English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bu kız

Bu kız traduction Anglais

42,480 traduction parallèle
- Pekala. Bu kız...
This girl...
Neden bahsediyor bu kız?
I don't know. I don't know.
Bu kızı gömmezsek eğer, hayatımız boyunca hapiste amc * k yalayıp duracağız.
If we don't bury her, we're going to be eating prison pussy for the rest of our lives.
Bu kızın defterdeki son kaydı... Nina'nın öldürüldüğü gece.
This girl's last entry in the book was the night of Nina's murder.
Bütün sorunları çıkartan bu kız demek?
So this is who all the fuss is about?
Bu çocuk, arkadaşı... şimdi de bu kız.
This boy, his friend... and now this girl.
Bu kız, karşında duran.
This girl, right here.
Bu kız beni gerçekten rahatsız hissettiriyor.
She is really making me feel uncomfortable.
Ama bu kız için hiç iyi düşüncelerim olmamıştı.
But I never had a good feeling about this girl.
Şimdi her şeyi bu kız mı kontrol ediyor?
So, this girl just controls everything now?
Bu kız sana göre değil.
This is not the girl for you.
Evet ben oğlan annesiyim, ağzımı kapatıp gülümseyip sarı giyinmem gerekir ama bu kız için olmaz.
And, yeah, I'm the Boy Mom, and I should just shut up and smile and wear yellow, but not for this girl.
Bu kız kulağa şey gibi geliyor.
This girl is starting to sound...
Miracella? Bu kız için işinden mi olacaksın?
You're gonna walk off the plank for this chick?
Bu kız Dava'dan.
I'm telling you, that girl is with the Cause.
Bu kız senin için çok önemli, değil mi?
She means a lot to you, doesn't she?
Aynı kız mı bu?
That's the same girl?
Bu kırmızı filtreyi bozulmuş, beyaz ışık çıkartmış.
That knocked out the red filter, exposing the white light.
- Bu Laurel ; Ken'in kızı.
That's Laurel ; that's Ken's daughter.
Aly ve ben ayrı kaldığımız zamandan beri ne kadar seks yapabileceğimizi hesapladık ve bu çok fazla ediyor.
Aly and I figured out how many times we would have had sex since we've been apart, and it's a whole bunch.
- Ama bu sefer... deniz kızı benim.
But this time... I'm the mermaid.
Kırmızı olduğunda, bu ne anlama geliyor? Transeksüel olmak normal değil mi?
When it goes red, does that mean it's not OK to be transgender?
Hadi senin eşeğin kancık olsun diyelim, birincisi, bu bir zıplayan inek değil... Evet olmayabilir. Bence senin rampaya ihtiyacın var.
On the off chance that this isn't a jumping cow, which it might not be, I think you need a ramp.
4 silindirli bir motorda sahip olacağınız problem, orta motordur bu da, bu tür yollarda ön tarafınızda ağırlık olmayacak demektir ve bu da tutuşunuzun olmayacağı anlamına gelir.
The problem you have in the 4C is it's mid-engined, which means, on a surface like this, there's no weight over the front, and that means... no grip.
Diğer ikisinin aksine, bu araba önden çekişli bu yüzden arkada daha az ağırlık var..... bu da arka tarafında daha çok savrulacağı ve direksiyondan alacağınız zevki katlayacağınız anlamına gelir.
Unlike the other two, this is front-engined, so there's less weight on the back end, which would make for a livelier back end and more time enjoying oversteer.
Araba sürerken bir ısırık alırsınız ve yaklaşık bu boyutta bir parça sessizce kopar bacaklarınızın arasına düşer ve erir.
Take a bite as you're driving along, and a bit about this big, OK, silently breaks away goes down between your legs and melts.
Eğer sıkıldıysanız hiç merak etmeyin çünkü bu Noel'de her yer bileğinizi kırmak için özellikle tasarlanmış ürünlerle dolu.
Yes? Well, don't worry if you are, because this Christmas, the market is awash with products designed specifically to break them.
Bu, kızgın bir İtalyan'la ağız dalaşını kazanmak için yüklü bir fatura.
Now, that's a big bill for settling a spat with an angry Italian.
Oh, işte, bu benim kızım.
Hey, this is my daughter. Jemma, this is Kate.
Herhangi bir otomobilin kullanım kılavuzu açıklayacak olursak, motorun yakınındaki elektrik sensörleri ani hız azalması tespit eder ve yastığı şişiren bir gaz patlamasını tetiklemek için ısıyı kullanır ve bu da hayatınızı kurtarır.
As any car owner's manual would explain, electrical sensors near the engine detect rapid deceleration and use heat to trigger an explosion of gas, which inflates the cushion, which saves your life.
