Harika bir iş traduction Anglais
7,872 traduction parallèle
Harika bir iş çıkarmışsın.
What a superb job you have done.
Harika bir iş çıkarmışlar.
They've done a wonderful job.
Kusura bakma ama Dom orada gerçekten harika bir iş çıkardınız.
With all due respect, Dom, you really did great work back there.
Siz ve adamlarınız, etrafta tepinmekte harika bir iş çıkardınız.
You and your men have done an admirable job stomping all over the place.
Harika bir iş çıkarmışsın.
IT'S ALL RIGHT. YOU DID A GREAT JOB.
Evet öyle. Harika bir iş.
It's great work.
Harika bir iş.
It's great.
Lorenzo, bu gerçekten harika bir iş.
Lorenzo, this is really great work.
Öğretmen olarak da harika bir iş çıkardın.
And a wonderful career as a teacher.
Bu harika bir iş olmalı.
That must have been a great gig.
Harika bir iş başardın.
You have done great work.
Harika bir iş! - Ama bana işlemez.
But not me.
Aslında harika bir kardiyovasküler egzersizdir.
In fact is an excellent cardiovascular exercise.
Evet, harika bir hatun.
Yes, she is beautiful.
Aslında harika bir noktaya parmak bastın.
Now that is an excellent point, Roger, and I'm glad you brought it up.
Burası bir harika!
This place is amazing!
- Bu harika bir haber.
- Hey. That is amazing.
Bu harika bir haber ama.
Hey, this is great news.
Büyük oda harika bir şey.
A great room is a great room.
Harika bir karar.
This is a great call.
- Harika bir örneği korkunç fikrin.
That is a really great example of a horrible idea.
Burası harika bir restaurant olacak
This is going to be a great restaurant.
Bu harika bir şey!
This is amazing!
Tanrım, o kadın bir harika. Kendi sergimi yapmamı istiyor.
Oh, god, she is so amazing.
karım harika bir... ingilizcede nasıl denir..
You know, my wife is an excellent, uh.. What's the word in English to say..
Gerçek şu ki... Sen harika bir abisin.
And the truth is... you'd make a great brother.
Bilirsin, okuduğum ve harika olduğunu düşündüğüm bir kitap var.
- Oh, you know... There is a book that I read that I thought was terrific.
Sylvio iyidir tabii ki satmak için harika bir şeyi yoksa.
- Sylvio is good, but not if he doesn't have something great to sell.
Bakın Nancy'nin... Harika saçları ve çok güzel bir yüzü var.
Listen, Nancy is... she's got very cool hair and a lovely face and...
- Roma harika bir yer...
Rome is quite amaz- -
Filmi gördüm ve "Aman Tanrım, bu adam harika bir sinemacı" dedim.
- [Spielberg] And I saw that movie, And I said, "Oh, my goodness, this guy is a great filmmaker."
Harika biri ama sanki buzdan bir heykelle yatmak gibi.
He is great, but it is like fucking an ice sculpture.
- Şaka mı yapıyorsun? - Bence harika bir fikir.
I think this is a great idea.
Harika bir şey.
This is amazing.
Harika ama küçük bir sorunumuz var.
Good. There is one minor issue.
Bu adamlar savaşa bayılıyor ve bu da harika bir savaş. Çünkü belirsiz, korkutucu, ve maliyetli.
These guys love war and this is a great one,'cause it's vague and it's scary and it's expensive.
Steve harika bir spor ayakkabı dükkânı açmaya çalışıyor.
Steve is trying to open an amazing sneaker store.
Bence bu harika bir fikir.
I think that is a great idea.
Golf harika bir spor.
God, golf is good.
Bak, o harika bir koç ve kovulmasını istemiyorum.
All I'm saying is that if she did,
Tırmanmak harika bir his.
It is an amazing feeling - climbing, you know?
O da harika bir histir.
That is an amazing feeling too, you know?
Ama insanlar için, biliyorum Kim, bu teknolojiyi karşı Kim, bir tehdit olarak görüyorum Aslında suçluları kullanmak olduğunu için harika bir yoldur...
But you know, for the people who oppose this technology, who see it as a threat, the fact that criminals use it is a great way to...
Dünya zaten harika bir yer B. Sizin içiniz fesat.
It is awesome, B. Y'all just got a bad attitude.
Ama şunu bil ki o bir ekip oyuncusu değil... ki bu harika. Bazıları solo çalmayı sever.
But the fact is, he's just not a team player.
O gün bile harika bir şehir.
It is already a great city.
Michelle, burası harika bir yer.
Michelle, this place is perfect.
Bu sadece harika bir şey.
This is just... This is amazing. It's...
Bu harika bir ev, biraz zaman ver, göreceksin bir yuvaya dönüşecek.
This is a great house, give it time, it'll be home before you know it.
Buranın hâlâ harika bir yer olduğuna inanıyorum.
I still can't believe how cool this place is.
- Harika bir şey.
- This is so cool.
harika bir adam 26
harika bir gün 57
harika bir kız 40
harika biri 117
harika bir yer 43
harika bir kadın 31
harika bir duygu 21
harika bir haber 41
harika bir fikrim var 73
harika bir şey 123
harika bir gün 57
harika bir kız 40
harika biri 117
harika bir yer 43
harika bir kadın 31
harika bir duygu 21
harika bir haber 41
harika bir fikrim var 73
harika bir şey 123
harika bir haberim var 16
harika bir hikaye 23
harika bir parti 25
harika bir fikir 163
harika bir şey bu 19
harika biridir 26
harika bir çocuk 27
harika bir akşamdı 18
bir isim 33
bir işim çıktı 20
harika bir hikaye 23
harika bir parti 25
harika bir fikir 163
harika bir şey bu 19
harika biridir 26
harika bir çocuk 27
harika bir akşamdı 18
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir işim var 34
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
bir iş 43
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37
isabel 128
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
bir iş 43
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37
isabel 128
isabelle 104
işini 16
istemiyorum 1125
isaiah 38
işıklar 178
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
işini 16
istemiyorum 1125
isaiah 38
işıklar 178
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824