Sadece benim traduction Anglais
8,951 traduction parallèle
Hayır, sadece benim kafamda.
No, he's just in my head.
Sadece benim.
It's me! Just me.
Belki de- - ki sadece benim düşüncem, belki dünyaya düzüşmek dışında bir şey için gelmiş olabilirsin.
Maybe- - and this is just a thought, maybe you were put on Earth for more than fucking.
Julian sadece benim biyolojik babam.
Julian is just, uh... my biological father.
-, Sadece benim arabaya binelim lütfen, lütfen.
Please, please, just let me get in my car.
Sadece benim gibiler için.
Just for guys like me.
Hayır, bu sadece benim saçma ağlayışımdı.
No, that was only my silly cry.
İçinde sadece benim numaram var.
My number is the only one in here.
- Ve o sadece benim elimde çalışır.
And that only works when in my hand.
Sadece benim duygularımla oynamamalıydı.
It's just my feeling is don't be dumber than fuck.
Sadece benim hayatım kimseyi ilgilendirmez.
It's just no one's business.
Sadece benim için mi?
Only for me?
Sadece benim yaptığım şeyler buna sebep olabilir.
Only my injections could have done this.
Bu tarz şeyler sadece benim gibilerde işe yarar.
Uh-uh. That only works on people like me.
Onlar sadece benim düşmanlarım değil.
They're not just my enemies. They're yours too.
Sadece benim odam hemen salonun üstündeydi ve gecenin ortasında son ses müzik dinlerdi...
I just... It's... My room was above the living room
Üzgünüm, sadece benim için.
Sorry, only for me.
- Sadece benim için yap lütfen.
- Just get it for me, please.
Bu canavar sadece benim hayatımı kurtardı.
This monster just saved my life.
Sen sadece benim bebeği nereye sakladığımı öğrenmek istiyorsun.
You just want to know where I hid the baby.
Benim sadece hissem var.
All I have is stock.
Benim yaşadıklarımı yaşamalarını istiyorum sadece.
I just want them to feel what I feel.
Lütfen, benim biraz zamana ihtiyacým var sadece.
Please. You know, I just... Fuck, I just need a little time.
Benim başıma gelen şeyin başka kimsenin başına gelmesini istemiyorum sadece.
I just don't want what happened to me to happen to anybody else.
Sadece bırak benim babası olduğuma inansın ben giderim. - O benim...
Just- - just let him believe I'm his father... and I'll go away.
- Neden benim suçum mu? - Sadece is, o yüzden.
Just is, that's why.
- Biz arkadaşız. Ve sen sürekli benim için yanıma gelirdin, yani ben sadece...
And you've always been there for me, so I just...
Benim teorime göre, aralarından birini yok etmek istiyordun sadece.
My theory... you just needed to disappear one guy.
Sadece nasıl ki burada yetkili kişi sensen benim de orada yetkili kişi oluşuma saygı göstermelisin.
You just have to respect that I'm in charge the way that you're in charge down here.
Benim ise sadece...
You know, I've...
Benim için önemli olan tek şey sensin. Eğer durum Saigon'dakine dönerse helikopterde sadece birimize yer olacak ve o yer senin dostum.
The only thing that matters is you know that if this goes down like Saigon, and there's only room for one of us on that chopper, that seat is yours, man.
Bugün sadece Kabir değil benim tüm ailem kurtuldu.
It wasn't just Kabir who got saved today. My whole family has been rescued.
Benim için sadece senin hislerinin birazı için hayatta ezilmek ölüm kadar acı bir şey.
It is as bitter as death to me to have the order of life smashed, just for some feeling of yours.
İçki ısmarlamak benim için yapacağın uzun mu uzun listedeki ilk şey sadece.
A round of drinks is the first thing in a long, long, long list of things you're gonna do for me.
Neyse. O sadece annesiyle benim için Daisy, senin ya da başka biri için değil.
She's "Daisy" to me and her mother...
Ama anlaman gerek benim gibi biri şu anki durumuna sadece şey -
But you have to understand, A kid like me doesn't get to where I'm at by doing...
Kurallar... Benim ve senin gibi insanlar calişmak ve yaşamak icin cabalarlar, sadece yaşarlar onu kullanmazlar.
That the rules, the ones people like me and you, the people that work and struggle to live our lives, just live, don't apply to them.
Sadece bu kavanozu benim için açacak birine ihtiyacım var.
I just need someone to open this jar for me.
Ben başlarda biraz şüpheciydim ancak sonra sana uydum, ama sen şimdi bana kitabın sadece başlangıç kısmını veriyorsun... ve bu kısım benim evliliğim hakkında öyle mi?
I was skeptical, but then I went along with it and now, you've handed over to me the beginning of a book... about my marriage?
Sadece tek bir tedavi var, o da benim elimde değil.
There is only one true cure, and it's within my reach.
Belki biraz sorunlu ama sadece yardım etmeye çalışıyordum. Hem benim de yeni bir termostat almam gerekiyordu.
Maybe just a little troubled, but I was only trying to be helpful, and I needed to be in town anyway to pick up that new thermostat.
Benim sadece, bir bağlantıya ihtiyacım var.
I just, I need the intro.
Sadece, Jane'e bir daha teklif edeceğinde, önce gelip benim iznimi almayı unutma.
Just, the next time you propose to Jane, remember to ask my permission beforehand.
Sanırım benim sadece dinlemem, gözlemem, kavramam gerek...
I think I just need to listen, observe, absorb...
Benim için... olay sadece aile.
For me... it was all about family.
Ama hâlâ senin koruyucun benim. Benim işim seni korumak. Sadece fiziksel olarak değil kalp ağrısından da.
But I am still your guardian, and it's my job to guard you, not just physically, but from heartache.
Galiba sadece başka çocukların benim çocukluğumdan da beter bir çocukluk yaşadığına inanmak istedim.
I guess I just wanted to believe some kids were having a worse childhood than I was.
Sadece ortak bir noktamız var diye heyecanlandım, benim hatam.
I'm starting to figure that out. I just got excited because I thought we had something in common. My bad.
Ama bu benim hayal gücümmüş sadece.
However, it was only my imagination.
Bak şimdi Dong, şunu bilmen gerek Logan benim sevgilim, o yüzden ikimiz sadece arkadaş olacağız.
Listen, Dong, I need you to know... that Logan is my boyfriend, so you and I... will just be friends.
Gördüğün gibi benim finansörlerim genellikle sadece büyük gösterilerle ilgileniyorlar.
You see, my usual backers are only interested in spectacle.
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim adım 192
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benim adım 192
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449