English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bir şey yapamam

Bir şey yapamam traduction Anglais

943 traduction parallèle
Pekala, hizmetçileri uyarabilirim, ama aşağıdakiler için bir şey yapamam.
All right, I can tell it to the maids, but I can't answer for downstairs.
Bununla ilgili bir şey yapamam.
I can't do anything about that.
Yedek parça olmadan bir şey yapamam.
Well, there's nothing I can do without any spare parts.
Üzgünüm ki sizin için bir şey yapamam.
Afraid I can't do anything for you.
Bir şey yapamam Disko.
I can't do nothing, Disko.
- Bu konuda bir şey yapamam.
- I can't help that.
Sevmekten başka bir şey yapamam. - Ben yaparım.
I can't do any more than just love you.
Şu anda bu konuda hiç bir şey yapamam.
Well, there's nothin I can do about it now.
Onu ararım, başka bir şey yapamam.
I'll call him, and that's the end of it for me.
Ben burada fazla bir şey yapamam!
I can't do anything more here.
Söylediklerinizin gizli kalacağına söz vermekten başka bir şey yapamam.
All i can do is give you my word that any information you give me i'll treat as confidential.
Ona böyle bir şey yapamam Emmy.
I couldn't do it to him, Emmy.
Bunun için bir şey yapamam.
I can't do anything about it.
Ben bunu durdurmak için kesinlikle bir şey yapamam.
I certainly couldn't do anything to stop it.
Korkarım sizin için bir şey yapamam bay Marriott.
I'm afraid I can't do anything for you, Mr. Marriott.
Burada pek bir şey yapamam.
Well, I can't do much here.
Korkarım ki, böyle bir şey yapamam.
I'm afraid that's impossible, darling.
Saçıma bir şey yapamam.
I can't do anything with my hair.
Bana böyle kızgınken bir şey yapamam.
I can't do a thing when you're angry with me.
Şey, ben... ben... ben öyle bir şey yapamam.
Well, I... I... I couldn't do a thing like that.
Bu konuda bir şey yapamam, analiz böyle olur.
I can't help smiling. That's what happens in analysis.
Ama sonra bir şey yapamam!
But I can't do a thing after that.
- Hayır, korkarım öyle bir şey yapamam.
- No, I'm afraid I couldn't do that.
Böyle bir şey yapamam.
I can't do a thing like that.
Başka bir şey yapamam.
There's nothing more I can say.
Ama ben onsuz bir şey yapamam.
- Mr Adare says everything.
Görünen o ki, bundan sonra doğru bir şey yapamam.
Seems like I can't do anything right anymore.
Bir şey yapamam.
I can't do anything.
Artık bu konuda bir şey yapamam.
There's nothing I can do about that now.
Bir şey yapamam.
I just can't help it.
Hayattayken bir şey yapamamışlardı öldükten sonra hınçlarını çıkarıyorlar.
Couldn't get at him when he was alive, so now they're kickin'him when he's dead. Yes?
Hayır, senin için bir şey yapamam.
No, I couldn't do nothin'for you.
Hapse düşme, ben bir şey yapamam.
If you land in jail, I get nothing.
Bir şey yapamam.
I don't see what I can do.
Ben hiç bir şey yapamam. - General Taza'yı asayişi koruması için görevlendirebiliriz?
Let's Taza form a Reservation Police Force.
Bunun hakkında bir şey yapamam, çok geç artık.
I can't do anything about it, it's too late now.
Hayır bir şey yapamam.
No, I can't do anything.
Bir şey yapamam.
Can't help anything.
Senin için mazeret bulmayı umuyordum ama, Bayan Morin'e katılmaktan başka bir şey yapamam.
I was hoping to find excuses for you, but I help but agree with Mrs. Morin.
Herif çıldırırsa bir şey yapamam.
I can't help it if this bum gets mad.
- Başka bir şey yapamam ki.
You could do something else.
Oh, hayır, madam, böyle bir şey yapamam.
Oh, no, ma'am, I couldn't do that.
Senin için bir şey yapamam, evlat.
Nothing I can do for you, kid.
Ben öyle iğrenç bir şey yapamam. Biliyorsun, değil mi?
You know I could never do something as awful as that, don't you?
Bir şey yapamam.
I can't do nothing.
Sülün, süfle ya da benzeri bir şey yapamam ama makarna ve köfte yapabilirim.
- Too warm. Here, let me help you.
- Yok hayır yapamam öle bir şey.
I couldn't do that.
Ama yapamam ki kafamın içinde hatırlamam gereken bir sürü şey var.
I don't rightly know... excepting'I always have so much to remember.
bir şey yapamam.
It's nothing I can help. It's the rules.
Pek bir sey yapamam.
Not much else I can do.
Ben yapamam. Yapacak başka bir şey yok.
No, I'm right... there's nothing else to do.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]