English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Başka bir zaman

Başka bir zaman traduction Anglais

4,487 traduction parallèle
Bunu başka bir zaman yapabilir miyiz?
Maybe we can do this some other time?
Belki başka bir zaman.
Another time, maybe.
Başka bir zaman görüşebilir miyiz?
Can't we... this wait until another time?
Bunu başka bir zaman konuşabilir miyiz?
Can we just talk about this later?
Başka bir zaman seni oraya götürürüm.
- I'll take you there... - Mmm. ... some other time.
Bunu başka bir zaman yapalım.
I'm going to take a rain check on that.
O zaman belki başka bir zaman, olur mu?
So another time maybe, yeah?
Bunu başka bir zaman konuşabiliriz.
We can talk about it another time.
Tamam o zaman, gün içinde başka bir zaman buluruz.
Okay, well, then another time during the day.
Başka bir zaman.
One step at a time.
Röportajı başka bir zaman yapacağız!
We'll do the interview some other time!
Belki başka bir zaman.
Maybe some other time.
Başka bir zaman kalacak, tamam mı?
It'll have to be another time. OK?
İlk defa başka bir çocuk ne zaman benimkine dokundu?
First time another boy touched my penis.
Sen her zaman ve sonsuza kadar tanrının elçisi olarak kalacaksın. Yani ölüp senin yerine başka bir elçi geçene kadar.
You are a Prophet of the Lord, always and forever until the day you cease to exist, and then another Prophet takes your place.
Aynı üniversitede başka bir kızla çıktığımda... işte o zaman O da anlayacak...
When I go out with another girl in the same college... that's when she'll realise.
Ve o zaman, hepsinden sonra bize yaşattığı her şeyden sonra annemi bir de başka bir kadın için terk etmek?
And then, after all of it, after everything that he put us through, He leaves my mom for another woman? !
Aylar veya yıllarca başka bir adam olmak için zor bir zamanı atlatmak imkansızdır ve en temel seviyede etkisi olmaz.
To become another man for months or years, it's impossible to go through and not be affected at the most basic level.
İstediğim zaman başka bir tane alabilirim.
Ah, but I can always purchase another coat.
Aklıma gelen tek şey başka bir hızcının Hız Gücü'yle temasta olduğu ve zaman yolculuğu için gerekli enerjiden beni alıkoyduğu.
The only thing I can figure is that another speedster is co-opting the Speed Force, keeping me from accessing enough energy to time-travel.
Her zaman bir başka amcamı kullanabilirim.
I could always use another uncle.
Başka bir konuda da gerçeği söylesene o zaman bana.
Well, why don't you tell me the truth about something else then, huh?
Peki o zaman, özgürce konuşmama izin olduğuna göre, tekrar bir araya gelmemiz için umarım başka bir kriz daha olmaz.
Well then, um, allow me to speak freely. I wish it didn't take a crisis for us to have this time, like, all close together.
Billy, istediğin zaman başka bir kızı hamile bırakabilirsin.
Billy... you can always get another girl pregnant.
Size fazladan zaman vermemiz de sorun yok..... ama diğer çocukların girdiği yeterlilik sınavını geçmek zorunda yoksa korkarım onu başka bir yere...
Obviously, we're ok giving you a little leeway, but he has to pass the proficiency exam that the other kids took to get in, or I'm afraid you're going to have to send him somewhere else...
O zaman, yiyecek başka bir şey var mı diye sorarım...
Well, I guess I'd ask if they had something else, or...
Eğer nakit problemin varsa, ödemenin her zaman başka bir yolu vardır.
- Of course if cash flow is a problem, there are always other ways to pay.
Güvendiğin insanların başka bir çareleri olmadığına inandıkları zaman neler yapabildiklerini görsen çok şaşırırdın.
You'd be surprised what people you trust would do when someone puts them in a position where they think they don't have a choice.
Sana başka bir şey söyleyeceğim, istediğin zaman Albay'a ulaşabilirsin, ama unutma, gökyüzü hataları affetmiyor.
I'll tell you something else, you will lieutenant colonel may reach, but remember, the sky does not forgive mistakes.
Ben de başka bir şey istemiyorum zaten, ama... geçmişe gitmenin bir yolu yoksa, o zaman nasıl göreceğ...
I'd like nothing more, but unless you have a way to go back in time, then I don't see...
O zaman başka bir şey yap.
Then do something else.
Tatlı, sarışın bir oğlansa başka ama. O zaman evlat ediniyorsunuz.
Unless they're cute, little blond boys, in which case, you adopt them?
Gözlemci başka bir şey odaklandığı için, gözünün önünde olan bir değişikliği göremediği zaman olur.
It happens when there's a change in visual stimulus that goes unnoticed by the observer because they're focused on other things.
Wilfred, o zaman herif kardeşimi almadan önce başka bir kadınla beraberdi.
Wilfred, that means he fooled around with someone before he picked up my sister.
Başka ne zaman böyle bir fırsat yakalayabilirsin ki?
When are you gonna have another opportunity like this?
Ama o zaman da NYPD'nin yarısının bekarlığa veda partisi verecek başka bir yer araması gerekirdi.
But then, half the NYPD would have to find a new place for bachelor parties.
zaman kaybından başka bir şey değilmiş.
Human horror films... waste of time.
# Ne zaman seni düşünsem tadı bir başka gelir bana
Only thinking about you. Already have spend a day.
Zamanımı onunla ya da uygun olan başka bir asil ile geçirmeye ihtiyacım var.
Well, I need to be spending my time with him or any other available noble.
- O zaman başka bir şey desinler.
Then they should call them something else.
Ben o yola girdiğim zaman az kalsın oğlumu kaybediyordum, başka bir insan oluyordu.
I almost lost my boy- - who he was.
Başka bir şeye ihtiyaç olursa her zaman hazırım.
Whatever else this place needs, I'm here for it.
Ama ayı yaşarsa başka bir yavrusu olabilir her zaman.
But if the bear lives, it can always have another cub.
Aynen söylediğiniz gibi bu, iş gücü ve zaman kaybından başka bir şey değil.
As you said, this is a waste of time and manpower. Sir!
- O zaman söylenecek başka bir şey kalmadı, öyle mi?
Well, I guess there's nothing much else to say, is there?
Daytona gibi büyük bir organizasyona geldiklerinde, bir bağ oluşur ve sanırım bu bağ başka zaman bu kadar güçlü olmaz.
When they come to a major event, like Daytona, there's a connection and I think they lack that the rest of the year.
100 yaşını hedefliyorum çünkü bu yaşta başka bir kullanıcı bilmiyorum, ve her zaman meydan okumalara hazırım.
I'm aiming for 100, because I don't think anybody's ever done it, and I'm always up to a challenge.
- O zaman da öyle bir belgeden haberim yok yada başka dosyaların arasına karışmış olabilir dersin!
If they ask about them later just say you never received them or they got lost in the files okay?
Bu oyundaki rolünün sonu anlamına gelsede gerçekten zaman ayırıp başka birine yardım etmek onurlu bir davranış diye düşünüyorum.
I think it's really honorable that, you know, he really took the time to help someone else, even though it meant it could be the end of his role in the game.
- Başka bir malzeme bulma zamanın geldi.
I think it's time for some new material.
Tamam o zaman biz de başka bir şey düşünürüz.
Okay, then we will think of something else.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]