Getir onu traduction Anglais
3,161 traduction parallèle
Git getir onu, sadece getir, umurumda değil.
Fetch her, just bring her, I don't care.
Tanrı aşkına getir onu!
Just bring her for God's sake!
Buraya getir onu, getir buraya. Hep beraber yaşarız. Ama getir onu.
Fetch her, bring her here.
Getir onu, buraya getir onu.
Bring her, bring her here.
- Öldüğünde James'in üstünde bir cep telefonu vardı, bana getir onu.
James Lavender had a mobile phone on him when he died. Get it!
Evet, getir onu, getir onu.
Yeah, get her in, get her in.
Crosby, getir onu buraya.
Crosby, get him here.
- Getir onu.
- Bring him in.
Getir onu buraya.
# And bring it right here #
Getir onu.
Bring him in.
Getir onu.
Bring him!
- Getir onu.
- Bring it on.
Getir onu Getir onu.
Bring him in. Bring him in.
Getir onu..
Just get him in.
Geri getir onu!
Bring her back!
Git getir onu.
Go get her.
Senden tek istediğim onu barınağa getir.
I just need you to bring her to the sanctuary.
Hayır.Yargıç dedi ki "Onu mahkemeye getir" ve ben getiremiyorum.
No. All the judge said was "bring him to court." I can't.
Onu arabama getir!
Get her in my car!
Hey, onu buraya getir!
Hey, bring it over here!
Onu da getir... Aslında, bende bir arkadaşı getireceğim.
Get her along... in fact, i'll bring a friend as well.
O zaman onu buraya getir de ne istiyormuş öğrenelim.
Then bring her out here and let's find out.
Şimdi onu getir.
Grab it and get out of there.
Bağır çağır, seni terk eden tüm adamlara söyleyemediğin ne varsa git hepsini Zach'a söyle ve buraya getir onu.
You- - You can yell at him, you can shame him, you- - You can-
Onu bana getir lütfen.
Just bring him to me.
Onu geri getir.
Bring him back.
Onu çatıya getir.
Bring them to the rooftop.
Onu getir.
Bring him in.
D'Nar, onu dizlerinin üzerinde bana getir.
D'nar, bring him to me on his knees.
Cumartesi onu buraya getir.
Bring her by on Saturday.
Ortaya çıkar çıkmaz onu ana kampa getir.
When she shows up, bring her back to base camp.
Onu getir bana, lazım.
I need to see her.
Mutfakta, kapıda, bacada kim ise bunun sorumlusu çabuk, bul getir bana onu.
Find the culprit, whether in the kitchen at the door or at the lift, and bring him to me.
- Ne istersen onu getir.
- Whatever you recommend.
Sadece bir seferlik onu eve getir.
Our Ma Ru... please take him to our house for me.
Onu eve sağ salim getir.
You bring her home safe.
Onu bul ve bana getir.
Find him and bring him to me.
Onu Wiegler'e getir.
Bring him to Wiegler.
Onu buraya getir.
- Bring her round to us.
Onu eğlenceli hale getir.
Make her fun.
Onu buraya getir.
Bring it here.
Onu yatağa getir!
Get her back on the bed!
Getir. onu!
Get him!
Onu getir!
Bring him!
Onu getir, % 10 senet alırsın ve daha fazlasını kazanırsın.
Bring him in... you'll get 10 % of the bond, adds up.
Onu buraya getir.
Hand her over.
Onu sen gönderdin, şimdi de geri getir!
It's your fault. Carol needs to come back.
Onu içeri getir.
They have to go.
Onu eve getir
Bring him home
Onu eve... getir!
Bring him... home!
Bağlantı kurup sokaklardan uzaklaştır onu ya da bana getir.
Get his contact, take him off the street, or feed him to me.
getir onu buraya 20
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu buldular 16
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23