Benim için traduction Anglais
100,549 traduction parallèle
- Benim için zevkti.
No, my pleasure. All right. Bye.
Benim için öyle değil.
Maybe for you but not for me.
Benim için.
For me.
Tatlım, sen, ben ve çocuklar dışında herkes benim için ölüme gönderilebilecek askerdir.
Babe... everyone in the world, apart from you, me, and the kids is cannon fodder.
Gerçekten de benim için bir malzeme teslimi yapılacak.
All right, the truth is... there's a supply drop that's coming for me.
Bana güvenmiştiniz. Her şeyi berbat ettim. Telafi etmek için ne olursa yaparım çünkü sizin sevgi ve saygınız benim için dünyalara bedel.
I know you were counting on me, and I totally messed up, and I will do everything in my power to make it up to you because your love and respect, it really means everything to me.
"Gittikten sonra atlar, kilitlenmez ahırlar" ifadesi, benim için çok önemli bir kadının en sevdiği ifadeydi, üzerinden atlar geçtikten sonra bile.
The expression "You can't lock up the barn after the horses are gone" was a favorite of a woman who meant a great deal to me, even after she was trampled.
Bazı bilim insanı arkadaşlarım var, bunu benim için geliştirdiler.
I have some friends who are scientists, they developed it for me.
Bu yüzden bunun gerçekten benim için harika bir iş olacağını hissediyorum.
So I just really feel like this is gonna be a great job for me.
Benim için?
Wow! For me?
Adını sanki benim için bir önemi olması gerekiyormuş gibi söylüyorsun.
You say her name as if she's supposed to matter to me.
Benim için bir zevkti Georgie.
Well, Georgie, it's... it's been a pleasure.
Camelot'un ihtişamının gerçek ilhamına hizmet etmek benim için onurdur.
It is my honor to serve the true inspiration of Camelot's glory...
Ve bu da benim için daha fazla iş demek.
And that just means more work for me.
- Benim için endişelenme.
- Don't worry about me.
Benim için bir şey yapmanı istiyorum.
I need you to do something for me.
Biliyor musunuz, ikinizde benim için kahramandınız.
You know, you two were heroes to me.
Benim için endişelenmene gerek yok.
You don't have to worry about me.
Benim için buradalar.
It's here for me.
Benim için... dan beri kimsenin olmadığı kadar değerli oldun.
You've become dear to me in a way no one has been since...
Senin güvenini almak neden benim için çok zor anlamıyorum.
I don't understand why it's so hard for me to get yours.
Sen benim için bir deneyimden ibaret değilsin, tamam mı?
You aren't like some experience to me, okay?
Benim için sert bir antrenman olacak.
It's going to be a rough sparring session for me.
Benim için bir şerefti.
It was an honor.
Bunu benim için mi yaptın?
You did that for me?
Bunun Alex için ne anlama geldiği, benim için,
I'm worried about what this means for Alex, for me, for...
Onu benim için getirmeni istiyorum.
I need you to get that for me.
Cadmus'ta benim için çalıştığını söylemiştin.
You said that you were working for Cadmus for me.
Benim için hiçbir şey değişmedi.
Nothing's changed for me.
Ve benim için en iyisini istediğini düşündüğünüde biliyorum.
And I know that you think you want what's best for me.
Kendini benim için feda etmeni unutmayacağım.
Well, I'm not going to forget the way you sacrificed yourself for me.
Benim için neyiniz var?
What do you got for me?
Şimdi bende ailen ve benim için yer olduğunu söylesem ne olurdu merak ediyorum.
Now I wonder what would have happened if I'd have said there was room for both me and your family.
Alex'in benim için neyi feda ettiği hakkında hiçbir fikrin yok.
You have no idea what Alex sacrificed for me.
Ve şimdi benim için en önemli kişiyi kaybedeceğimden korkuyorum.
And now I'm afraid I'm going to lose the person that is the most important to me.
Seninle çalışmak benim için büyük bir fırsattı.
Working with you has meant so much to me.
Benim için de.
Me too.
Benim için yapmanı beklemiyorum.
I don't expect you to do it for me.
Ama sizin için tehlikeliyse, benim için neden olmasın?
But if it's dangerous for all of you, why shouldn't it be dangerous for me?
Daxam İmparatorluğu'nun geçici hükümdarı olarak sizleri karı-koca ilan etmek benim için...
And so, in my power as acting regent of the Daxamite Empire, it is my duty and my honor to proclaim you...
Şunu benim için doldur.
Fill this out for me.
Benim için acı tatlı bir gün oldu bu, Dake.
Bittersweet day for me today, Dake.
- Benim için şu paralara bakar mısın?
Can you run some bills for me?
Paul, benim için bir plakayı çıkarır mısın, lütfen?
Paul, um, can you run this plate for me, please?
Benim için bir kasa gibisin, anladın mı?
I-I feel like you're a vault, you know what I mean?
Ve daha fazla sessiz kalamayacağımın farkına vardım. Bunu Amerikalılara anlatmak benim için bir sorumluluktu.
I had a responsibility to tell the American people.
Savaş gazileri olarak, Vali Conway ve benim için bu, kişisel bir mesele.
As veterans, this issue is a personal one for Governor Conway and me.
Benim için önemliydi.
- It was important to me.
Benim icin herhangi bir sey giymemelisin.
You shouldn't wear anything for me.
Benim için geliyor.
He's coming for me.
Bunu yaptın çünkü bu kasayı senin için açabilecek tek kişi benim.
You did it because I'm the only one who can open this vault for you.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39