Başka bir tane traduction Anglais
1,832 traduction parallèle
Başka bir tane alabilirim.
I can always buy another one.
Başka bir tane buluruz, kiralayabiliriz de...
We'll find another one. We can rent one.
Başka bir tane daha var.
I got another one.
Yani sen hiç başka bir tane daha istemedin mi?
Well, I mean, yeah, I mean don't you ever?
Bakın, bakın, bakın. Başka bir tane daha.
Well, well, well, another breakthrough.
Başka bir tane daha alacağım...
Um, I think I'm going to get another one...
Başka bir tane daha mı gerekecek diyorsun.
You think I might need another tune-up.
Hayır, galiba merkezi aramam gerekecek. Birini gönderip başka bir tane getirmeleri için.
No, I guess I'll have to call over to headquarters and get them to send over another one.
Belki başka bir tane buldu.
Maybe he found another.
Başka bir tane daha tutacak elim yok!
Not even Salak! I have no hand for another one!
Ondan önce başka bir tane daha vardı.
Before, there was another one.
Ne, başka bir tane mi?
What, another one?
Seth'den sonra başka bir tane olması için denediğimiz onca zaman.
All the times we tried to have another one after Seth.
Sonra başka bir tane buldu ve her şey düzeldi.
And then he got another one, and everything was all right?
Başka bir tane bulamaz mısın?
Can't you get her another?
Sanırım sende bundan başka bir tane daha yok.
I don't suppose you have any more of these.
Başka bir tane deneyelim.
I'll try another.
Başka bir tane bulduk.
We got another one.
Tamam. Dinle, Bayan Sofie Lulu bebeğini ofiste bırakmış. Ama koridordaki havluların yanında başka bir tane var.
Okay, listen, Miss Sophie left her Lulu Doll at the office, but there's another one in the hall closet next to the towels, if she starts looking for it.
Başka bir tane daha varmış.
- Well, they had another camera.
Peki, başka bir tane nasıl olur?
Well, what about another one?
Peki, başka bir tane.
All right, here's another one.
Tanrım, başka bir tane daha.
Jeez, another one.
Başka bir tane alacağım.
I'll get another one.
Bak ne diyeceğim beni bir içki için içeri davet et sana başka bir tane göstereyim.
Invite me in. I'll show you another.
Pekala, kamyonda başka bir tane daha var mı?
okay, so you have another one of those in the truck?
Pekala, kamyonda başka bir tane daha var mı?
BREE : Okay, so you have another one of those in the truck?
- Başka bir tane daha mı? - Evet adamım.
- Another one?
Başka bir tane açalım
Let`s open another one.
- Başka bir tane ister misin?
- You want another one?
- Başka bir tane daha mı var?
- I got another one?
Başka bir tane bak.
Find another one.
Bu deponun anahtarı, kilit dili, başka bir tane, işte bulduk!
That's the storage locker, the bolt, the other bolt, pay dirt!
Başka bir tane.
Another one.
Başka bir tane mi?
Another one?
- Başka bir tane bul.
- Find another one.
Bak, başka bir tane bul. Michael'ı getireyim.
Look, you find another one, I'll bring Michael in.
Başka bir tane bulacağım!
I'll find another one!
Başka bir tane bulayım.
Let me find another one.
Bana başka bir tane daha getirebilir misin?
Can you get me another one?
Tamam. Bana başka bir tane daha getirebilir misin?
- No, Hardison's on it.
Başka bir tane bulmak zorundasın.
You'll have to get another.
Onun gibi bir yaratığı. Başka bir tane daha olmalı.
A beast like that, there must be another one.
- Başka bir tane getireyim.
- I'll get another one.
Bir ultimatomdan kaçarken şimdi bu adam şeyini kaldırmış bana başka bir tane dayatıyor.
I ran away from one ultimatum and there was this guy with a hard-on giving me another.
Başka bir tane daha buldum, bir kökün altında.
I'VE GOT ANOTHER ONE, IT'S UNDER A ROOT.
Oh, o reklam bitti. başka bir tane istermisin?
The underwear is taken, how about ringworm?
Boğa yeteri kadar zıplamazsa, başka bir tane isteyebilirler.
Well, if a bull doesn't buck good enough, they can ask to get on another one.
Çamaşır makineleriyle ilgili başka bir şey daha, tamam mı? Televizyondaki bu adam üç tane çamaşır makinesini içindekilerle birlikte koymuş. Betonun içine falan değil.
And another thing about washing machines, right, this fella on the TV, he put three of them washing machine inner bits together.
Eğer bir tane daha nükleer, sadece bir tane daha patlarsa başka seçeneğimiz kalmaz.
lfjust one more nuke goes off - one more - we won't have a choice.
Tek isteğim, bu nesle son vermek. Yok etmek. Ve başka, yepyeni bir tane başlatmak.
All I wanna do is end that bloodline, extirpate it and start another afresh.
başka bir isteğiniz var mı 22
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir şey istemiyorum 16