English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bence sakıncası yok

Bence sakıncası yok traduction Anglais

151 traduction parallèle
Bence sakıncası yok.
Seems all right, em.
Boş ver bunun bence sakıncası yok.
Well, I'm not gonna hold that against them.
İyice kararana kadar bekle bence sakıncası yok.
Wait till it's plumb dark, for all I care.
Bence sakıncası yok, Michaleen!
Okay with me, Michaleen!
Bence sakıncası yok.
All right with me.
Bence sakıncası yok.
Well, what do you know? So it is.
Bence sakıncası yok.
Seem all right to me.
Yargıç Benson sizin için bir dilekçe yazar. Bence sakıncası yok.
Judge Benson will fix one up for you, and I'd serve it all right.
Her ne zaman eve uğrayıp arabaya bakmak istersen, bence sakıncası yok.
Any time you want to drop over the house and look at that car, it's okay with me.
- Bence sakıncası yok.
- l wouldn't mind.
Paranın beşe bölünmesinin bence sakıncası yok.
I'm perfectly willing to discuss it in a five-way manner.
Bence sakıncası yok, yargıç.
It's all right with me, Judge.
Bence sakıncası yok.
It wouldn't bother me.
Ona bir yumruk atmamın bence sakıncası yok!
I wouldn't mind taking a punch at him!
Öyle olsun bence sakıncası yok.
They're no friends of mine.
- Bence sakıncası yok.
- Well, that's fine with me.
Bence sakıncası yok.
I don't mind.
Biraz acele etmenizin bence sakıncası yok.
I wouldn't mind if you'd hurry up a bit!
- Bence sakıncası yok.
- Not in the least.
Bence sakıncası yok.
It's okay with me.
Tamam, sıcak sosa dönmek istiyorsan, bence sakıncası yok.
Fine. You want to go back to the hot sauce, that's fine by me.
Bence sakıncası yok.
I suppose so.
Bence sakıncası yok.
That's fine with me.
Bence sakıncası yok.
- I don't have a problem with it.
Bence sakıncası yok.
Hey, I don't have a problem with it.
Daha az işin bence sakıncası yok. Güzel.
Less work is fine with me.
Bence sakıncası yok.
That's OK.
Bir dakika Bay Grover. Halam korumam olmasını istiyorsa bence bir sakıncası yok.
If my aunt wants this man to be my bodyguard it's okay with me.
Bence hiç sakıncası yok.
I don't mind if I do.
Sakat olmanın bence bir sakıncası yok.
It makes no difference to me that you are a cripple.
- Kalmanın sakıncası yok bence.
- I wouldn't mind staying.
Girişimci olmanızın bence bir sakıncası yok. Ama siz...
I do not mind a bit of initiative but you...
Bence bi sakıncası yok.
I don't mind if I do.
- Yemek ısmarlamanın bence hiç sakıncası yok.
- I don't mind buying lunch.
Bence yok, sizce sakıncası yoksa.
Not at all, if it's all right with you.
Bence bir sakıncası yok.
I wouldn't mind a little of that.
Yani bence bir sakıncası yok.
Well, you know, it's okay.
Bence bir sakıncası yok Hemşire Ratched, ben cici bir köpek yavrusu kadar usluyum.
Oh, I don't mind at all, Nurse Ratched, I'm... as gentle as a puppy dog.
- İyi, bence bir sakıncası yok!
- Well, I wouldn't mind to go!
Bence hiç sakıncası yok.Tam aksine.
I don't mind at all. On the contrary.
Bence paylaşmamızın sakıncası yok.
We don't mind sharing.
Bütün ayarlamaları benim yapmama izin ver olur mu? Eğer bu seni daha iyi hissettirecekse, bence bir sakıncası yok. Marcie'nin de hoşuna gidecek.
I felt bad walking in the house without it, but it was worse thinking you didn't think I tried.
Bence sakıncası yok.
- That I do not mind.
Bence bir sakıncası yok.
- I have no problem with that.
Bence bir sakıncası yok.
You would be acceptable.
Bence büyükelçilere sınırları hatırlatmanın hiçbir sakıncası yok.
It's alright to suggest limits for the Ambassador.
Bence, burada eğlencesiz bir şekilde savrulup sefil ve keyifsiz bir şekilde ölmemizin bir sakıncası yok.
As far as I'm concerned, we can float out here sans comedy and die a miserable, humorless death.
- Bence hiç sakıncası yok.
- I see no harm in that.
- Bence birkaç korsanla tanışmanın sakıncası yok.
I WOULDN'T MIND MEETING SOME PIRATES.
- Bence bunun sakıncası yok. - İyi.
- I could probably get the coffee.
- Bence hiçbir sakıncası yok.
It's perfectly okay with me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]