.
But I guess it doesnt matter anyway.
Bunu yaptığım için üzgünüm ama senin neye inandığının önemi yok.
I'm sorry I'm the one to do this to you, but it doesn't matter what you believe.
Bunun şu an önemi yok, ama doğruca Gestapo'nun ellerine gittiğinin farkında değil misin?
That's unimportant now, don't you realize... you're going into the hands of the Gestapo?
Ama korkarım ki kendimi 18 : 25'te Aziz George Oteli'nde bulacağım o yüzden nereye gittiğimin bir önemi yok.
But I'm afraid I'm going to wind up at the St. George hotel at 6 : 25... no matter where I go
Ama şimdi bunu bir önemi yok.
But it doesn't matter now, anyway.
Ama ben... - Önemi yok şimdi.
- You don't count now.
Kastettiğim bu değil, ama artık önemi yok.
That's not what I mean, but it doesn't matter.
Ama bir önemi yok.
And it doesn't matter.
Ufak tefek şeyler vardı ama bir önemi yok.
Little things here and there, but it doesn't matter.
Ama artık bir önemi yok.
Now it doesn't matter.
Ama hayatım, Orta Afrika'da bitki ekmenin bir önemi yok.
But, dear, you know it doesn't matter when one plants in Central Africa.
- Adı Neall ama bunun bir önemi yok.
- Her name's Neall, but that doesn't matter.
Yakında evi boşaltırlar, ama artık bunun pek önemi yok.
We could be evicted any day now. I guess it doesn't matter anymore.
Sanırım hiçbir önemi yok, ama dün gece hakkında bir şeyler söylemek istedim.
I guess it's of no importance, but I wanted to tell you something about last night.
Evimi son birkez daha görmek istiyordum Ama artık önemi yok.
I wanted to go back home once, but now it's not important anymore.
- Ama pek bir önemi yok.
- But it means nothing
Ama bunun bizim için bir önemi yok çünkü merhum, hazine kimin toprağında bulunursa onun ellerine teslim edilmesini açıkça ifade etti.
But this doesn't matter to us for the deceased expressly stated that, if it was found, it should remain in the hands of the landowner...
Kim olduğumu merak ediyorsunuzdur, ama bunun önemi yok.
You will wonder who this is, but it does not matter.
Paranın önemi yok ama gömlek yarına hazır olmalı.
Money isn't the object, but it has to be ready tomorrow.
Benim için önemi yok, ama ne aptalmışım, bunu tahmin etmeliydim.
Not a whit for me, for I, too fond, might have prevented this.
Ama Bella, fincanın kırılmasının hiçbir önemi yok çok nadir birşeyler kırarsın sen zaten.
But, Bella, it isn't important... one cup, and you so rarely break anything.
" Tanrım fani ya da ebedi işte ölüyorum bu dünyaya ya da... kendime ait olmak yerine sana ait olmak için çabaladım durdum Ama bunun önemi yok :
O Father... mortal or immortal... here I die. I have striven to be thine... more than to be this world's... or mine own.
Aynı katili değil elbette, ama bunun bir önemi yok.
Not the same one of course, but that's not important.
Ama bunun bir önemi yok.
But that's not important.
Şimdi ne yapacağız Teğmenim? Teğmenim, belki bir önemi yok ama, Jamie ve ben açılmış bir mezar bulduk.
Maybe this doesn't mean much,... but uh Jamie and me found a grave that looks like it's been busted into.
Ama senin aşkının hiç bir önemi yok benim için.
But your love is indifferent for me.
Ama yanında seni düşünen birileri olmadığında yaptıklarının önemi yok.
But it's surprising how unimportant they seem when you don't have people stopping by feeling sorry for you.
ama artık bunların önemi yok.
IT DOES TO ME, WALTER.
Zamanın önemi yok ama.
But time means nothing.
Ama hiçbir önemi yok, zaten artık senin umrunda değil.
But it doesn't matter a bit, because you've stopped caring anyway.
Aslında tam sizi uyarmak için geliyordum ama artık bir önemi yok.
In fact, I was on my way to warn you... but it doesn't matter now.
Ama bir önemi yok, gidiyorum.
But it doesn't matter.
Benim için hiçbir önemi yok ama... bu gibi anlar oldukça enderdir. Birinin gençken sahip olduğu ruhla tekrar yüzyüze geldiği anlar oldukça enderdir...
It has no importance for me but it's very rare for fate to bring one face to face with one's own ghost when young.
Şimdi başarılı ve ünlü oldun ama "Hiçbir şeyin önemi yok" diyorsun.
You've become a great and famous man, and now everything is nothing.
Ama artık önemi yok.
But it does not matter now.
Önemi yok, ama büyük bir bahçem olmalı.
It doesn't matter, but I must have a big garden.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]