Nereden bileceksin traduction Anglais
563 traduction parallèle
Frieda, sen nereden bileceksin?
Frieda, you don't know.
- Nereden bileceksin.
- How will you know?
- Nereden bileceksin ki?
What'd you know? Must be off now
Bir kadının en güzel yıllarını kullanmış olmak ne demektir, nereden bileceksin?
How can you know how it feels to have used up the best years of a woman's life?
- Nereden bileceksin, hiç gitmemişsin.
- You couldn't. You've never been there.
Peki bulursan o olduğunu nereden bileceksin?
But how are you expect to know her if you do find her?
Kaygı duymanın nasıl bir şey olduğunu nereden bileceksin ki!
How can you possibly know what anxiety feels like?
Nereden bileceksin ki?
Well, what do you know?
Sen nereden bileceksin ki?
How would you know?
Sen nereden bileceksin?
What the hell would you know?
Nereden bileceksin?
How would you know?
Nasıl olduğumu nereden bileceksin.
How do you know how I am.
Nereden bileceksin?
You can't be sure.
- Sen nereden bileceksin ki?
- How would you know?
Orada olmalı. Sütçünün yerini nereden bileceksin.
You don't know.
Ne olacağını nereden bileceksin?
How can you see or hear what's to come?
Nereden bileceksin? Korkudan tir tir titriyordun.
What would you know, standing there scared to death?
Hangisini keseceğini ya da çekeceğini nereden bileceksin.
I mean, there's all these wires and shit down there.
Ruhu boğa güreşçisi olmak tutkusuyla yanan bir çocuğun ne kadar sefalet çektiğini sen nereden bileceksin.
You have no idea how much a boy suffers when he wants to be a torero, when his very soul is on fire with his desire to become one.
Sen nereden bileceksin ki, Pallas?
What would you know, Pallas?
Servetini kazanmanı beklersem, paran için peşinde olmadığımı nereden bileceksin diye düşündüm.
I figured that if I waited for you to make your fortune how would you know that I wasn't after you for your money?
Sen nereden bileceksin, hayatım?
How would you know, darling?
Sen nereden bileceksin?
How do you know?
Ne zaman öleceğimi nereden bileceksin?
How will you know when I am to die?
Ne çektiğimi nereden bileceksin? Sabahın 5'inde kalkıp Paris'e uç 12'de Old Vic'e içmeye git bütün gün basın ve TV röportajlarında ter dök 10'da eve dönüp bir İskoç futbolcunun öldürülmesine adı karışmış eşcinsel nemfomanyak bir uyuşturucu bağımlısıyla uğraş!
What do you know about getting up at 5 : 00 in the morning to fly to Paris back at the Old Vic for drinks at 12 sweating the day through press and TV interviews then getting back here at 10 to deal with a homosexual nymphomaniac drug addict involved in the murder of a Scottish footballer?
Otelde olacağımı nereden bileceksin?
You couldn't have known I'd be at the hotel.
Aah, nereden bileceksin ki.
Nah, you'll never guess.
Sen nereden bileceksin?
How would you know?
Teröristlerin ne yapacağını nereden bileceksin?
Who knows with terrorists?
Bir tiyatro oyunu hazırlarken verilen emeği sen nereden bileceksin?
What do you know of the blood, sweat and toil of a theatrical production?
- Nereden bileceksin ki?
- How would you know?
Senden olduğunu nereden bileceksin?
How will you ever know it's yours?
Duymazlarsa nereden bileceksin?
How do they know if they don't hear it?
Nereden bileceksin?
How do you know?
İyi olup olmadığını nereden bileceksin?
How do you know if you're good?
Nereden bileceksin?
What would you know?
- Nereden bileceksin ki.
- No. You couldn't know.
- Sen nereden bileceksin?
What do you know about it?
Benim edepsiz bir ihtiyar olmadığımı nereden bileceksin.
How do you know I'm not a dirty old man?
Nereden bileceksin ki!
How would you know!
- Ne anlamadığımı nereden bileceksin?
- Who knows what I can't understand!
Kaçıverdi beyim. Birden kaçıverdi. Nereden bileceksin böyle olacağını?
He just ran away sir, suddenly ran away.
Sen nereden bileceksin?
And how the hell would you know?
- Sen nereden bileceksin ki?
- How the hell do you know?
- Sen nereden bileceksin?
- Were you in the men's room?
Nereden bileceksin?
How could you know?
Yalan makinesinden geçerse, doğru mu söylüyor nereden bileceksin?
What if he passes the polygraph? How will you know if he's lying?
Nereden geldiğini sen bileceksin.
You should know where she's from.
En azından bıçağın nereden indiğini bileceksin.
At least you know from where the blade fell.
Nereden bileceksin...
How can I know that?
- Nereden bileceksin?
How would you know?
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135