English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bebeğim nerede

Bebeğim nerede traduction Anglais

218 traduction parallèle
Bebeğim nerede?
Where's my baby?
Bebeğim nerede seni haydut?
Where's my baby, you thug?
Bebeğim nerede?
Where's my baby? !
- Benim bebeğim nerede?
- Where's my precious baby?
- Bebeğim nerede?
Where's my baby?
Bebeğim nerede? Bebeğim nerede?
Where's my baby?
- Bebeğim nerede?
- Where's my baby?
- Benim küçük bebeğim nerede?
- Where's my little baby?
Bebeğim nerede?
Where is my baby?
Bebeğim nerede?
Oh, my God, my baby!
Aman Tanrı'm, bebeğim nerede?
OH, MY GOD, WHERE'S MY BABY?
Kahrolası ölmüş bebeğim nerede? Sana daha önce söylemiştim, Libby, benim malzemelerime bir bok yapma.
I Told You Before, Libby, Do Not Fuck With My Stuff.
Bebeğim nerede?
What did you -? Where is my baby?
Bebeğim nerede? Nerede?
Where is my baby?
Bebeğim nerede?
Where's my baby, Alvin?
Bebeğim nerede, Alvin?
Where's my baby, Alvin?
Benim bebeğim nerede?
Where is my baby?
- Bebeğim nerede?
- Where's my baby? ! - Alert Security.
- Bebeğim nerede?
- Where is my baby?
Bebeğim nerede, göt herif?
Where's my baby, asshole?
Orada başka bir Canavar, "Bebeğim nerede?" diyor olmalı.
There's another beast out there going, "Where's my baby?"
Bebeğim nerede?
Where's baby?
Bebeğim nerede?
Where's my baby? My baby!
Bebeğim nerede?
Where is he?
Bebeğim nerede?
Where is my baby!
Çabuk ol. - Bebeğim nerede?
We gotta go.
- Buradan çıkmalıyız. Hadi acele et. - Bebeğim nerede?
Where's my baby?
Bebeğim nerede? " diye.
Where's my baby? "
Nerede benim ekmek ve tereyağım, bebeğim?
Where's my bread and butter, baby?
Nerede benim bebeğim?
Where's my little baby?
Bebeğim Jimmie nerede?
Baby... Where's Jimmie?
Nerede, bebeğim?
Where is it, baby?
Nerede benim bebeğim?
Where is my baby?
- Hey, mısırım nerede bebeğim?
- Hey, where's my popcorn, babe?
"Şimdi nerede olursam olayım, bebeğim"
Wherever would I be now, baby
- Bu defa nerede bebeğim?
- Where is he?
Bebeğim nerede?
WHERE'S MY BABY?
Bebeğim bugün nerede olduğumuza asla inanamayacaksın. - Joe.
You won't believe where we were today.
Hani nerede bebeğim?
Where you at, baby?
Gözlemciler nerede, bebeğim?
Where are the scouts at, baby?
- O nerede? - Kim nerede bebeğim?
Alan, where is he?
Annen nerede bebeğim?
Where's your mother, baby?
Ben nerede yaşayacağım demek istiyorsun herhalde. Bebeğim.
- You mean where are you gonna live?
Bebeğim, nişan yüzüğün nerede?
Baby, where? Where is your engagement ring?
Bebegim nerede?
Where is my baby?
Nerede benim bebeğim?
Where's my little darling?
Bebeğim, ailenin evinin nerede olduğunu nasıl bilmezsin?
Baby, how can you not know where your parents'house is?
Nerede kaldın bebeğim?
What took you so long, baby?
Elin nerede bebeğim?
Where's your hand, baby?
- Bebeğim, bana nerede olduğunu söyle.
- Tell me where you are, baby.
Ancak köprüden çıkınca nerede olduğumuzu anladım. Bebeğim randevu ister misin?
Not until we got off the bridge did I notice where we were.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]