Iyi bir nokta traduction Anglais
337 traduction parallèle
Evet, bu çok iyi bir nokta Yoksa değil mi?
Oh, yes, that's quite a good point!
Bu iyi bir nokta.
That's a good point.
Kendine öz bir tarzda, fakat şarkı iyi bir nokta.
In his own unique way, but... The song makes a good point.
- Bu onu bulmak için iyi bir nokta.
- This is a good place to spot him.
Bu iyi bir nokta ama biliyorsun ki... Cubs dünya şampiyonasında.
That's a good point, but you know it's the Cubs in the World series.
Bu çok iyi bir nokta.
That's a good point.
Şu gerçekten çok iyi bir nokta ama onu kısa ve öz bir açıklamayla destekle. NasıI yani?
Right here, that's a really good point but you gotta f ollow it up with a concise explanation.
Ruslar başlamak için iyi bir nokta.
The Russians... that's a good place to start.
- Emin değilim ama başlamak için iyi bir nokta. Düşük dozlu çevresel radyasyonun, radyoaktif izotoplar üzerinde geçici etkisi...
- l'm not sure, but I've heard theories that low level radiation could have a temporal...
Aslında bu iyi bir nokta.
That's a good point.
Lanet iyi bir nokta.
A damn good point.
Iyi bir nokta degil bu, Matt
Not really a good point, Matt
Aslında, bu iyi bir nokta.
That's a good point, actually.
Bu iyi bir nokta Ralf.
That's a good point, Ralph.
Sanırım burası iyi bir nokta.
I think this is a good spot.
- Çok iyi bir nokta.
- Very good point. - Think about it.
Bu iyi bir nokta mı?
Is this a good mark?
O halde, bunun iyi bir nokta olduğunu düşünüyor musun?
So you think this is a good spot?
Burası iyi bir nokta. Tamamen sıkıştık.
Well this is a good spot we're totally pinned down.
- Şey, bu iyi bir nokta, ama... bütün masalların bir amacı vardır.
Well, that's a good point, but...
Evet, iyi bir nokta.
Yeah, good point.
Ah evet, bu iyi bir nokta.
Oh yeah, th - that's a good point.
Başlangıç için iyi bir nokta.
Well, that's a good place to start.
Nehirden geçiş iyi bir nokta ama bunu diğerleri de biliyor.
River crossings are a good spot... but others know this too.
Hayır, polisin bunu neden araştırmadığıyla ilgili iyi bir nokta yakaladın.
You've got enough for a piece on why the police are not more curious.
Hızımı kesti ve kapanış için iyi bir nokta yakaladı.
He punctured my momentum and made a good point to close.
Yine de elinizden gelenin en iyisini yaptınız... ve Harry siz iki genç serserinin tüylerini geri almasını sağladığına göre... belki o da kızımla evlenip bu işe bir nokta koysa iyi olur, değil mi doktor?
Still, you did your best... and as Harry has made you two young rascals take your feathers back... well, he'd better marry the girl and have done with it, eh, Doc, hmm?
Bu tartışmalı bir nokta ama akşam yemeği sohbeti için, iyi bir konu.
It's a debatable point, but a good subject for a dinner's conversation.
İyi bir nokta.
Good point.
İyi bir nokta.
Got a point.
İyi bir nokta.
That's a good point.
İyi bir nokta.
You make a good point.
Bu iyi bir nokta.
You may have a point there.
İyi iş, Watson. Yemek vakti geliyor, duymaktan mutlu olacaksın fakat araştırmaktan mutlu olacağım bir nokta daha var.
Dinner's soon, you'll be happy to hear but I have do just have one point on which I need to be satisfied.
Dediklerinin içinde sadece bir iyi nokta var, o da kırmızı şarap içmesi.
From what you tell me... the only good news is that now... he drinks red wine.
- İyi bir nokta.
- Good point.
Bu, çalıştığım en iyi subaylarda ortak nokta olarak gördüğüm bir davranış.
That's an attitude that I've found common among the best officers I've ever served with.
Bir diksiyon hocası tuttum. Gelebildiğim en iyi nokta şuydu.
- I did this and I can now :
Sanırım ideal bir bakış için en iyi nokta burası.
This is the perfect spot for an ideal viewing.
- İyi bir nokta. - Hayır.
- That's a good point.
İyi bir nokta.
You have a point.
Komutan, bu konuda önemli nokta, bizim iyi bir performans göstermemizdi.
Commander, the simple fact is we needed a good performance.
- Yüz adam mı? - Asıl nokta, bu çok iyi bir adam, ve bir kahraman.
The point being that this is a very good man, and a hero.
İyi bir nokta bulup indireyim şunu!
Well, let me get over for the top shot.
- Anlaşma nedenleri ne? - İyi bir nokta.
Why queer their deal?
İyi bir nokta daha.
Another good point.
İyi bir nokta, Fakat ben biraz farklı bir noktaya değinecektim... Hani siz bizim aletler hakında konuşuyordunuz- -
That's a good point, but I would take a slightly different line... that when you were talking about the batteries- -
- Evet, bu iyi bir nokta.
Yeah, that's a good point.
Bu iyi bir nokta.
Good point.
İyi bir nokta yakaladık.
Now we're getting somewhere.
Lezzetli, mideni incitmeyecek bir tavuk istiyorsan püf nokta şudur : Tavuğu iyi pişir lütfen.
If you want a delicious chicken, a chicken that wouldn't upset you, the secret is : please, roast it well.
iyi birisin 30
iyi biri 103
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi bir fikrim var 23
iyi bir fikir 75
iyi bir şey 36
iyi biri 103
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi bir fikrim var 23
iyi bir fikir 75
iyi bir şey 36
iyi bir çocuk 55
iyi bir soru 35
iyi bir iş 32
iyi biridir 33
iyi bir adamsın 23
iyi bir fikirdi 18
iyi birine benziyor 31
iyi bir başlangıç 27
iyi bir kız ol 31
iyi bir adamdı 69
iyi bir soru 35
iyi bir iş 32
iyi biridir 33
iyi bir adamsın 23
iyi bir fikirdi 18
iyi birine benziyor 31
iyi bir başlangıç 27
iyi bir kız ol 31
iyi bir adamdı 69