Bu kural yıkılırsa, bir de bakarız ki para yerine boncuk ve diş kullanan kanunsuz bir çorak toprağa dönmüşüz.
That breaks down, we're just a hop, skip, and a jump to a lawless wasteland where we use beads and teeth for money!
- Ne kadar riskli olduğunu tartışmaya başlamadan önce zamanımızın kısıtlı olduğunu söylememe izin verin. Beni dinlemelisiniz çünkü bu konuyu çok iyi biliyorum.
- And before you argue about how risky it is, let me just say we have very little time, and you should listen to me, because I know all about this stuff.
Bu yüzden panolarınızı savurun, kalemlerinizi kınından çıkartın ve ismimi Batı Altadenia belediye meclis üyeliği... oy pusulasına ismini yazdırmak... .için gereken imzaları toplayın
So, brandish your clipboards, unsheathe your pens and collect the signatures I need to make it onto the West Altadenia alderman's ballot.
Paige bu ev yapımı kızılcık soslarından yapar.
Paige makes that homemade cranberry sauce.
Bu zımbırtıyı reaktörün üstündeki şu boruların altına sıkıştıracağım.
I'm gonna jam this sucker under those bars on top of the reactor.
Evet, öyle başladı ama bu işler nasıl ilerler biliyorsun birlikte zaman geçirdik, çok gizli sırlarımızı paylaştık hiçbir şey yokken gülüşmeler falan.
Sure, it started out that way, but you know how these things go, spending time together, sharing intimate secrets, laughing about nothing in particular.
Bu yüzden babam Gumford Sitesi'nde süper lüks bir evde yaşamamı teklif ettiğinde "Olmaz baba, küçük kızının büyüme vakti geldi" dedim.
That's why, when my dad offered to put us in a super-fancy apartment at Gumford Falls, I said, "No, Daddy, it's time for this Daddy's little girl to grow up."
Seninkilerin geçen sene Elia'nın kızını kartelden kurtardıklarını biliyorum ama Walter bu adamın Ferrari'sini parçalayıp binasını yakıp kül etmemiş miydi?
Hey, I know you guys saved Elia's daughter from a cartel last year, but didn't Walter also wreck his Ferrari and burn his building to the ground?
Telefonlarımız olsa bu delikte olmazdık.
If we had our phones, we wouldn't be in this frackin'hobbit hole.
Duş ve yemek için yine de banyo ve mutfağı kullanırdım ama bu çok amaçlı odayı bunların dışında bir şey için kullanıp eski erkek arkadaşım ve onun yeni kız arkadaşıyla karşı karşıya oturur olurdum.
Well, I'd still use the bathroom and the kitchen for showering and cooking, but I would use the multipurpose room for everything else, and I'd be living across the hall from my ex and his new girlfriend.
Gelecekteki en büyük çevresel felaket bu, ama şuan kıçımızı bu kurtarabilir.
Bit of a future environmental catastrophe, but, today, it could save our asses.
Seninle değil, kaybolan küçük kızımızla ilgili bu.
This is not about you. This is about our little girl, who is missing.
Aslında bu ışık hızı.
It's not, this is light speed.
Bu sefer sen değildin, kızındı.
This time it wasn't you, it was your daughter.
Yıllardır kızından haber alamamış, ve bu duruma çok üzülüyor.
He hasn't heard from her in years, and he's pretty broken up about it.
Bekle bir dakika. Kendini kesen ve etrafta... çıplak dolanan kamptaki bu Meghan denen kızın... Papaz yardımcısı Joe'nun üvey kızı... olduğunu mu söylüyorsun?
You're saying that this girl from the camp, Meghan, the one that cut herself and was running around naked, you're saying she's Deacon Joe's stepdaughter?
Ve senin Joe'ya zarar vermeye çalıştığını biliyoruz. yani senin yaşında bir kız için çok büyük bir nedenin olmalı... ve bu yüzden bilmem gerekiyor...
And we know that you tried to harm Joe, so for a girl your age, there had to be a really big reason, and I just need to know...
Ve bu yüzden açık olmak zorundayız.
And that's why we have to be clear.
Bu Meghan denen kızı bulman gerek tamam mı?
You gotta find this Meghan girl, okay?
Birkaç dakika önce, kızıyla konuşma şerefine nail oldum. Annesinin en önemli vatandaşlık görevi olarak addettiği bu görevi yapmasına yani oy verme hakkımızı korumasına hiçbir korku ya da belirsizliğin engel olamayacağını söyledi.
Moments ago, I had the honor of talking to Mindy's daughter, and she told me that no fear or uncertainty would ever have prevented her mother from carrying out what she considered to be her most important civic duty...
Pekâlâ, bu yolculukta sıkı bir tenolojisizlik politikamız vardı.
Well, we had our strict no-tech policy on this trip.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]