Zamanın doldu traduction Anglais
331 traduction parallèle
Senin zamanın doldu ama onun dolmadı.
It was your time. It's not his.
- Gel, zamanın doldu.
Come on, your time's up.
Zamanın doldu, Kingsley!
Your time is up, Kingsley!
Zamanın doldu.
Your time is up. You can't.
Zamanın doldu. Konuşabilirsin artık. İstediğin her şeyi söyleyebilirsin.
You can talk, gurgle, sing, chortle, anything you want.
- Muraki, zamanın doldu.
- Muraki, your time's up.
Bir an için, James, ama senin zamanın doldu.
For a moment, James but your moment is fading.
Zamanın doldu!
Your time, nigger.
Zamanın doldu beyaz uşağı.
Tom, you used up your minute.
Ah, işte yine burdasın tatlım.Zamanın doldu.
Ah, here you are again, my dear. Your time is up.
- Zamanın doldu. - Hayır!
Your time is at an end.
Zamanın doldu.
Your time's up.
Zamanın doldu mu?
Is it time?
Zamanın doldu!
Time's up!
Zamanın doldu canım benim.
You're off the clock, sweetheart.
- Üzgünüm Sherman, zamanın doldu.
No, really!
- Her neyse zamanın doldu.
- Anyway, your time's up.
Evet, zamanın doldu. Şimdi iyi dinle.
Well, your time's up, so listen real good.
- Zamanın doldu, Serçe.
- Time's up, Sparrow.
Zamanın doldu.
Now's the time.
Zamanın doldu, Herb yanıtını istiyorum.
Your time is up, Herb. I'll need your answer.
Zamanın doldu,... ve ceza almayacaksın.
Your time is over, and you leave with nothing.
- Üzgünüm, zamanın doldu.
Sorry. Time's up!
Zamanın doldu Neech!
Time's up, Neech!
Zamanın doldu.
Your time is up.
Zamanın doldu, David.
Time to get out, David.
" O-Take-San'ın zamanı doldu.
" O-Take-San's time is up. She must go back to the Yoshiwara.
Adaylar, zamanınız doldu.
Applicants, your time is up.
Kasım'ın zamanı doldu, Lawrence.
Gasim's time is come, Lawrence.
- Zamanınız doldu efendim.
- Time's up, sir.
Zamanınız doldu, Bay Cresnic.
Your time is up, Mr. Cresnic.
Beyler, zamanınız doldu!
Gentlemen, your time is up!
Zamanınız doldu. Uymuyorsunuz.
Your time is up.
Maalesef zamanınız doldu.
I'm afraid your time is up.
Tamam, Coimbralar, zamanınız doldu!
[Commander] All right, Coimbras, your time's up.
Bu kızın zamanı doldu.
Her time is up.
Ve iyi ruh hali. Zamanınız doldu.
We need patience, Josef.
Oranın zamanına göre ayarlı. Yani süre doldu. Açabilirsin.
brian, why don't you show luis... where he can wash up for dinner.
Zamanınız doldu Kaptan.
Your time is up, Captain.
Çünkü sizin zamanınız doldu, benim ki başladı.
Because your time is up and mine is just starting.
Bazı insanların zamanı çoktan doldu.
So many people are just finished.
Bir hafta. Zamanın çölde doldu.
Your time was up in the desert, and we still owe you for that one, fucker.
Zamanınız doldu Kaptan.
Your leeway has run out.
Zamanınız doldu.
Your time has expired.
O halde zamanınız doldu.
Then your time has run out.
Üzgünüm, zamanınız doldu.
I'm sorry, your time is up.
Üzgünüm ama zamanınız doldu.
I'm sorry, but your time has run out.
Zamanınız doldu?
You packed?
Terapi seansını bölmek istemem ama zaman doldu!
Hate to bust up the therapy session, but your hour is up!
Piç kurusu biliyor ki, ne yaparsa yapsın, zamanı doldu. Dur!
The bastard knows that whatever he does, his time is up.
Zaman doldu, azgın boğa.
Okay, okay. Time is up, stud-bucket.
doldur 179
doldu 21
doldurun 40
doldurayım mı 30
doldur şunu 17
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
doldu 21
doldurun 40
doldurayım mı 30
doldur şunu 17
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22