Bu da senin için traduction Anglais
717 traduction parallèle
Ve senin de konuşmanı isteyen bir kişi var bu da senin için yeterli olmalı.
And there's one person who wants you to talk and that ought to be good enough for you.
Al, bu da senin için.
Here, it's yours, for you
- Bu da senin için, Pierre.
- And this one for you, Pierre.
Bu da senin için.
This is for you.
Bu da senin için. Sana.
And this is for you, yourself.
Bu da senin için yeni bir şey değil.
That's not new to you either.
Bu da senin için.
Oh, and this is for you.
Bu da senin için.
And this is for you.
Bu da senin için.
And this one's for you.
Bu da senin için, hayatım.
This is for you, my dear.
Bu senin için, bu da senin için ve bu da benim için.
There's for you. And there's for me.
Babamın adı Antonio Andolini'ydi ve bu da senin için!
My father's name was Antonio Andolini and this is for you!
Bu da senin için.
It's good for you.
Bu da senin için.
For you, too.
Bu et için... bu da senin için Martin.
This is for the meat. And this is for you, Martin.
Senin Şangay'da olduğunu biliyor, bu senin için problem olabilir.
He knows you're in Shanghai and he may make it hot for you.
Scarlett, benim kadar senin de Ashley için bu kadar endişelenmen ne kadar da tatlı bir davranış.
Scarlett, you're so sweet to worry about Ashley like this for me.
Bu senin kurtuluşun için, ve onun da.
It would mean your salvation, and his.
İçin narin senin, önemli olan da bu.
You are soft inside, where it counts.
Bu senin için. Bu da senin.
Mr. Gower, look at this, the second page.
İşleri daha da kötüye çevirme. Bu tutuklama müşterilerin ve çalışanların için bir gösteri işleri senin için kolaylaştırmak için.
You know this arrest's for show, for your customers and staff, just to make things easy for you.
Ben, kadınların bağlılık konusunda hayal kurmak ya da bu eksiklikten dolayı rahatsızlık duymak için çok yaşlı bir adamım ama senin entrikalarının, benim planlarımla karışmaya başladığında bu farklı bir şeydir.
I'm too old a man to have any illusions about the constancy of women, or to be seriously disturbed by the lack of it but when your intrigues start interfering with my plans that's something else again.
Bu civardan hiç kimse senin için agit falan da yakmaz.
Nobody in 500 miles would stop to pick up the pieces.
Bence başına gelen bütün bu şeylerle... senin için önemli olan tanıştığın tüm insanlarla... ya bir parça ölüyorsun ya da bir parça doğuyorsun.
I think with everything that happens to you... with every person you meet who is important to you... you either die a little bit or are born.
Senin hayatın bu. Ve senin için doğru olan da bu.
It's your whole life, and for you, it's right.
Olmayacak da, senin için çıldırıyorum, bu yüzden asla başkasına bakamam.
I'm so crazy about you, I wouldn't look at anybody else.
Viskiyi tercih ederim ama bu da idare eder. senin için viski getireyim.
Much rather have bourbon but I guess this'll do.
Senin durumun için söylemiyorum Nene ama bu McColly gibi adamlar Avrupa'da çok çuvalladılar.
I'm not saying this will happen with you, Nene... but guys like McColly have made some real blunders in Europe.
Ben senin için bu kadar umutlu değilim. Ben harika bir kadın olmak istemiyorum da ondan.
- I don't wanna be a wonderful woman.
Yani amacım, senin için kaygılanmak, sana bakmak ve senden istediğim karşılık da bu.
That means that I intend to worry about you, take care of you... and that's what I want back from you!
Bu senin için iyi ya da benim için.
That's better than you or I could do.
Flechard! Bu kutlama biraz da senin için, eğlen hadi!
When the guilty person leaves, the party's over.
Budalalar günü, Tennyson. Sanki senin için verilmiş bir ad gibi. Çünkü burada ancak senin gibi bir budala....... dışarıda neler olduğunu bile bile, bu kadar uzun süre kalır.
I think it was named for you for only a fool would stay in there as long as you have knowing precisely what's happening on the outside.
Bu da senin tanınmaman için, ayyaş.
This is so you won't be recognized either, wino.
İnci bir kolye maymun için ne kadar değerliyse bu tablolar da senin için o kadar değerli.
A painting means as much to you as a string of pearls to an ape.
Bu oda senin için, dostum. Hemen burasıda sizin, Bayan Peel.
This one for you, old boy, and you're further down, Mrs. Peel.
Üstelik bu senin için kötü olur,... daha da önemlisi çocuğumuz için kötü olur.
It would also be terrible for you and above all for our child.
Penderton da, "Ben de senden bu yanıtı bekliyordum, Weincheck. Çünkü dürüst olayım, orduda senin için bir gelecek göremiyorum." dedi.
And Penderton said, "I hoped that that would be your reaction, Weincheck because frankly, I don't see much of a future for you in the Army."
Bu çok tehlikeli. Ölü ya da diri senin için tekrar üzülmek istemem.
That annoy me have to complain too when you're dead.
Bu ülkeyi seviyorum ve bu büyük sorumluluk senin olduğunda Tanrı'nın da yardımıyla benden daha mutlu bir hakimiyet sürmen için dua ediyorum.
I love this land and when this great responsibility becomes yours then I pray that with God's help you will reign more happily than I have done.
Bu da demektir ki, senin için yem olacağım.
That means, I am playing bait for you.
O zaman bu da sen ve senin Aptal esprilerin için!
You and your stupid jokes!
Ama... Tam da polis peşindeyken bu olay, senin için, bulunmaz bir fırsattı böylece kendini ölmüş gibi gösterebildin!
But... as the police were after you for opium smuggling the shipwreck provided you with a wonderful opportunity to fake your own death!
Bu senin için bu da benim için.
You have this one and I'll have this one.
Senin için biraz elma aldım... ve peltesi çıkmış gibisin, bu yüzden biraz da bal aldım.
I got some apples for you. And you were out of jelly, so I bought some honey.
Bu da teknik bir mesele mi senin için?
Is that a technical problem?
Fransa ve Yugoslavya'da yaşamış senin gibi biri için bu garip değil mi?
Isn't it unusual for someone like you to have spent several years in France and Yugoslavia?
- Bu da senin iyiliğin için.
- And I'm gonna do this for yours.
25 dolar tarla ilaçlamak için, ama senin tarlan yok çünkü sen çiftçi değilsin bu da demektir ki sen fakir değilsin ve bence sen bir sapıksın!
25 dollars t'dust a field, but you ain't got no field because you ain't a farmer, which means you ain't poor and I think you're a pervert!
Frank, senin, Nola'nın ve bu tatlı çocuğun aynı kalp acılarını yaşadığınızı düşünüyorum da ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.
Ah, Frank, when I think about you and Nola... and this sweet child... having to go through the same heartaches we went through, it's - it's enough to make you cry. Yes, it is.
Hem bu doğru da olsa, senin için geçerli olmaz.
And even if I have been, I won't be that for you.
bu da ne 2329
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120