Benimle gelebilirsin traduction Anglais
371 traduction parallèle
Benimle gelebilirsin.
You can go with me.
Benimle gelebilirsin.
You can come with me.
İstersen benimle gelebilirsin.
If you wish, you may come with me.
Pazar günü aşağı köydeki şenliğe benimle gelebilirsin.
You'll go with me to the feast in the lower village on sunday.
Bana güvenmiyorsan, benimle gelebilirsin.
If you don't believe me, come with me.
Tabii ki benimle gelebilirsin.
Of course you may ride with me.
Dobie, Losworth'a vardığımızda, benimle gelebilirsin.
Dobie, when we get to Lordsburg, you can ride along with me a ways.
Bu gece benimle gelebilirsin.
Tonight, you come with me.
Belki sen benimle gelebilirsin.
Maybe if you came ‒
İstersen Shake ve benimle gelebilirsin.
You can come with Shake and me, if you like.
Benimle gelebilirsin.
You could come with me.
Benimle gelebilirsin ama umutlarını çok yüksek tutma, çünkü kirli bir yaşam bu.
You can come with me. But don't get your hopes up too high because it's a dirty life.
Şayet istersen, sende benimle gelebilirsin.
If you want, you can come with me.
Ben de kasabaya dönüyorum yani benimle gelebilirsin.
Oh, well, I'm going back to town, too, so you can come with me.
İstiyorsan benimle gelebilirsin.
You can come with me ifyou want.
Yada, istiyorsan, benimle gelebilirsin.
Or, if you wanted to, you could come with me.
Kaşağılamayı öğrenmek istiyorsan, benimle gelebilirsin.
You wanna know about currying, you welcome to come along.
İstersen benimle gelebilirsin. Keşke beni özgürlüğüme kavuşturduğun için başka bir karşılık isteseydin.
You may come with me if you like, though I wish you'd asked for some other reward for having freed me.
Benimle gelebilirsin.
you can move in with me.
Ne diyorum ben böyle? Benimle gelebilirsin. Sana bir oda veririm.
"'tis not so deep as a well, but'tis enough,'twill serve. "
Tamam, bırak yalvarmayı, benimle gelebilirsin
Ok, you don't have to beg, I'll take you.
Benimle gelebilirsin.
You can't go with me.
Belki benimle gelebilirsin.
Maybe you could come with me.
İstersen benimle gelebilirsin.
If you want to, you can go with me
Öyleyse benimle gelebilirsin.
Then you can come with me.
Benimle gelebilirsin, ama eve gitmek zorundasın.
Would you come with me, but you have to go home.
İstersen benimle gelebilirsin.
You could come with me if you want.
Sen de benimle gelebilirsin.
You can come with me.
Benimle gelebilirsin..
You can come.
Nefertiti, istersen benimle gelebilirsin.
Nefertiti, you may follow me, if you want.
Uslu bir çocuk olursan menajerim olarak benimle gelebilirsin.
If you're a good boy you can come with me as my personal manager now.
Peki, Los Angeles'a kadar gidiyorum. İstersen benimle gelebilirsin.
Well, I'm goin'as far as L.A. You're welcome to ride with me.
Saat 2 : 45'te ekspres bir tren var. İstersen benimle gelebilirsin.
There's... an express train at 2.45, and you shall come with me or not, as you prefer.
Ama eğer sen benimle konuşmak istersen, karşıma gelebilirsin.
But if you want to talk to me, you can come aboard.
Benimle birlikte Anamita'nın kralının mezarını ziyarete gelebilirsin.
You could come with me and visit the tomb of king Anamita.
Sonra, istersen, benimle birlikte Roma'ya gelebilirsin.
Then you can come to Rome with me, if you want to.
Evlat, istedigin zaman benimle Houston'a gelebilirsin.
Why, child, you can always come back to Houston with me.
Belki de benimle Charlie Brown'u bulmaya ve battaniyemi geri almaya gelebilirsin.
Maybe you can come with me to find Charlie Brown and get my blanket back.
Benimle birlikte Phoenix'e gelebilirsin, neden bu şansı almak istiyorsun?
You can come with me to Phoenix, - Why do you need to take this chance?
O zaman, benimle tepeye kadar gelebilirsin.
In that case, you can come with me on the climb.
Eğer şurdaki yaşlı Harriet'i sağmayı bitirirsen... içeriye gidip üzerimi değiştireceğim ve sen de benimle şehre kadar gelebilirsin.
If you'll finish milking old Harriet over there... I'll go in and change and you can ride into town with me.
Düşünüyorum da, sanırım Starbuck'ın yerine benimle gelebilirsin.
Well, I guess you're just gonna have to pull Starbuck's patrol with me.
Bazen benimle Mexico City'ye gelebilirsin.
You really oughta come down there with me sometime. What do you think?
Benimle gelmek istersen gelebilirsin.
Oh, well. If you want to come with me, you may.
- Benimle bizim eve gelebilirsin.
- You can go home with me.
Düşünüyordum da, bugün cumartesi yapacak başka bir işin yoksa benimle araziye gelebilirsin.
Well I was thinking, this being Saturday and all if you didn't have anything better to do... you could come down with me to the barrens.
- Benimle devamlılığa gelebilirsin...
- Come to the Continuum with me...
Senin iş fırsatlarını konuşmak için benimle bir içki içmeye gelebilirsin en azından.
The least you could do is meet me for a drink... to discuss your... employment opportunities.
Tabi sen de kendi görevinden istifa edip, benimle bir yıldız üssüne gelebilirsin.
And you could resign yours and come to a star base with me.
Benimle eve gelebilirsin.
You could come home with me.
Benimle gelmek istiyorsan, gelebilirsin.
On your own you choose to come with me.
gelebilirsin 57
gelebilirsiniz 21
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
gelebilirsiniz 21
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32