Istediğin zaman traduction Anglais
3,403 traduction parallèle
Gelmesini istediğin arkadaşlarını istediğin zaman getirebilirsin ve kitabındaki her şeyi onlara gösterebilirsin.
You can have all the friends you want come over any time, and you can show them everything in your book.
- Ama sen istediğin zaman, yani...
Um, but only when you want me to, so...
Öyle istediğin zaman buraya damlayamazsın.
You cannot simply intrude here any time of your choosing.
- Beni istediğin zaman görebilirsin.
- You can see me anytime you want.
Bu Numarayı istediğin zaman arayabilirsin.
You call this anytime.
Almak istediğin zaman beni arayabilirsin.
Why don't you, um, just give me a call and we can figure it out.
Yeniden ayağa kalkınca, istediğin zaman işine geri döneceksin.
When you're back on your feet, you'll go back to work at whatever pace you want.
Umarım istediğin zaman gelirsin buraya.
I hope you'll come here whenever you like.
Tabi ki, beni istediğin zaman arayabilirsin.
'Course, please call me any time
"Lütfen beni istediğin zaman ara."
"please call me any time"
Anahtarların var istediğin zaman gelir gidersin
You have keys, so you can come and go as you please.
Bayım, istediğin zaman kız arkadaşımla işi pişirebilirsin.
You, sir, can make out with my girlfriend any time you want.
İstediğin zaman çık istediğin zaman gir.
Quitting whenever you want if you want to... And starting again whenever you want to start again.
Ama şunu bilmen gerekiyor, bilmek zorundasın... Onun evine istediğin zaman gelebilirsin. Bizim evimize.
But you need to know, you have to know, that you will always be welcome in his home, in our home.
istediğin zaman gelebilirsin.
you can visit whenever you like.
Eğer rahatsız olduysan istediğin zaman durabiliriz.
If you feel uncomfortable with any of this, we can stop at any time.
Ve, ee, gelecekteki başvurun için USBmi alabilirsin, istediğin zaman.
And, er, for future reference, you can have my stick, any time you like.
Oyundan istediğin zaman çekilebilirsin.
Feel free to retire at any time.
Sen istediğin zaman değil, ben istediğimde!
Not when you want me to go.
Bilirsin istediğin her zaman buraya ugrayabilirsin ve buradaki imkanları kullanabilirsin.
You know you can drop in anytime and use the facilities here.
Her zaman olmak istediğin ve sadece istediğini yapmak istediğin kişi olmaktan seni alı koyacak kimse yok.
- No one to hold you back from becoming the person you always wanted to be, doing only what you want to do.
İstediğin zaman başlarsın tekraran buna değil mi?
You could always do that, right? Yeah, I do.
Her zaman istediğin neydi?
What you always wanted?
Peki, baba. - İstediğin zaman başlayabiliriz.
Okay, Dad, so we can start any time.
Resimleri istediğin zaman koyabilirsin.
You can put those pics up anytime.
Unut gitsin! İstediğin zaman iade edebilirim.
Yeah, I mean, you know, I can get'em back to you at any time.
O zaman nihayet istediğin şeyi elde etmek için bir şansın olur ama bu seni çok korkutuyor.
Then you would actually have a chance to get what you say you want, and it terrifies you.
- Ya evlenmemişse? O zaman nihayet istediğin şeyi elde etmek için bir şansın olur ama bu seni çok korkutuyor.
Then you would actually have a chance to get what you say you want, and it terrifies you.
Beni istediğin zaman arayabilirsin.
You can call me anytime.
İstediğin zaman, orada olacak.
When you want it, it'll be there.
İstediğin zaman çok korkunç olabiliyorsun.
You are horrid when you want to be.
İstediğin zaman bana gelebilirsin.
You can come to me at any time.
İstediğin zaman onunla oynamakta özgürsün.
You're free to play with it whenever you want.
İstediğin zaman beni arayabilirsin.
- Why don't you, um, give me a call?
Her zaman istediğin şey bu değil miydi?
This is the money that you wanted.
İstediğin zaman 51. İtfaiye'ye gelip bir tur atabilirsin.
Well, you're welcome to come down to firehouse 51 anytime you'd like a tour.
İşlerin her zaman senin istediğin gibi gideceğini sanma!
You're gonna find out things don't always go the way you want them to!
Ne demek istediğin o zaman?
What did you mean, then?
İstediğin zaman izin vereceğimi mi sandın?
Do you think those passes are given out at any time?
Evet, son sözünü söyleyince her zaman olduğu gibi, tek istediğin elde edemediğin şey oldu.
Yeah, he got the last word, and now you want what you can't have, like you always do.
İstediğin zaman beni arayabilirsin.
So if you want to, just give me a call.
İstediğin zaman ara.
Anytime.
Ondan yapmasını istediğin ve elde edemediğin tek bir şey söyle o zaman!
Name one thing that you've asked her to do that you haven't gotten, huh?
- İstediğin zaman gelebilirsin demiştiniz.
- You said come back anytime.
İstediğin zaman bakarsın.
You can just look at it.
Öylece katılıp istediğin zaman bırakamazsın.
Why didn't you come to the club yesterday?
Neden her zaman istediğin şeyi yapıyorsun?
Know that if you break a rule, another one will be added.
Eğer gitmek istediğin kişiye karşı pozitifsen, o zaman cesaretlen!
If you're sure that your heart wants to go to him... Gather up your courage!
Her zaman o kızları istediğin gibi ele geçirebileceğini mi sandın?
Do you think that you will be able to find girls like that all the time?
İstediğin zaman açığa çıkmaz.
It doesn't come out every time.
İstediğin her şeyi yapacaksan o zaman daha çok acı çekeceksin.
If you do everything that you want to then... you'll hurt more.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanın var 16
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71
zaman geldi 92
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanın var 16
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71