Nabız yok traduction Anglais
538 traduction parallèle
Hiç nabız yok!
There's no pulse.
Nabız yok, Doktor.
There's no pulse, Doctor.
Nabız yok.
No pulse.
Hiçbirinde nabız yok.
None of them has a pulse.
Nabız yok.
There is no pulse.
Nabız yok! Nab...
No pulse, no...
Hiç nabız yok.
No pulse at all.
Nabız yok. - Milly. Milly.
Milly.
Hiç nabız yok.
There's no pulse.
- Sana söylüyorum, hiç nabız yok. - Öldürdüm mü onu?
There's no pulse.
- Nabız yok.
- Straight line!
- Nabız yok.
- No pulse.
- Nabız yok.
.No pulse.
Nasıl yani, kan basıncı yok, nabız yok?
What do you mean, "no blood pressure, no pulse"?
- Nabız yok.
No pulse.
Nabız yok.
I get no pulse.
Tansiyon yok. Nabız yok.
No BP, no pulse.
Nabız yok. Renk ve ateş var.
Color and temperature as you see.
Nabız yok.
Got no pulse, no rhythm.
NasıI gidiyor? Nabız yok.
- How're we doing?
- Solunum ve nabız yok.
- No breathing, no pulse.
- Yaşam belirtisi ve nabız yok.
- No vitals. No pulses. Nothing.
O kolda distal nabız yok.
No distal pulse in that extremity.
Nabız yok.
NO PULSE.
Nabız yok.
There's no pulse.
Kapiler dolum, nabız yok.
No cap refill or pulses.
- Nabız yok.
And another pulse.
- Nabız yok!
- There's no pulse!
- Belirgin nabız yok.
- No palpable pulse.
- Kalp atışı 40, nabız yok.
- Rate's 40, no pulse.
- Hala nabız yok.
- Still no pulse.
Nabız yok, beyin faaliyeti yok.
Heartbeat, brain activity.
Uç nabız ve ön nabız yok.
No DP or posterior pulses.
Sol bacağı ezilmiş ve nabız yok.
Left leg's mangled and pulseless.
Bacakta nabız yok, büyük kemik ve doku kaybı.
Too late. Leg's pulseless, massive bone and tissue loss.
Uç nabız yok.
No distal pulse.
Nabız yok, tansiyon yok.
No pulse, no blood pressure.
- Hazır. - Hala nabız yok.
- Clear.
Nabız yok.
I'd think they were dead.
Nabız? Yok.
None.
Nabız yok mu?
No pulse.
- Nabız sıfır, kalp atmıyor, nefes alış verişi yok.
- No pulse, no heartbeat, no respiration.
- Nabız ve solunum yok.
- He's got no pulse or respiration.
Ayrıca nabız da yok.
There's no pulse either.
- Nabız yok!
- No pulse!
Distal nabız yok.
BP's falling, 70 over 50.
Nabız da yok.
No pulse either.
- Nabız yok.
- I don't get a pulse.
Nabız oksijeni yok neredeyse.
His pulse ox barely registers.
- Nabız ve solunum yok.
- No pulse, no resps.
Basıncı ağızlığını takacak yer yok, kartoid nabız 160.
No place for BP cuff, faint carotid pulse at 160.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65