English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bas

Bas traduction Anglais

238,458 traduction parallèle
Tab'a basmak yerine boşluk tuşuna basıyor.
I'm not hiring him. He uses spaces not tabs.
Eğer güvenlik gelirse, hatırla, düğmeye bas. Bum! Artık yoksun.
If you see the security coming, remember, you press that button and, poof, you're gone.
Ayrıca atmosfer değişikliklerine bağlı olarak optik sinir basıncından kaynaklı bazı görme bozukluklarından yakınabilirsin. Yani bir takım ışık duyarlılıkları, varsanılar ve baş ağrıların olabilir.
You may also suffer some visual impairment, due to the change in atmosphere and pressure on the optic nerve, so there's some light sensitivity, hallucinations, and headaches.
Basınç lazım.
He needs pressure.
- Ayaklarına bas.
- Step your feet.
Giymeyecek. - Değiştire bas, slip giyme.
Press to change and don't wear a Speedo.
Şimdi frene bas.
Now hit the brake.
Cidden sinirlendim çünkü 90'ların başından beri yapıyorum ve kayıtlarda var.
And it really pissed me off, because I've been doing it since the early 90's and I got tape on it.
Yoksa siz de boş bir bahçede tek başınıza oturup keşke bir çardağım ya da kulübem olsaydı mı diyorsunuz?
Is this you... sitting alone in an empty yard wishing you had.... a gazebo... or a shed?
Bugün hepimizin başından bir şeyler geçti.
Well, I kind of think that we all had a little something to do with that today.
Ölmek yalnız bir iş. Nasıl baş ediyorsun?
It's a lonely business, dying.
Evet, en iyimizin bile başına gelir.
Yeah, well, it happens to the best of us.
Sen, hem de tek başına.
You and you alone.
Baş mühendislik için görüşüyorlar.
He's interviewing him for head of engineering.
Ed Chen'in bu zekice hamlesine tabii ki. Hem bu işe yatırım yaptığı için, hem de seni başına koyduğu için.
To Ed Chen for his shrewd call, both to invest in this and make you lead.
Kolesterolüm almış başını gitmiş.
My cholesterol is through the roof.
Baş parmaklarını kaldıran, pipi resimlerinden sıyrılan ve Periscope'tan ayrılan da kimmiş?
All right! What has two thumbs, zero dick pics, and just quit Periscope?
Aklı başındaki her yatırımcı tanır.
Every competent VC has.
Çünkü anlaşılan söylediğim veya yazdığım her şey başımı belaya sokuyor. Çünkü ben bir aptalım.
Because apparently everything I say or type gets me into trouble, because I'm a... idiot.
Size sunumun başında,
You know, at the beginning of the presentation,
Ekiplerime bir basın toplantısı düzenlemelerini ve bunu duyurmalarını istemiş olabilirim. Küçük bir bilgi.
Slight hitch.
Hayır, durum şu ki Bilgisayar Bilimleri bölümüyle biraz başım dertte.
No, um, it-it... it's just, um, I'm kinda on super-thin ice with the head of the CS department right now.
- Bunu sana anlatmaya çalıştım ama sen "Git başımdan anne" dedin.
- I tried to bring it to your attention, but you said, "Fuck off, Mom."
Sanırım dönmem lazım. Şu hoca başımı belaya sokmadan gideyim.
I should probably get back, though, before that teacher guy gets me in trouble.
Neyse, evine hoşgeldin. İşinin başına döndüğün için de tebrik ederim.
So... welcome home, and congratulations on getting your business back.
Ben başından beri nüfusun % 1'i için bir cankurtaran salı olan Oasis'e karşıyım.
I've been against Oasis from the start... some life raft in space for the 1 %.
Bu buradaki oksijen karışımına alışıncaya kadar baş ağrılarına yardımcı olacaktır.
This will help with the headaches till you adjust to the oxygen mix up here.
Ben buranın, Oasis'in baş işletme görevlisiyim.
I'm the chief executive officer here on Oasis.
David sıklıkla tek başına gezegeni araştırırdı.
David often spends time alone exploring the planet.
Bunlar sana aklı başında bir adamın davranışları gibi geliyor mu?
Does this sound like the actions of a sane man?
Bana göre bu yüzden tüm bu kazalar başımıza gelmeye devam ediyor.
I reckon that's why we keep having all these accidents.
Bunu tek başına yapmaya ne dersin?
What do you say about going solo on this one?
Bütün gün o masanın başında oturamazsın.
You can't sit at that table all day.
Çocuk, başın beladan başka bir şey yapmaz.
The kid causes nothing but trouble.
Tim başı dertte.
Tim's in trouble.
Başım belada olacak...
We will be in trouble...
Bununla baş etmenin tek yolu...
The only way to tackle it...
Gülümseme Ve başın sesi
Smile and nod.
- Lütfen başını sallamayı bırakın.
- Stop nodding please.
Başım kafandan daha büyük, Ve sizinki kesinlikle benimkinden daha küçük.
My head is bigger than your head, and yours is definitely smaller than mine.
Başım benimdir.
My head is mine.
MK'yi ve Cosima orada tek başınayken onları düşünmeden edemiyorum.
I can't stop thinking about M.K. and Cosima out there all alone.
Parafinler tek başına seni öldürürdü.
The paraffins alone would have killed you.
- Sarah! Rachel, başı kesilen Leekie'yi bulduğunda ne yapacak?
- Sarah, what's Rachel gonna do when she discovers decapitated Leekie?
Ya da Eylül başında geldiğimde konuşuruz. Çünkü Lisa ile New York'a temelli geri taşınıyoruz.
Or we could talk about it in the beginning of September when I'm in New York for the rest of my life because Lisa and I are moving there.
Hayır, o kızın baş rolünde oynadığı Açlık Oyunları filmlerini seviyorum.
No, I like those Hunger Game movies starring that girl.
Sanırım meçhul kişi başından vurulup hayatta kalmış.
I think that our John Doe was shot in the head and he survived.
Başından vurulmuş biri gelmiş mi öğrenin. Hayır.
See if anyone's checked in with a bullet wound to the head.
Başından vurulup sağ kalan kimse yok. - Hala hareket halinde.
Look, we have been to three of the closest hospitals in the area... there's no reports of anyone having survived a head wound.
Başını kaldırıp güvenlik görevlisini gördü ve ona doğru koştu.
Then what happened? Him lift him head, look upon the guard, and run him down.
Kendi başına halletmesi gerekti.
Had to do it himself.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]