Eve gitti traduction Anglais
697 traduction parallèle
Sen gittikten bir gün sonra St.Louis'e eve gitti.
She went home to St Louis the day after you left.
Eve gitti.
He went home.
Doğruca eve gitti.
She went straight home.
Eve gitti!
What are you two doing? Be careful!
Morgan ve çocuklar eve gitti...
Morgan and them boys went home...
Hasta, eve gitti.
He went home sick.
Hiçbir şey söylemedi. Eve gitti ve kendini öldürdü.
She didn't say anything - she went home and killed herself.
Şey, eve gitti, Pop.
Well, he went on home, Pop.
Eve gitti.
She's gone home.
Sizin eve gitti.
He's at your apartment.
Yapması gereken bir işinin olduğunu söyledi ve eve gitti.
She said she had something to do and went home.
Sanırım eve gitti.
I think he went home.
Evet. Muhtemelen eve gitti ve hemen yattı. Sanırım saldırı gece yarısına yakın meydana geldi.
Yeah She probably went home and went right to bed I guess the attack was close to midnight
Eve gitti, hastaymış.
He went home, sick
Sonra eve gitti.
Then she went home
Eve gitti. - Ne zaman döner?
- When will he be back?
Onun sorunu şu, beni dinle bu sabah mecbur olduğu için eve gitti.
His basic problem... Listen to this. He went into the house this morning because he was supposed to.
- Eve gitti.
- Oh, he went home.
Onların yarısı eve gitti.
Half of them are home.
Dr. Soltermann yemekten sonra eve gitti.
Dr. Soltermann went home after dinner.
- Eve gitti.
Gone home.
Peki, mademki eve gitti, onun hakkında ne düşünüyorsun?
So? Now that he's left, what's your opinion?
Ne demek eve gitti?
What do you mean he's gone home?
Sonunda, Lois ilk eşimin ismi buydu dayanamadı ve eve gitti.
Finally, Lois... my first wife's name... couldn't stand it ; She went home.
- Eve gitti.
- Gone home.
- Eve gitti ağam. Babayla.
- He went home with his father.
Ve ertesi sabah yeni kıyafetlerini giyerek ya da en azından yeni pantolonu üstündeyken eve gitti ve bir daha görülmedi.
And so, the next morning, wearing his new clothes, or at least his new trousers, he returned... and was never seen again.
- Eve gitti.
- He went home.
Gitti, artık eve gidebilir miyim?
She's gone now. Is it okay if I go home now?
İyisimi ona söyle, Betty ördek-avına gitti. Ve eve geç dönecek.
You'd better tell him that Betty went duck-hunting and won't get back until late.
Matmazel, Melun'da Cadılar Bayramı hoşunuza gitti mi?
Well, mademoiselle, do you like All Hallows'Eve at Melun?
Belki de eve vicdanını değiştirmeye gitti.
Maybe he went home to change his conscience.
Düğününden çıkıp eve geldiği gece onu görmeliydin. Elleriyle yaptığı kulübesine gitti.
Shoulda seen him the night he came home from his wedding, back to this cabin he built special.
Tanizaki, babam eve mi gitti?
Has dad gone home?
O bir hata yaptı, başka birini öldüreceğini düşündü, yanlış eve falan gitti.
He made a mistake, thought he was killing somebody else, went to the wrong house or something.
Atlanta'ya gitti, sonra eve gelmedi, çünkü çok iyi vakit geçiriyordu.
She went up to Atlanta to visit her cousin for five days and then wouldn't come home. She was having too big a time.
Giysilerini değiştirmeğe gitti. Matmazel Collins'i otobüse bıraktıktan sonra eve uğrayacaktı.
He went to change his clothes after taking Ms. Collins to the bus.
- Eve yeni gitti.
- He's gone home now.
Bu sabah kamyonetiyle eve dönerken taşıyacağımız yükü almaya gitti, ama hala gelip beni almadı.
He went out with his truck this morning... to pick up a load for our trip home and he never came back for me.
Sonuçta o da Truva savaşına gitti, ve canı eve gitmek hiç çekmediği için, yapabildiği kadar yolculuk yapmaya devam etti.
So he went off to the Trojan war, and since he didn't feel like going home, he kept traveling as long as he could.
Adem'le Havva'nın bize bıraktığı..... o eski, yıpranmış yasalar o ölü atla birlikte gitti!
Enough of living by the law Adam and Eve. Pensioner as an old mare.
Bu sefer Yamagata bolgesinin karsisindaki, Hirosakiye gitti, bulunup eve donmeden once Fukushima bolgesine kadar gitmeyi basardi.
This time he went to Hirosaki, crossed Yamagata Prefecture, and made it as far as Fukushima Prefecture before he was discovered and returned home.
Bay Rossetti eve uyumaya gitti.
Mr Rossetti went home to bed, he's off to the seaside tomorrow.
ve bu yüzden onu eve getirmek için gitti.
And so he went to bring her home.
Eve mi gitti?
Did he go home?
Ralf'in az sonra eve dönüp onu orada bulacağından korkup postacıyı giydirdi arabaya koydu postacının evine gitti onu merdivenlerden çıkarıp yatağına yatırdı.
Fearing that Ralf will return soon and find him there she dressed the mailman... put him in the car... drove to his apartment... carried him up the stairs... and put him to bed.
- Eve erken geldi, sonra yine gitti.
- He went out.
Eve geldi,... bavulunu topladı ve çekip gitti.
- Nothing happened. He came home, packed his things and disappeared.
- Eve yemeğe gitti.
- Your father's gone home for lunch.
Gitti köpek! - Eve gitmek istiyorum.
See, the doggy's gone.
Amirim hastalandı, eve erken gitti.
My supervisor had to go home early.
eve gittim 19
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
eve gideceğim 31
eve geldik 42
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
eve gideceğim 31
eve geldik 42