English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Z ] / Zamanın var

Zamanın var traduction Anglais

3,941 traduction parallèle
- Zamanın var mı?
You have a moment? Mm-hmm.
Zamanın var.
Take your time.
Fizikçiler size zamanın var olmadığını söyler zaman insanların yarattığı deneyimlerini sıralamak ve düzenlemek için buldukları bir şeydir. Böylece onu ölçebilir, onaylayabilir ve hatırlayabilirler.
Physicists will tell you that time does not exist, that it is a human construct used to organize experience and catalog existence so we can quantify it, confirm it, remember it.
Sanırım, senin daha zamanın var.
Well, I guess you do have time.
Zamanın var mı?
Does that work for you?
- Konuşmak için zamanın var mı?
You have a minute to talk?
Bugün zamanın var mı yoksa ben mi halledeyim?
You have time today or you want me to handle it?
Zamanın var mı?
Do you got a moment?
- Biraz zamanın var mı?
Hey. Do you have a minute?
Kariyerini dert etmek için çok zamanın var daha.
You have lots of time to worry about your career.
Ne yapmak istediğine karar vermen için kısa bir zamanın var, uslu olman gerektiğini anlamak için kısa bir zamanın var, ama ben yeterince sıkıldım.
You need a little time to figure out what you want to do, you need a little time to figure out if you can behave, but I have had enough.
Sınavlar için hâlâ zamanın var.
There are still three days to go for the exams.
Biraz zamanın var mı?
Do you have a sec?
O zaman biraz boş zamanın var?
Yeah, so that probably means you've got some time to kill?
- Hâlâ zamanın var.
You still have time.
O zaman bir çaresi var, ama ben sualtında doğum olayını çok merak ediyorum.
Well, that's always a fallback, but... I'm actually curious about this underwater birthing.
- Tuşların ne yaptığını öğrenmem için zaman ihtiyacım var.
II need time to plot out all the buttons, you see.
- Her zaman bir cevabın var.
You've always got an answer.
Elimizde çalışan birkaç saat var zanlının zamanı neden ve nasıl değiştirdiğini çözebiliriz.
Now that we have a few working watches, though, we might be able to see a pattern in how or why the unsub changes the times.
O zaman, yeni bir plana acele ihtiyacın var.
So you need a new plan quickly. I have a plan!
Sonra bir de kanatları var bu da insanın aklına melekleri, tanrıyı getiriyor tabii bir de seks yaptığın zaman yaşadığın pişmanlığı.
And then he's got wings, which make you think of angels, which makes you think of God, which makes you feel guilty about having sex in the first place.
İçki ısmarladığım zaman seviyormuş gibi yapan bir sürü yarı çıplak kadın var.
There's all these scantily glad women there that pretend to like me if
Çocuğun babasının Koroner Yoğun Bakımdan ne zaman çıkacağına dair bir fikrin var mı?
So any idea when the kid's dad is gonna get transferred out of the C.C.U.?
Ne var ki, ben her zaman sonunda ne bileyim biraz daha kırmızı ve sarı takılacağını düşünüyordum.
- Ha! You think? - Yeah.
Anlaşılıyor ki geniş bir zaman aralığına ihtiyaç var, fakat acaba basit hücre ile karmaşık hücre arasındaki ve karmaşık hücre ile çok hücreli yaşamın evrimi arasındaki büyük boşluklara ihtiyaç var mı?
It seems that you need vast expanses of time, but do you need those big gaps from the simple cell to the complex cell, do you need the gap from the complex cell to the evolution of multicellular life?
O kadar ofis zamanının bir kısmını ödenmemiş faturalarımızla ilgilenmek için kullanma şansın var mı?
Is there any chance you could use some of that office time to-to deal with our unpaid billing?
Tamam o zaman bana krallığının anahtarını verebilirsen, eğer sakıncası yoksa, ki eminim ki var.
Huh, okay. Well, if you'll just give me the keys to your kingdom, if you don't mind, which I'm sure you do.
