Gerçekten inanılmaz traduction Anglais
730 traduction parallèle
Bayan Benton, Reno gerçekten inanılmaz bir yer.
And, Miss Benton, they've got the loveliest place in Reno.
Bu gerçekten inanılmaz.
That fascinates me.
Hafızam gerçekten inanılmaz.
It's my memory. Amazing.
- Gerçekten inanılmaz.
- Why, that's preposterous.
- Gerçekten inanılmaz!
- Truly a phenomenon!
Yetiştiriliş tarzın gerçekten inanılmaz.
It's unbelievable, the way you've been raised.
Adamın robot resmini çıkartmanız gerçekten inanılmaz.
It's positively amazing how you found out what he looks like.
Bu gerçekten inanılmaz.
It's marvelous.
Bay Santos, gerçekten inanılmaz bir şey.
Mr. Santos, I will call it incredible.
İnanılmazdı, gerçekten inanılmaz her neyseler artık, bu krizler, başlayana kadar inanılmazdı.
He was amazing, just amazing..... until he started having these little, whatever they are, these spells.
- O gerçekten inanılmaz?
- He really is amazing.
Gerçekten inanılmaz.
It's absolutely amazing.
"Başkentin harikaları". İnanılmaz. Gerçekten inanılmaz.
Incredible, really incredible.
Mitoloji ve Yunanlar gerçekten inanılmaz.
The Greeks were really something!
Evet, gerçekten inanılmaz dostum.
Yeah, it's far out, man!
Gerçekten inanılmaz.
- 1946, I know my facts! Unbelievable.
Gerçekten inanılmaz.
Absolutely incredible.
Yaklaşık 600 sayfalık kitapta tek bir bilimsel gerçek olmaması gerçekten inanılmaz.
Its amazing when you consider, there is not one scientific fact, in nearly 600 pages.
Gerçekten inanılmaz.
Unbelievable.
Gerçekten inanılmaz!
It's absolutely incredible!
Bu kız gerçekten inanılmaz.
This girl is really unbeleivable.
Yi gerçekten inanılmaz.
Yi is reallyfabulous.
Gerçekten inanılmaz!
Truly incredible!
Gerçekten inanılmazsın. Bu şekilde devam etmen gerçekten inanılmaz!
It is incredible how you keep going on.
Gerçekten inanılmaz.
It's really incredible.
Gerçekten inanılmaz, biliyor musun?
Really un-fucking-believable, you know?
Gerçekten inanılmaz!
That's fucking great!
Gerçekten inanılmaz.
It's really unbelievable.
Christiano'yu duydum, anlaşma prosedürünü hallediyordum, bu gerçekten inanılmaz.
I mean it's unbelievable.
Gerçekten inanılmaz.
Really, this is amazing.
Bu gerçekten inanılmaz.
This is really unbelievable.
Tanrım bu gerçekten inanılmaz.
God! This is so unbelievable!
Bu gerçekten inanılmaz.
This is so unbelievable.
İnanılmaz... gerçekten inanılmaz!
Incredible, really incredible.
Gerçekten inanılmaz.
Really something.
Bu kadarı yeter. Çıkarın beni buradan. Gerçekten inanılmaz.
tell me, where does it say?
Egon gerçekten inanılmaz.
Your ego is really incredible.
İnanılmaz birisiniz gerçekten.
You are a find indeed.
Gerçekten Eliot, bu hikâye tamamıyla inanılmaz ve kesinlikle yersiz.
Really, Eliot, that story is totally incredible and decidedly improper. Sorry, I had to tell it.
İnanılmaz görünüyor, ama sizin şehrinizde ve benim şehrimde böyle şeyler gerçekten olur.
It seems incredible, but in your town and my town... these things actually happen.
İnanılmaz, ama gerçekten doğru.
It's incredible, but it's really true.
Gerçekten, inanılmaz... çılgınca.
Honestly, it's unbelievable... it's crazy.
Bu, gerçekten de inanılmaz bir şekilde fena değildi.
That was really incredibly, absolutely not bad.
Bu gerçekten garipti. İnanılmaz bir transa geçti gerçekten.
Today when I was there, she went into the most incredible trance.
Çelişkiyi görebiliyorsun. Sen inanılmaz birisin. Gerçekten inanılmaz.
But when you play this reel back, it skips... from the end of the previous phone call... to the point where your secretary tells you... that Mr. Stafford is on the phone... but in between there's a splice mark.
"Böyle bir adamın varlığı gerçekten de inanılmaz."
"A person who's completely himself, and absolutely true."
Bu tavrı cidden dayanılmaz buluyorum çünkü tiyatronun gerçekten önemli bir şeyler yapabileceğine inanıyorum.
And I really just find that attitude unbearable... because I really do think the theater can do something very important.
Bu gerçekten inanılmaz. Burada çok çetin bir maç izliyoruz.
And in ring B, Jean Despeaux is boxing against Norwegian Tiller.
Para meselelerinde Francoise... inanılmaz iyi idare ediyor gerçekten.
Francoise is phenomenal for solving finances
- Gerçekten, inanılmaz!
Shocking, shocking, shocking indeed.
İnanılmaz, gerçekten.
It's unbelievable, really.
inanılmaz 1325
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanılmaz biri 32
inanılmaz birisin 22
inanılmaz değil mi 42
gerçekten 4665
gercekten 18
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanılmaz biri 32
inanılmaz birisin 22
inanılmaz değil mi 42
gerçekten 4665
gercekten 18
gerçekten mi 5647
gercekten mi 17
gerçek 469
gerçeği 152
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekler 57
gerçekte 109
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47
gercekten mi 17
gerçek 469
gerçeği 152
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekler 57
gerçekte 109
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47