Benim için bir zevkti traduction Anglais
414 traduction parallèle
Benim için bir zevkti.
It's been a pleasure.
- Benim için bir zevkti.
- I rather enjoyed it.
- Benim için bir zevkti.
- It was my pleasure.
- Benim için bir zevkti.
- It's a pleasure.
Benim için bir zevkti.
It was a pleasure.
- Benim için bir zevkti.
- My pleasure
Evet, benim için bir zevkti.
"Alors," it was a "grand plaisir"
Sizler için çalmak benim için bir zevkti.
Appearin'before you has given me a big hunk of pleasure.
Benim için bir zevkti.
I enjoyed everything.
- Benim için bir zevkti, hanımefendi.
- It's a pleasure, ma'am.
Fakat hiçbir şey söylemediler. Çok teşekkür ederim, Bay Williams. Benim için bir zevkti.
The less they moved about the heavier they would become and the more marketable.
Benim için bir zevkti.
It's really been a pleasure.
Bayım, benim için bir zevkti.
Dear monsieur, it was a pleasure.
Benim için bir zevkti.
In fact, I enjoyed it.
Önceki gün o miktarda para kazanmak benim için bir zevkti.
It was a pleasure to win such a tidy sum the other day.
Benim için bir zevkti.
It was my pleasure to be of assistance.
Benim için bir zevkti, Bayan.
It's been a pleasure. ma'am.
Benim için bir zevkti, Bay Wilson.
Ah, it's been a pleasure.
Benim için bir zevkti.
It ws my pleasure.
Çabuk ol. - Benim için bir zevkti.
- It's been a real pleasure.
Sizleri tanımak benim için bir zevkti.
It's a pleasure to have met you all.
Oh, ve, Cathy, Tony'nin bir şey olmadığını varsayarak, seni böylesine tedirgin olduğunu işitmek benim için bir zevkti, tatlım.
Oh, and, Cathy, assuming nothing is wrong with Tony, it's been my pleasure to hear you so upset, my dear.
Hoşça kalın, hanımefendi. Benim için bir zevkti.
Good bye, Miss, it's been a pleasure.
Benim için bir zevkti. Dikkat edin. Hoşça kalın.
That was beautiful.
- Benim için bir zevkti.
- I've enjoyed being in it.
Bir şey değil, benim için bir zevkti.
Not at all, sir, I've enjoyed being in it.
- Benim için bir zevkti.
" It's been a pleasure.
Benim için bir zevkti.
My pleasure.
- Benim için bir zevkti. - Anlaşıldı, tamam.
-'My pleasure.'-'Over and out.'
Benim için bir zevkti.
It's a pleasure.
Benim için bir zevkti.
The pleasure was all mine.
Benim için bir zevkti.
It was my pleasure.
Bayanlar, baylar. Benim için bir zevkti.
Ladies and gentlemen, it's been a pleasure.
Benim için bir zevkti.
Its my pleasure.
Elaine, bu benim için bir zevkti.
Elaine, it's been a pleasure.
- Benim için bir zevkti.
My pleasure, my pleasure.
Benim için bir zevkti efendim.
It was my pleasure, sir.
- Benim için bir zevkti.
- lt was a pleasure.
- Benim için bir zevkti.
– Oh, my pleasure.
Benim için bir zevkti.
It's my pleasure. All right, I'll see you around.
- Benim için bir zevkti, adamım.
- My pleasure, man.
Hayır, benim için bir zevkti.
No, it was my pleasure.
Benim için büyük bir zevkti, beyler.
Been a great pleasure, gentlemen.
Size hizmet etmek benim için büyük bir zevkti.
It has given me great pleasure to serve you, madam.
Ve benim için bu bir zevkti.
And for me it was a pleasure.
- Benim için bir zevkti.
My pleasure.
Bayan Marley, benim için gerçek bir zevkti.
Ms. Marley, that was a real pleasure.
Size bir şey söyleyeyim. Birinin benimle, benim Veronika Voss ve ne kadar ünlü biri olduğumu bilmeden ilgilenmesi benim için büyük bir zevkti.
Let me tell you, it was a joy for me that someone should take care of me without knowing I'm Veronika Voss, and how famous I am
Bu benim için sıra dışı bir zevkti Fisher.
It was such an extraordinary joy for me, Fisher.
Benim için bir zevkti.
Oh, it was our pleasure.
Sizi ikide bir yere fırlatmak benim için zevkti.
I enjoyed repeatedly throwing you to the ground.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için 458
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için 458
benim için yap 39