Buna ne zaman ihtiyacın var?
When do you need it?
Çünkü bu benim düğünüm ve zamanından birazını bana ayırmana ihtiyacım var.
okay, because this is my wedding night and I just need a moment of your time.
Başka zaman tikim var diye memeleri tutarsın.
Whoa. You work on your boob-grabbing Tourette's situation on your own time.
Her zaman olduğu gibi. Çünkü buna ihtiyacın var.
Like it always does.'Cause you need it.
Çünkü babasının yüklü bir banka hesabı var ve çok iyi suç siliyormuş.. ... bu yüzden Wade ne zaman yanlış bir şey yapsa halının altına süpürmüş.
Because daddy's big fat bank account comes with a big fat eraser, so anytime Wade did something wrong, it just got swept under the rug.
New York'a ne zaman varıp ne zaman ayrıldığını anlamamız neredeyse imkansız ama denemeliyiz.
Well, it's nearly impossible to figure out when he arrived and departed New York, but we should try.
Ama bir şey var. Sonuçlarıyla yaşaman gereken kararlar verdiğin zaman beni bunların dışında tut.
But it's one thing when you make decisions that you have to live with... but leave me out of it.
Çocukların meselelerini konuşacak zamanım yok. Şu anda çok işim var.
It's not a good time to talk about the kids
İstediği zaman dünyanın çevresini dolaşabilen yüzlerce gemisi var.
He has hundreds of boats circumnavigating the globe at any given time.
Vardiya zamanım yaklaşıyor ve insanların telgraflarına ihtiyaçları var.
I've got a shift coming up and people do need their telegrams.
Şimdi bile uzun zaman önce başladığım şeyi bitirmek istiyorum ve bunun için Anti-sparkımın bir araca ihtiyacı var.
Cybertron after my demise. I now wish to finish what I began eons ago, and for that, my Anti-spark requires a vessel.
Amirim, biraz zamanınız var mı?
Chief, got a sec?
Pazartesine kadar zamanınız var.
You have till Monday.
Her zaman O aptalca şakalarının ardında masum birinin var olduğunu düşünmüştüm.
I always believed there was some innocence behind your pranks.
Ben Chester's Mill Belediyesi konsey üyesiyim. Ve bu kriz zamanında vatandaşlarımızın bir ihtiyaçları var mı diye etrafı geziyorum.
I'm a councilman for Chester's Mill, and I'm making my way around to see if our citizens need anything in this time of crisis.
Zamanın var mı?
You got time?
Biliyorsun, senin ihtiyarın sözüne kulak asman için hâlâ zaman var yani bunu olduğu yerde bırakmak için.
You know, there is still time for you to heed your old man's advice, leave this right where it is.
Çıkıp arkadaşınızı, komşunuzu ailenizi oy verip bu belirsizliğe bir son vermek ve bir sonraki valinizi seçmeye ikna etmek için çok zaman var.
Uh, there is still plenty of time to go out and convince your friend, your neighbor, your family to bravely venture into this storm of uncertainty and elect your next governor.
Ve nasıl bu kadar sağlıklı olacak zamanınız var anlamıyorum.
I don't know how you guys find time to be so healthy.
- Şu an gerçekten hiç iyi bir zaman değil. - Ama Dr. Pierce kızların yardımınıza ihtiyacı var.
This really isn't a good time.
Bayrak çalma'nın devam etmesine çok az bir zaman var.
We are moments away from resuming capture the flag.
O zaman birinin gelip toprağını alması hakkında biraz tecrüben var.
So you know a little about what it's like, somebody comes, takes your land.
Nerede hamam böceği dansı izleyebileceğini söyleyen web sitesi de var ama bu zamanını iyi değerlendireceğin anlamına gelmez.
And there's a website where you can watch cockroaches dance, but that doesn't mean it's a good use of your time.
Tüm zamanınızı burada geçirecekseniz malikânede oturmanın ne anlamı var ki?
What's the point of having a mansion if you're gonna spend all your time in here?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]