English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Belki daha sonra

Belki daha sonra traduction Anglais

1,218 traduction parallèle
Belki daha sonra kendini rahat hissettiğinde biraz alır.
Maybe she'll take some later on when she's feeling more relaxed.
- Belki daha sonra.
Well, maybe later.
Belki daha sonra.
- Maybe later.
Belki daha sonra.
Maybe we better talk about that later.
Kim bilir, belki daha sonra restoranınızın ünü yayılır ve hayat herkes için güzel olur.
And then, who knows? The word get around. - I set it up for you.
Belki daha sonra devam ederiz.
Maybe later.
Tamam, belki daha sonra
Okay, maybe later -
- Belki daha sonra.
- Maybe later.
Belki daha sonra.
Nah, maybe later.
Ve belki daha sonra tatlı için benim odama gideriz.
And then maybe going back to my place for dessert.
Belki daha sonra.
Maybe later.
Belki daha sonra bizi görmeye götürürsün.
Well, maybe later, you can take us to see it.
- Belki daha sonra.
- Later, maybe.
Şimdi olmaz. Belki daha sonra.
Not right now.
Belki daha sonra bu kadar duygusal davranmam.
Maybe in a while when I'm not so emotional!
Belki daha sonra.
Maybe later...
- Belki daha sonra. - Daha sonra ne zaman?
When is later?
Hayır teşekkürler, belki daha sonra.
- So you have secret weaknesses?
Belki daha sonra acıkırsın diye düşündüm.
I'm wondering if you might be hungry later.
Belki daha sonra.
Perhaps later.
Belki daha sonra sinemaya gidebiliriz.
So maybe we can go to a movie later.
Belki daha sonra?
So, maybe after? . So, maybe after?
Belki daha sonra.
Maybe later they're fighting.
Belki daha sonra.
Maybe afterwards.
Sanırım ilki dünya barışı olurdu... ve sonra açlığın son bulması belki... ve... hastaneler için daha çok para falan gibi şeyler işte.
I suppose the first one'd be world peace, and then maybe an end to hunger and, er... ( Disco music ) more money for hospitals and that type of thing.
Dediklerine dikkat et, Goth ve belki de daha sonra sana bir şeyler getiririm.
Watch your mouth, Goth... and maybe I'll bring you something later.
Belki birimiz daha sonra tekrar uğrar.
Well, maybe one of us will show up again later.
Evet, biliyorum. Ama orada bir ay daha kalacağız. Sonra belki Paris'e taşınırız.
We'll only be there another month and then we might move to Paris.
Daha sonra belki.
I'll take a rain check.
Ve bilirsin, belki beni yanında alırsan sonra... daha sonra biraz rahatlayabiliriz.
And you know, maybe if you take me along, then, we can relax a little later on.
Daha sonra, belki ben önceden bilseydim... Bu bir saldırı olsaydı dedim.
Later on, I got to where I could tell a couple minutes in advance when one was coming.
Belki bundan sonra kütüphanede buluşsak daha iyi olur, tamam mı?
Maybe we'd better meet in the library from now on, okay?
Belki daha farklı inleyeceğim. Sonra Banky'ye kızıp bizden şüpheleneceksin.
Maybe I'll moan differently, and then you'll resent Banky and become suspicious of us.
Biz belki sinirleriniz gerilmiş olabilir diye düşündük. Ancak daha sonra siz gurur duyarcasına bir yalancı olduğunuzu söylediniz.
Could be nerves, we think--probably are- - but then you admit that you're a liar... almost proud of it.
Neyse, Belki daha sonra.
Never mind, later may be.
Ama sonra aklıma geldi... belki... sadece belki... emulsiyon işlemi sırasında... kompleks bir glukoz türevi ekleyerek yapışkanlığını biraz daha artırırabilirim diye düşündüm.
But then I thought maybe... just maybe... you could raise the viscosity... by adding a complex glucose derivative during the emulsification process.
Bu geceden sonra, bir çoğumuz... belki bir daha hiç görüşemeyecek.
After tonight, most of us... probably won't see each other again.
Ondan sonra Tanrı Dünya'yı yarattı ve ilk gün ışığı ve havayı ve balığı yarattı ve reçeli ve sabunu ve patatesleri ve saç kesimini ve tartışmaları ve küçük şeyleri ve tavşanları ve burnu olan insanları reçeli, daha çok reçeli belki de ve soba kurumunu ve sinekleri ve kızakla kayağı ve duşları ve ekmek kızartma makinelerini ve babaanneleri ve Belçika'yı.
So then God created the world and on the first day he created light and air and fish and jam and soup and potatoes and haircuts and arguments and small things and rabbits and people with noses and jam, more jam, perhaps, and, er, and soot and flies and tobogganing and showers and toasters and grandmothers and Belgium.
Belki bunu daha sonra konuşabiliriz. Tabii.
- Well, maybe we could talk about it later.
Daha sonra belki de medeni bir şekilde ilk temasımızı kurabiliriz.
Then, maybe we can make first contact in a civilized way.
Belki de, daha sonra gelmeliyim.
Maybe I can come back later.
Belki belirtiler daha sonra çıkacaktır.
Perhaps you will develop symptoms later.
Daha sonra belki sandalyeyi de denersin.
And later, you may even want to try the chair.
Belki de zırhlı araç soygunu konulu senaryomu sattıktan sonra daha ciddi bir şeyler yapmaya başlarım.
Maybe after I sell my armoured car robbery script I'll get back to something more serious.
Bu olaydan sonra Minbari savaşında... 50.000 belki 60.000 İnsan daha hayatını yitirdi.
At the point that I am describing... 50,000, maybe 60,000 Humans had died in the Minbari War.
Daha sonra belki çocukla konuşmalıyız. - Ve- -
Then maybe we should talk to the kid.
Belki de, daha sonra bir ağaca tırmanıp kedi kurtarabiliriz.
Maybe later we can climb a tree and save a meow-meow.
Miranda daha sonra bana onun çok fazla iyi davrandığını anlattı... belki böylece bir kusurunu bulurum diye düşünmüş... ve Capote Duncan eşini buldu.
Miranda told me later that she thought he was too nice... but that she was willing to overlook one flaw... and Capote Duncan found his fix for the night.
belki de sana soğuk su serpmem gerekebilir şimdi ve daha sonra.
I may need to provide you with a verbal splash of cold water every now and then.
Belki bununla ilgili olarak seçimlerden sonra İstafan'la konuşabilirsin... olaylar biraz sakinleştiği zaman, çocuklar daha fazla... odaklandığı zaman.
Perhaps you can talk about that with Istafan after the elections when things have calmed down a little When the children are more focused.
Eğer birileri bana küçük bir rehberlik etmiş olsaydı... belki o zaman sonra karşılaştığım şeylerle başetmede daha iyi donanmış olabilirdim.
If somebody had'a given me a little guidance, then maybe I would've been better equiped to handle what lay ahead.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]