Izle onu traduction Anglais
398 traduction parallèle
Adım adım izle onu.
Follow her wherever she goes.
O rüyayı izle Onu izlemeliyim
On top of Old Smoky Where things get real hot
O zaman izle onu.
Then watch him.
Kızına olağanüstü bir düğün yapacağım, onu izle ve git artık.
I will do everything in my power to help with your daughter's wedding so stay till your daughter's wedding, and then, you should move on.
Onu yakından izle ve uyurken çıkarmadığından emin ol.
Watch her closely, and see that she does not remove it in her sleep.
Onu izle Riano, yoksa bütün kabile peşimize düşer.
After him, Riano, or we'll have the whole tribe on us.
Şimdi beni izle ve ben ne yapıyorsam onu yap.
Now watch me and do just as I do.
Garaja git, onu izle.
Go to the garage and tail him.
Onu izle.
Well, you watch him.
Onu izle fakat fazla korkutma.
Watch her but don't scare her too much.
Onu izle, Hamid.
Follow her, Hamid.
Alayım onu. İzle şimdi.
Now watch.
- İyi izle, onu görmek istemiyorum.
- Watch it, I don't want to see him
Hiç olmazsa yarın gel ve onu balede bir izle.
At least do this. You come and see her in the ballet tomorrow.
Görene kadar onu izle.
Look at him seeing it.
İzle onu Miryam.
Follow it, Miriam.
Zamanım yok, daha sonra gelirim İzle onu, nereye gittiğini gör
I haven't time now. I'll come back later. [bell rings]
Söylediğim gibi, çocuklar iyi bir damar buldular, dağın boyunca onu izle.
Like I told you, the boys hit a good vein, followed it through the mountain.
Onu daha iyi izle.
Better watch him.
- Jeth. - Evet, efendim! Blake, sana karargâhı gösterecek, onu izle.
Jeth, Blake'll show you to our quarters.
Otur, onu maviye dönüştürüşümü izle.
Sit here and watch me turn him blue.
Onu izle.
Watch out
Onu izle.
Watch him.
İzle onu.
Watch her.
Evet, onu izle ve nereye gittiğine bak.
Yes, trail him and see where he goes
Sen onu yoldan izle, ben de kırdan gidip önünü kesmeye çalışacağım.
You follow by road and I'll cut across country - and outflank her.
İzle onu.Kaçıyor. buraya, buraya
Watch him. He's running. Here, here.
Onu dinle ve izle.
Listen toher, follow her.
Onu dinle, onu izle.
Listen to her, follow her.
Onu izle, tamam mı?
Watch'im, eh?
Burada kalıp onu izle, Dako, iyileşme ihtimaline karşı.
Stay here and watch him, Dako, in case he recovers.
- Onu izle ve bana saat saat haber ver.
Follow her, watch what she does, and report back to me.
Onu izle!
Watch it!
Bull, onu çıkarken izle.
Bull, come watch him out the door.
İzle onu.
Now watch.
Bu arada, sen de onu izle.
Meantime, you follow him.
Khan, onu yakından izle, dedi.
Khan said to watch him very closely.
İzle onu.
Watch him.
Gel, onu izle.
Come, follow him.
Onu izle, Roger.
Watch him, Roger.
Büyürken izle onu.
Watch her as she grows.
Onu izle, Owney.
You watch him, Owney.
İzle onu.
Follow him,
Evet evet onu izle. O...
Yes, yes, follow him.
- Onu izle.
- If it'll get you up that tree please. - Follow her.
Onu dikkatle izle.
Watch him like a hawk.
İzle onu.
Follow him.
İzle onu!
Watch him!
İzle onu Dewayne. İzle onu!
After him, Dewayne.
Kapıyı kim açarsa onu izle ve emirlerine uy.
Follow whoever opens and obey their orders.
Bir adam gelirse, onu izle.
If a guy comes along, follow him.
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu seviyorum 468
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104